HADİMÎ HAZRETLERİ
“Aah!Aah! Çoban kazandı çoban! “ hikayesini sıklıkla talebelerine anlatan Hâdimî Hazretleri kıymetli bir İslam Alimidir, H.1113 (M.1701) yılında Konya’nın Hâdim kasabasında dünyaya geldi. Asıl adı Mehmed(Muhammed) olup babası müderris Fahrürrûm Mustafa Efendi’dir. Buhara’dan göç ederek Anadolu’ya yerleşen ailesinin soyu Hz. Peygamber’e kadar ulaşmaktadır. Hâdimî ismi yanında Hüseynî, Nakşibendî, Konevî isimleriyle de anılır. İlk öğrenimini babasının yanında yaptı ve on yaşında iken hâfız oldu. Babasından Kütüb-i Sitte ile diğer bazı hadis kitaplarını senedleriyle birlikte okuduktan sonra,1720 yılında Konya’daki Karatay Medresesinde tahsilini devam ettirdi. 1725’te hocası İbrâhim Efendi’nin tavsiyesi üzerine İstanbul’a giderek Kazovalı (Kazâbâdî) Ahmed Efendi’nin medresesinde öğrenimine devam etti. Sekiz yıl öğrenim gördükten sonra Hâdim’e döndü.
Babasından boşalan Hâdim Medresesi’nde ders vermeye başladı. Bu sırada babasının medresesi yerine yeni bir medrese inşa edildi. Fahrürrûm Mustafa Efendi ile birlikte meşhur olmaya başlayan Hâdim kasabası, Ebû Saîd (Said’in babası,bir nevi Hâdimî hazretlerinin künye ismi) ve oğulları zamanında şöhreti daha da artarak bir ilim ve irfan merkezi haline geldi. Kendisinden ilim tahsil etmek isteyen talebelerin çokluğu sebebiyle Hâdimî, derslerini yaz aylarında kasabaya 12 km. mesafede bulunan Kervanpınar da açık havada vermeye başladı.Bu çabası kısa zamanda Anadolu’nun diğer bölgelerine de yayıldı.
Hâdimî, I. Mahmud tarafından Dârüssaâde Ağası Beşir Ağa vasıtasıyla İstanbul’a davet edildi. Hâdimî hazretleri, İstanbul’un gözde âlimlerinin de hazır bulunduğu bir mecliste padişahın huzurunda geniş çapta bir ders anlattı. (Ebül‘ulâ Mardin,II,771). Bundan çok memnun kalan padişah kendisinden Ayasofya Camii’nde bir vaaz vermesini istedi. Hâdimî vaazı sırasında yaptığı Fâtiha tefsiriyle İstanbul âlimlerinin takdirini kazandı. Daha sonra bu vaazını küçük bir kitap haline getirdi. Padişah onun İstanbul’da kalmasını istediyse de Hâdimî kendi kasabasına dönerek öğrenci okutmayı tercih etti. Yetiştirdiği talebeler arasında İsmâil Gelenbevî, Müftü zade Muhammed antaki,Ürgüplü Ahmet Efendi, Konyalı İsmail Hakkı Efendi, Kayserili Hacı İsmail Efendi, Gözübüyükzâde İbrâhim Efendi, Muhammed b. Süleyman Kırkağacî, Hâfız Hasan Üskübî ve kendi oğulları Said, Abdullah, Mehmed Emin, Nûman gibi âlim ve müderrisler bulunmaktadır.1762 yılında vefat etti. Kasabanın batısındaki Hâdim Mezar lığı’na defnedildi.Kabrinin civarında babası,annesi,çocukları ve kardeşleri nin mezarları bulunmaktadır.
III.Ahmed ve I.Mahmud zamanlarında Dârüssaâde ağası olarak görev yapan Hacı Beşir Ağa Ebû Saîd Hâdimî için bir kütüphane yaptırdı (Ebül‘ulâ Mardin, II, 772). Hâdimî Külliyesi’nde Osman Rüşdü Efendi’nin de 1120 (1708) yılında bir kütüphane kurduğu belirtilmektedir (Erünsal, s. 69-70). 1175’te (1761) Dîvân-ı Hümâyun hâcegânından Osman Şühûdî Efendi kendi kitaplarını vakfederek Hâdimî Kütüphanesi’ni zenginleştirdi. Hâdimî de ölümünden kısa süre önce kitaplarını ve değirmeninin bir kısım gelirini Hâdim’de ilim tahsil eden talebelere vakfetti. Hâdimî’nin ve Osman Şühûdî Efendi’nin vakfettiği kitapların 1175 (1761) ve 1177 (1763) yıllarına ait bir listesi o zamanki Konya şehri mahkemesinde muhafaza edilmiştir (İcâzetnâme, vr. 1a-13b). 28 Şubat 1935 tarihinde Konya Yusuf Ağa Kütüphanesi’ne taşınan bu kitaplar yanında Hâdimî’ye ait vakıf eserler ve eşyalar da bulunmaktadır (Özönder, s. 23). Hâdimî medrese geleneği içinde yetişen seçkin âlimlerdendir. Kendini eser telif edip öğrenci yetiştirmeye adamıştır. Bundan dolayı saray tarafından teklif edilen makamlarını kabul etmemiştir. İslâm’ın özüne bağlı bir kişi olan Hâdimî’ye göre şeriatın temel ilkeleri ve Sırât-ı Müstakîm dairesi dışında kalan birtakım görüşler tarikat sayılmaz.İlmî kişiliğinin yanı sıra sanatla da alakadar olan Hâdimî’nin bir divan oluşturacak kadar şiir ve ilâhi yazdığı kaydedilmektedir.Ancak bu şiirlerden sadece birkaçı tesbit edilebilmiştir (Önder, s. 13-14).
Tefsir, hadis, fıkıh, tasavvuf ve akaide dair çalışmaları olan Hâdimî hazretleri, büyüklü küçüklü 63 ayrı eseri olduğu kendilerine atfedilmektedir. Mecami’ul-Hakayık adlı eseri, Mecellenin külli kaidelerine kaynak oluşturmuştur. Hâdimi hazretlerinin Hâdim ilçesinde bulunan türbesine insanlar akın akın gelip ziyaret etmektedirler. Yolunuz düşerse o güzel insanların mezarını ziyaret edip ruhuna bir fatiha da siz bağışlayın…Selam ve Dua ile Kalın..
Hz. Mevlana derki: Kamil odur ki koya dünyada bir eser.
Eseri olmayanın yerinde yeller eser.
Kaynak: Hâdim Kaymakamlığı yayınları. İslâm Ansiklopedisi