Empatiyi Yitirmiş Bir Toplum ve Eğitim 

AHMET METİN ahmetmetin@gmail.com

Bolu’da yaşanan otel yangını, trajedinin kendisi kadar, yangında hayatını kaybeden insanların yakınlarına yapılan alaycı telefonlarla da gündeme geldi. Bu utanç verici davranış, bireysel bir ahlak sorunundan çok daha fazlasını temsil ediyor. Toplum olarak empatiyi, ahlaki değerleri ve dayanışma kültürünü yitirdiğimizin açık bir göstergesi. Ancak asıl soru şu: Bu noktaya nasıl geldik? Ve bu sorunun köklerinde eğitim politikalarının ne kadar payı var?

Eğitim, bir toplumun geleceğini şekillendiren en önemli araçtır. Ancak ne yazık ki son yıllarda eğitim sistemimiz, öğrencilerin akademik başarıları üzerine yoğunlaşırken ahlaki değerler, empati ve sosyal sorumluluk gibi temel kavramları göz ardı etmeye başladı. Bu durum, bireylerin yalnızca bilgiyle donatılmış ama insani değerlerden yoksun yetişmesine yol açıyor. Peki, bir insan ne kadar bilgili olursa olsun, eğer empati kuramıyorsa, toplum için ne kadar faydalı olabilir?

Eğitimin Sorumluluğu

Eğitimin yalnızca matematik, fen ya da yabancı dil öğretmek olmadığını unuttuk. Eğitim aynı zamanda bireyin insan olmayı öğrenmesi için bir yolculuktur. Ancak mevcut sistemde değerler eğitimi ya çok yüzeysel geçiliyor ya da tamamen ihmal ediliyor. Empati, ahlak, vicdan ve sosyal sorumluluk gibi kavramlar müfredatın bir parçası olsa bile, genellikle bu derslere gereken önem verilmiyor.

Bolu’daki olay, bu eksikliğin bir yansımasıdır. Eğer bir birey, acı çeken bir aileye alay etmekte sakınca görmüyorsa, burada eğitim politikalarının sorgulanması gerekir. Bu durum, yalnızca ailelerin değil, okulların ve dolayısıyla devletin bu bireylere gerekli insani değerleri kazandıramadığını gösterir.

Eğitimde Değerler ve Empati Kazandırmak

Bugün eğitim politikalarında köklü bir değişime ihtiyaç var. Sadece akademik başarı odaklı değil, bireyleri empati duygusuyla donatmayı hedefleyen bir eğitim sistemi inşa edilmelidir. Bunun için:

Değerler Eğitimi Zorunlu Olmalı: Empati, merhamet, hoşgörü ve dayanışma gibi değerler, her yaş grubunda sistemli bir şekilde öğretilmeli.

Uygulamalı Sosyal Sorumluluk Projeleri: Öğrenciler, toplumsal sorunları anlamaları ve çözüm üretmeleri için sosyal sorumluluk projelerine dahil edilmelidir. Örneğin, dezavantajlı gruplara yardım etme, çevreyi koruma ya da yaşlılarla zaman geçirme gibi faaliyetler, empati duygusunu güçlendirebilir.

Öğretmen Eğitimi: Öğretmenler, yalnızca akademik içerik değil, aynı zamanda değerler eğitimi konusunda da donanımlı olmalı. Öğrenciler için rol model olan öğretmenler, empati ve ahlaki değerleri kendi davranışlarıyla da gösterebilmelidir.

Sosyal Medya ve Dijital Bilinç Eğitimi: Dijital dünyada artan kötü niyetli davranışlar göz önüne alındığında, öğrencilerin sosyal medya etiği konusunda eğitilmesi gerekiyor. Anonim kalma duygusuyla yapılan zararlı eylemlerin sonuçları, öğrencilere açıkça anlatılmalı.

Eğitimde İhmalin Sonuçları

Eğer eğitim politikaları bireylerin sadece akademik yönlerini geliştirmeye odaklanırsa, Bolu’daki gibi olaylar kaçınılmaz olacaktır. Empati, çocuklara küçük yaşlardan itibaren öğretilmelidir; çünkü insan olmayı öğrenmeden bilgiyle donanmak, toplum için bir kazanç değil, bir kayıptır.

Bu olay, eğitim sistemimizin zayıflıklarını ortaya koyan acı bir gerçektir. Eğitim politikalarını yeniden şekillendirmediğimiz sürece, toplum olarak daha büyük sorunlarla karşılaşacağız. İnsanlığı öğretmeyen bir eğitim, geleceğimizi tehdit eder. Unutmayalım, bir insanın diploması değil, vicdanı toplumu güçlü kılar. Ve empatiyi öğretmeyen bir eğitim, ne bireye ne de topluma fayda sağlar.

Eğitim politikalarımızı tekrar gözden geçirip, insanlığı ve empatiyi merkeze alan bir sistemi kurmak zorundayız. Aksi halde, bu tür utanç verici olayların önüne geçmek mümkün olmayacak.