Sağlıklı Olmak, Hasta Olmak, Engelli Olmak…
Sağlıklı olmak nedir?
İnsanların büyük bir çoğunluğu bu soruya muhatap olduğunda genelde herhangi bir hastalığın olmaması hali olduğunu düşünmektedirler. Temel olarak bu bakış açısı yadsınamaz, lâkin bu durumu biraz daha geniş olarak açıklamakta muhakkak ki fayda olacaktır. Dünya Sağlık Örgütü, sağlığı tanımlarken insanların yalnızca bir hastalığının olmamasından ziyade aynı zamanda ruhen, bedenen ve sosyal yönden iyi olma hali şeklinde ifade etmektedir. Bu çerçevede biraz daha anlaşılır hale getirmek istersek; duygu yapısı ve zihin aktiviteleri normal, fiziki bir engeli ile ruhi açıdan herhangi bir anormal hâli olmama durumu olarak da belirtilebilir.
Hasta olmak…
Bu kavram kısaca sağlıklı olma halinin yitirilmesi olarak tanımlanabilir. İnsan her şeye dikkat etse dahi kontrol edemediği sebeplerden dolayı her an hastalanma riski ile karşı karşıyadır. Siz ne kadar özen gösterirseniz gösterin bazı şeyler olabilir. Mesela genetik olarak sahip olduğunuz bir gen sebebiyle belli bir hastalığa yatkınlığınız olabilir; belli bir yaş sınırına geldiğinizde o hastalık ortaya çıkabilir. Böyle bir durumda tedavi yollarını kulaktan dolma bilgilerle değil, sağlık kurum ve kuruluşlarında aramak gerekir.
Engelli olmak…
Doğuştan veya daha sonra herhangi bir sebepten dolayı bedeni bir takım yetkinliklerin olmaması, kaybedilmesi veya normalden daha az olması hali şeklinde özetlenebilir. Engel durumu vücudun tamamını veya herhangi bir bölümünü etkileyebilir. Ama bu durum hayatın sürdürülmesine kesinlikle engel olmayacağı gibi, Allah’ın insana verdiği ömür, içinde bulunulan her türlü şarta göre sürdürülmelidir.
Engelli kardeşlerimizin eğitim ve öğretimine daha çok özen göstermek, onların toplum içerisinde bulunmasını sağlamak çok önemlidir. Onların çok farklı yetenekleri bu suretle ortaya çıkabilir. Mesela görme engelli kardeşlerimizin zihinsel ve duyma aktiviteleri çok üst düzeyde olabilmektedir.
Sözün aslı…
Hayatımızı sürdürürken bedenimize ve ruhumuza yeterli düzeyde bakma yükümlülüğümüz bulunmaktadır. Vücudumuzun ihtiyacı olan besinleri yeterli miktarda yemeli, temizliğe mümkün olduğunca özen göstermeli ve ruhumuzu kesinlikle ihmal etmemeliyiz. Yapılan araştırmalarda normal günlük hayatta ve hastane ortamlarında enfeksiyonları önlemenin en kolay ve ekonomik yolunun elleri yıkamak olduğu sonucuna varılmıştır. Bu basit işlem sağlığın korunmasında azami etkiye sahiptir. Yemekten önce ve sonra elleri yıkamak, mümkün olduğunca az yemek ve yemeği çok sıcak yememek Peygamber Efendimizin sünnetlerinden olup aslında sağlığın korunması açısından verdiği evrensel mesajlarından birkaç tanesidir.
İnsanlar hayatlarını sürdürürken öncelikle hasta olmamak için gayret göstermelidirler. Gösterdikleri gayretlere rağmen hastalanırlarsa “Şifa Allah’tan” diyerek tedavi yollarını aramalıdırlar. Modern tıp gün geçtikçe ilerlemekte, çaresi olmadığı sanılan hastalıklar değişik yöntemler kullanılmak suretiyle tedavi edilebilmektedir.
İnsanların hastalanma konusunda belki de en büyük yanılgısı “Bana bir şey olmaz, ben hastalanmam” şeklindeki kuruntularıdır. Herkes hastalanabilir, önemli olan bu hastalıklar çok fazla ilerlemeden teşhis ve tedavisinin uygun yerlerde yapılmasıdır. Hastalanmam demek yerine “Ben de hastalanırım.” demek belki de insan olmayı anlamaktır.
Sağlıklı olmak, hasta olmak ve engelli olmak insanların hayatlarının tamamında veya dönem dönem karşılaşabilecekleri durumlardır. Meşhur bir sözümüz vardır “Düşmez kalkmaz bir Allah” diye. İnsanlar sağlıklı iken herhangi bir sebepten dolayı hastalanabilirler, tedavi ile iyileşebilirler, bedenlerinde ve ruhlarında bazı izler kalabilir, kazalar geçirebilir, vücutlarının bazı bölümlerini kaybedebilirler. İnsan olarak hepimiz her gün hastalanma ve engelli olma potansiyeline sahibiz. Her ne hâlde olursak olalım; ister sağlıklı, ister hasta, ister engelli olalım, sonuçta insan olduğumuzu, herkesin insan olarak yaşamaya hakkı olduğunu unutmayalım.
Allah kimseyi izansız bırakmasın…
Selam ve muhabbetlerimle…