HZ. MUSA'NIN KUR'AN'DA GEÇEN MÛCİZESI.

DETSELİ MEHMET CEVİZ HOCA mehmetceviz69@hotmail.com

       Yüce Allah, dinini tebliğ için gönderdiği peygamberlerin, peygamberlik öncesi ve peygamberlik döneminde, gözetimi altında tutmuş ve itina ile korumuştur. Kur’an’da bu kıssalara baktığımızda, Kavmi ile olan ilişkilerinden sıkça anlatılan Hz. Musa’dır. Vicdan sahibi olan ve ümmet kardeşliğine iman eden Her Müslüman son dönemlerde, insanlığın bittiği ve vicdanların köreldiği bu zamanda büyük şeytan Amerika ve yardakçıları Avrupa ve diğer münafık avaneleri resmen aparat olarak kullandıkları örgütlere ve soykırımcı İsrail’e yaptıkları maddi ve manevi tüm destekleri Hz. Musa döneminde olduğu gibi Firavuna destekte bulunanlarla aynı masa etrafında kahpe planlarıyla beraber oturmaktadırlar. Hz.Adem’in katil oğlu Kabil’in kafasında olan ve “...şüphe yok ki Şeytan sizin düşmanınızdır, sizde onu düşman bilin…”(Fatır suresi 6.ayet) âyeti mucibince  Şeytanın avaneleri oldukları için bunlarla beraber ve dost olanların yerinin cehennem olacağı aşikardır.

Müslüman dünyası seküler bir yaşamı seçtiği için olan olaylar, dönen dolaplar  bencilliğin ve gubuz(Kubuz)luk hastalığının getirdiği bananecilik  hastalığıyla unutulup gitmektedir. Okuma yok, farkındalık yok bilinçlilik yok, popilist söylemlere kanıp günübirlik yaşam seçildiği için hafızalarımız daralarak  küçülmektedir. Üniversiteyi bitirmiş bir insan dahi kendini anlatacak cümle bile kuramaz hale geldi. Milyonu geçen Türkçe kelimenin zenginliğine rağmen 50-60 kelimeyle gününü geçiştiren dil yoksunu nesiller oluştu. Milyonlarca duaların  yerine ulaşmadığı, İslam dünyasının darma dağınıklığı ve umursamazlığı, bu da zalimlerin, kendince yaptıklarının  düne kar kaldığını düşünmektedirler. Allah’ın. Allah’ın da bir hesabının olduğu asla unutulmamalıdır. Bu nedenle Müslümanlar Allah’tan ümit kesmeden duaya devam etmelidir.

   Kıymetli okurlarım! Yazımın başında ifade ettiğim  Hz. Musa’ya verilen mucize misali, hak davası ve fikri için  çalışan  ve mücadele eden insanların ancak ümitle bekleyeceği  Allah’ın yardımının hak etmesi gerektiğini bilinmesi gerekiyor. Rivayetlere göre Firavun Hz. Musa’nın  doğumuna tevafuk eden yılda korkunç bir rüya görür. Yorumcular tarafından ‘O sene doğacakların bebeklerden birinin ileride firavunun saltanatına son vereceği’ şeklinde yorumlarlar. Hangi bebeğin olduğunu bilmeyen Firavun yıl içerisinde doğan tüm bebeklerin öldürülmesini emreder. Emir uygulanır ve yüz bine yakın bebeğin öldürüldüğü rivayet edilir. “Onu (bebek Musa’yı sandığın içine koy  ve denize (Nil’e) bırak ki, deniz onu kıyıya  atsın da kendisini, hem bana düşman, hem de ona düşman olan birisi(Firavun) alsın. Sana da, Ey Musa, sevilesin ve gözetimimizde yetiştirilesin diye tarafımızdan bir sevgi bırakmıştım.”(Ta-ha suresi 39.ayet) Allah’ın Hz. Musa'ya vermiş olduğu mucize  mucibince, Hz.Musa’nın konduğu sandık Nil kenarında bulunan Firavun’un sarayının önüne kadar gelir. Firavunun adamları sandığı alarak Firavun’un yanına getirirler.Açıp bakarlar ki, Sevimli mi sevimli bir bebek… Firavun(en zalim olan ve Hz. Musa ile uğraşan Ebü’l-Abbas bin Velîd adlı Firavun’dur.eşi Asiye; Allah’a inanan ve gizlice ibadet ettiği rivayetlerde geçer.) Asiye’yi Firavun daha sonra bunu öğrenince, ellerinden ve ayaklarından kazıklar bağlanarak güneş altına bırakılmış ve işkence yapılarak şehit edilmiştir.)Hz.Musa’yı büyütüp yetiştirmeye karar verirler.Diğer taraftan Musa hiç bir kadının sütünü emmediği için,  tüm ahaliye duyuru yapılır. Allah’ın planı devreye girerek Hz. Mûsâ’nın kız kardeşi Miryam saraya gelerek bu bebeği emdire bileceği bir kadını ben biliyorum diyerek Annesini bu vesileyle saraya getirir ve Hz. Musa annesinin (adının Yoko Bed olduğu rivayet edilir ) sütünü emmeye başlar. Allah Musa’ya     hitapla;“Gözü aydın olsun ve üzülmesin diye seni annene döndürdük.”(Ta-ha suresi 40.ayet) müjdesiyle Firavun’un yanında yetiştirecek,zalim olan, insan gibi görünüp şeytanlaşmış yönetimi elinde tutan, insanları köle gibi kullanan tüm kapitalist ve siyonist psikopatların  da bir Musa vesilesiyle helak olacağını mutlaka bu insanlık şahit olacaktır.

    “Allah bir kimseye zarar dokundurmak isterse o zararı hiç kimse gideremez. Birisine de fayda murad ederse onu da hiç kimse engelleyemez.”(Yunus suresi 107. ayet).Bu kıssanın geçtiği zamanda çocukları öldürülürken sessiz kalanlar yıllarca Firavun’un yanında oldular. Her ülkeyi kaosa sürükleyip kanını emen  Siyonistleri;İngiltere 1290.Almanya 1348,1614,1953. Avusturya, 1421,1670. Brezilya 1630.Fransa, 1240 ve 1933 de 13 kez. İtalya, 1492 ve 1593 de  4 kez, Macaristan,1349.İspanya 1492. Portekiz 1496.Polonya,1968 Rusya 1945 ve Tunus 1535’de  ülkelerinden Yahudiler kovulmuşlardır.En sonunda Müslümanların  başına Firavunlar yine Firavunları  bela ettiler. Gerçeğin ve hak ve adaletin yanında durmak dileğiyle. Allah akıbetimizi hayr eylesin. Selam ve Dua ile Kalın..