HAYA (UTANMA) ERDEM SAHİBİ İNSANDA OLUR !
Haya; Utanmak, çok utanmak, hicab duymak,ar sahibi olmak, Allah korkusu ile günah olan şeylerden kaçınmak,onları yapmaktan utanmak gibi haram ve edepsizlikler karşısında asaletle dimdik durmaktır. Bununla birlikte akla ve mantığa,dini kaidelere aykırı olan örf ve adetlerimizden olmayan,toplum nezdinde yapılmaması gereken nahoş hareketlerin dahil edildiği davranış biçimleridir.Utanmak insanoğluna yaratılışında verilmiş hasletlerdendir.Ta ki utanma duygusunu yitirene kadar devam eder. Çünkü İslamın elçisi Hz Peygamberin;"Haya (utanmak) imandandır."uyarısı gereği her mü'min haya ve utanma erdemini yanında taşımalıdır.Müslüman haya ve utanma duygusunu yitirmemelidir.Bu ahlaki güzellik genel karakteri olmalıdır. Hayatı yamuk yumuk değil, elif gibi dosdoğru olmalıdır. Hz Mevlana'nın"Ya olduğun gibi görün yada göründüğün gibi ol"veciz sözüne uygun isabetli yaşamalıdır. Allah(c.c); "Nerede olsanız O sizinle beraberdir. Allah bütün yaptıklarınızı hakkıyla görendir."(Hadid57/4) Ayeti mucibince İslamın getirdiği ve Allah'ın kullarına "Şah damarınızdan daha yakınım' dediği ve ihsan kelimesiyle anlatılan, biz 'Onu göremiyoruz ama o bizi her zaman ve her yerde gördüğünü düşünerek hareket etmeliyiz. Dünyevi çıkarlar için iki yüzlü olmak, insanın iki cihanını da berbat etmektir.
Ebu Sait el-Hudri'den rivayet edildiğine göre Resulullah(s.a.v) "Örtünme çağına girmiş bir genç kızdan daha utangaçtı.Hoşlanmadığı bir şey gördüğünde bunu yüzüne bakınca anlardık." diye ifade eder.Ne hazindir ki haya ve utanması yok olmuş insanların, aymazlıklarını bir kenara bırakın, mahçup olma duygusunu bile hayatından silip atmışlar. Toplumsal yaşantımıza baktığımızda hayadan mahrum kalmış,insanlığını yitirmiş, insanım diye toplumun içinde kendine yer edinenler mevcuttur.Bugün ak dediğine yarın kara diyebilmektedir.
Allah Resulü;" Her dinin kendine özgü bir ahlakı vardır. İslamın ahlakıda(utanma)hayadır."buyurur.İnsanda Haya ve Utanma duygusu yok olmuş ise çoraklaşmış toprak parçası gibidir. Hiç yeşerme göremezsiniz.Siz ona ne anlatırsanız anlatın hiçbir şey ifade etmeyecektir.Sebebine gelince ar damarı çatlamış demektir.Haya perdesi kalkmıştır.Utanmaz kişiler için Allah Resulü;"Utanmıyorsan dilediğini yap" hadisiyle, utanmayan insanın zıvanadan çıkmış kişiliksiz demektir ve bunlara karşı tedbirli davranmak gerekecektir.Etrafındaki insanların da ayağına dolanır ve onların hayatını da zindan eder. Yeni dünya düzeninde maalesef yaratılıştan gelen bütün güzellikleri, insanlık yavaş yavaş kaybediyor. Sonradan alınan takviye eğitim ve öğretimlerde güneşin buzu erittiği gibi yok olup gidiyor.İnsanları sadist ve ferdiyetçiliğe doğru sürüklemektedir.Hiçte iç açıcı yöne doğru gitmemektedir. Konya'da gerçekleşmiş bir hikaye ye göre, gayrimüslim bir fırıncı, başka gayrimüslim müşterisiyle veresiye defterini kontrol ederlerken defterde hiç Müslüman isminin yazılmadığını gören şahıs, 'hiç Müslüman müşterin yok mu.?diye sorunca, fırıncı Müslüman müşterim çok ama onları yazmama gerek yok. Çünkü onlar sözünde duran insanlardır. Onlar borcunu aksatmaz zamanında getirirler." Cevabını verir.
Kıymetli okur kardeşlerim İslamı yaşayan dürüst bir toplumdan,borcunu vermeyenin utanması, yüzünün kızarması gerekirken,nerdeyse alacaklı insanlar utanır oldu, mahçup olur hale geldi.Bu tip insanlar İslamın Allah rızası için darda kalanlara verilen ve borç olarak bilinen karz-ı hasen" kurumunu da, topluma güvensizlik aşılayarak yok etmişlerdir. Bunun hesabını Allah,kalitesi bozuk insan tiplerinden mutlaka soracaktır. Hayası, utanması kalmamış şahsiyeti kaybolmuş bu tip insan müsveddelerine;çocuk haklarını, insan haklarını, kadın haklarını kul haklarını, kamu haklarını, günahı, sevabı, kazandığının haram olduğunu anlatsanız hiç bir faydası olmadığı gibi sizi de suçlu duruma düşürecektir. 'Utanmayan insan her şeyi yapar. Onun için utanma duygusu çok lazım. Utanmak için utananlarla beraber olmak gerekir. Utanmazlarla beraber olan hayasız olur. Çünkü ahlak bulaşıcıdır. İyi ahlak gibi kötü ahlak da bulaşıcıdır. İyi ve güzel ahlaklı olmak isteyen, iyi ahlaklılarla beraber olmalıdır.'Allah Resulü nün bu tavsiyesine uymak her Müslümanın görevidir."Mis taşıyan mis kokar, is taşıyan is kokar' yani ecdadımızın söylediği atasözü bu mevzuya şıp diyerek oturmaktadır.
Değerli okur kardeşlerim! Bir dostunuz olarak hatırlatma ihtiyacı hissediyorum. sosyal medyada, hareminiz olan ailenizi, eşinizi, çocuklarınızı lütfen! Paylaşmayın. paylaşmak ne islami nede ahlaki bir davranış değildir. Kötü niyetli ve simsarlara fırsat vermiş olursunuz. Ayrıca yediğiniz, içtiğiniz, düğünlerde, sünnetlerde, özel toplantılarda yapılan programlarınızı paylaşmayın. Bir haberin doğruluğunu teyit etmeden, araştırmadan paylaşıp beğenmeyin. Geçmişte işlediğiniz günahları ballandıra ballandıra anlatmayın.Çokça tövbe edin. Hayamızı ve utanma duygumuzu muhafaza edelim. Tüm bu yanlışlıklar kul hakkına girmek demektir. Ahirette her bir şahısla hesaplaşmak zorunda kalınacaktır.
Allah Resulü;"Şu altı şeyi yapanın cennete girmesine kefilim diye müjde vermektedir ki bunlar;Doğru konuşan, verdiği sözü yerine getiren, emanete riayet eden, namusunu koruyan, gözlerini haramdan sakınan, ellerini kötülükten çeken."
Bu müjdelere layık olabilmek dileğiyle….
Ecdadımızın anonim olarak söylediği bir söz vardır.
Arsıza yüz verme tepene çıkar,
Edepsize çok susma, sabrını yorar
Cahile pek vefalı olma,bir pula satar,
Yol yordam bilmeyenle yola çıkma,
İstikametin şaşar…..!