HACDAN İZLENİMLER - 2 -    

DETSELİ MEHMET CEVİZ HOCA mehmetceviz69@hotmail.com

       Allah (c.c)”Gücü yetenlerin haccetmesi Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır”.( Al-i İmrân sûresi97.ayet)Hz. Peygamber (s.a.v): ”Makbul bir Haccın mükafatı da ancak cennettir”. Haccın şartların dan birisi olan Arafat için  ise:”Hac arafattır”. buyuruyor. Ayrıca hac ile ilgili birçok soruya Kolaylaştırıcı cevaplar vermiş ve: “Ben nasıl hac yaptıysam sizde öyle hac yapın. Haccın menasikini benden öğrenin” ifadesiyle de hac İbadetini bizzat  yaparak nasıl yapılması gerektiğini öğretmiş ve yaptığı şekliyle de her çağda yaşayan Müslümanlara  hadislerle ulaşmasını sağlamıştır.

Tüm Müslümanlar Allah’ın emri olan bu ibadete gücü yettiğince mübarek yerlere ulaşarak hac  İbadetini yapmaya çalışmaktadır. Bu açıdan Haccın farz olmasının şartlarını iyi bilmek gerekir. Değişik yollarla hacca gitmek için meşakkatli maceralara girmenin hiçbir anlamı yoktur. Bu nedenle imkanı iyi olanların hacca erkenden kayıt yaptırmaları gerekir. Sonrasını bekleyerek tevekkül etmelidir. Şartlar bunu gerektirmektedir. Günümüz de, baktığımızda hac zamanı çok kalabalık olması, izdihamların olma ihtimali ve aşırı sıcaklar hac ibadetinin meşakkatini  daha da artırmaktadır. Hac ibadetinin genel bilgilerine baktığımızda, teorik bilgiler pratikte şartlar gereği farklı olabilmektedir. Bunu da yadırgamamak gerekir. Aynı anda, aynı zamanda ve aynı mekanda milyonlarca insana hizmet etmek ve her kuralıyla tam olarak yapmak mümkün olmamaktadır.

        Öncelikle hacca niyet(afakiler mikat sınırlarında Mekke’de kalanlar ve Mekke’de Haccı bekleyenler bulundukları otelde, Hacca niyet edip ihrama girmiş olarak arefe gününden bir gün önce terviye günü akşamından itibaren Arafat’a yolculuk başlar. Arafat’ın özelliği Hz. Adem ile Hz Havva cennetten kovulduktan üç yüz yıl sonra Arafat’ta buluşmaları ve burada tövbelerin  kabul edilmesi dolayısı ile bu alanda günahların affedileceği bağışlanacağı umularak vakfe yapılmaktadır. Ayrıca Hz. İbrahim’e Hz. Cebrail melek bu yerleri ve meşaril haram bölgelerini tarif ederken “Anladın mı ya İbrahim anlamında ‘arafte’ sorusuna Hz ibrahim’in;”areftü” anladım anlamında ‘Arafat ismi verilmiş ve Anlamak idrak etmek için   vakfenin önemi, bir anlamda insanların kendine gelme yeridir. Arafat da güneşin tam tepede olduğu zeval vaktinden sonra vakfe başlar o gün fecri sadığa kadar devam eder. Bu zaman diliminde, hangi halde olursa olsun insanların Arafat bölgesinde bir miktar bulunması halinde vakfesini yapmış demektir. Her ne sebeple hacca niyet ettiği halde bu zaman içinde Arafat da bulunamadıysa hac yapmış sayılmaz mutlaka kazasını yapması gerekir. İmkanı olmayıp Şartları zorlayarak gidenlerin üzerine farz olmadığı halde bu risk göz ardı edilmemelidir. Vakfe yapamadığı zaman kendini yükümlülük altına koymuş  demektir. Anlatılanlar göre hacca gidip hastalanıp Arafat’a çıkamadan  hac yapamadan dönmek zorunda olan insanların hikayesi anlatılmaktadır.

          Suudi Devleti her müracaat edene seyahat veya ticaret vizesi verdiği için Haccı çıkmayan İnsanlarda bunu kullanarak hac İbadetini yapmak istiyorlar. Böyle olunca  hac döneminde çok kalabalık olmaktadır. Bu nedenle sıkı tedbir almaktalar. Öyle ki, Arafat’a çıkarken  otobüslerdeki kişi sayısını bile kontrol altında  başına görevli vererek Arafat’a hacıların sevkiyatını yapmaktalar. Her kafileyle kadın ve Erkek olmak üzere numaralandırılmış çadırlara yerleştirmektedirler.( çadırlar konforlu klimalı ve koltuklu yataklar su ve yiyecek ihtiyacı karşılanacak şekilde dizayn edilmiş durumda. Daha önceleri kumların ve toprağın üzerinde 50 dereceyi geçen sıcakta  ayak basıldığı zaman ayakları sıcaktan kavuran zeminler, daha sonra klimasız kıl çadırlarla vakfe yapanlar hatırlanınca gayet konforlu bir vakfe yapma ortamı hazırlanmış).Bu sorunların olabileceğini ve ona göre vize vermeleri gerektiğini her halde bilmeleri gerekiyor. Kaçak olarak gelen birçok insan bazen kilometrelerce Dağdan taştan oraya ulaşmaya çalışırken maalesef vefat edenler oluyor. Arafat’a bir şekilde ulaşanlar ise çadır olmadığı için aşırı sıcaklarda arada kaldıkları için çok büyük sıkıntı çekmektedirler. Arafat'ta öğle ve ikindiyi öğle vaktinde cemi takdim yani ikindi namazını öne çekerek birlikte kılınmaktadır.

Çeşitli ülkelerden ve milletlerden Müslümanların geldiği o maneviyatı ağır ortamlarda bile üzülerek ifade etmeliyim ki ahlaki ve insani çok eksiklerimiz olduğunu müşahede etmekteyim. Saygı hürmet temizlik ve kardeşlik ruhu hala zayıflığını korumaktadır. Yani oralar İslam ümmetinin aynası olarak düşündüğümüzde, bir avuç İsrail’e karşı neden bir araya gelemediğimizi anlamak hiçte zor olmamaktadır. Aynı inanca ve dava için burada olan milyonlar, buradan dönünce neden ayrılığa düşüyor. Maalesef İslam dünyası Kur’an ve sünnetten çok uzaklaştığı görülmektedir. “Siz nasılsanız öyle yönetilirsiniz” hadisi şerif aklımıza geldiğinde ve müşahede ettiğimizde hak vermemek elde değil.

En basitinden bir örnek vermemiz gerekirse, yerli halk dahil ibadet için gelenlerin bir çoğu her tarafta çöp kutuları olmasına rağmen umurlarında olmadan yerlere fırlatıp atıyorlar. Her taraf çöp yığını. Temizlense dahi beş dakika sonra eski halini almaktadır Savurganlık ve israf hat safhada,. Gazze’ymiş, Filistin’miş, boykotmuş çok az insan hariç bir çoğunun umrunda değil. Kısacası Müslüman  dünyası olarak çok ekmek yememiz lazım geldiğini söylemek isterim.

    Devamı gelecek hafta.. Selam ve Dua  ile