Müslümanın Ticareti Helalinden ve Ahlaklısından Olmalıdır !

DETSELİ MEHMET CEVİZ HOCA mehmetceviz69@hotmail.com

 Ticaretin de bir ahlakı, usul ve erkanı vardır. Dinimiz İslam helal ve meşhur ürünlerin alınıp satılmasını emreder.Bu nedenle alkol ve domuz eti gibi Allah'ın haram kıldığı ürünlerin alınıp satılması haramdır.Faiz, ticareti en fazla etkileyen ve sıkıntıya sokan nedenlerin başında gelir. Çünkü faiz haksız kazanç elde etmeyi sağlar. Dürüst insanların ise zarar görmesini sağlar. Bu nedenle Müslüman ve inançlı bir insan,Faizin her çeşidinden kaçınarak kazancına haram bulaştırmaz.Müslüman insan gayri meşru ticaretten kaçınması ve haramdan uzak durması gerekir. Şayet Müslüman Allah'tan korku yorsa, iyilik yapıp ticaretini dürüstlük üzerine inşa ediyorsa bunun yeri, Peygamberimizin müjdesi ile Cennet olacaktır. Müslüman bir insan ticaretin makul seviyede kar elde etmesini sağlayarak, güven vermeli ve sözünde durmalıdır. Çünkü Allah"Ey iman edenler! Sözleşmeleri yerine getirin…"( Maide 5/1) buyurur.

     Pazar yerini gezen Allah Resulü ıslak buğdayın üzerini kuru buğday ile kapatıp satmaya çalışan birini görünce;" Bizi aldatan, Bizden Değildir." ifadesiyle hile ve desise ile ticaret yapanların mü'min olamayacağını bildirmiştir. Peygamberimizin ashabından olan Ümmü Beni Enmar diye bilinen Kayle adında bir kadın vardı. Bu kadın ticaretle meşguldü. Kendi üslubu ile ticaret yapıyordu. Peygamberimiz(s.a.v) Umre yaptığı sırada, Kadın uygulamış olduğu bu yöntemi Peygamberimize danışmak istedi. Merve tepesindeyken yanına yaklaştı ve şöyle bir soru sordu. Ey Allah'ın elçisi! Ben ticaretle uğraşan bir kadınım. Bir şeyi satın almak istediğim zaman verebileceğim miktardan daha düşük bir fiyat teklif ediyorum. Sonra yavaş yavaş artırarak düşündüğüm fiyata çıkıyorum. Bir şeyi satacağım zaman da önce satabileceğim fiyattan daha yüksek bir fiyat teklif ediyorum. Sonra yavaş yavaş inerek arzuladığım fiyata geliyorum. Bu uygulamaya ne dersin.? Bunun üzerine Allah Resulü Kayle! böyle yapma! "Bir şey satın almak istediğin zaman, sana verilse de verilmese de düşündüğün fiyatı söyle diye karşılık verdi ve sözlerini şöyle bitirdi. Bir malı satmak istediğin zaman versen de vermesen de yüksek fiyat değil satmak istediğin fiyatı söyle (İbni Mace Ticaret 29)

   İmamı Azam'a bir kadın kumaş getirir ve bu kumaşı yüz dirheme satmak ister.İmamı Azam; Hayır! daha fazla eder,deyince ikiyüz üçyüz, derken kadın Benimle dalgamı geçiyorsunuz.? söyleyince İmamı Azam hayır! Bunun gerçek değerini veriyorum. diyerek komşu esnafı da çağırarak onun bilirkişi olmasını ve kumaşın gerçek fiyatını söylemesini ister. Komşu esnaftan bu kumaşın beş yüz dirhem edeceğini söyler. Bunun üzerine kadın bu olaydan ötürü imama çok teşekkür ederek dua edip parasını alır ve gider. Bunun üzerine İmamı Azam Allah Resulünün şu Hadisini hatırlatır; "Siz kendiniz için istediğiniz bir şeyi,mü'min kardeşiniz içinde istemedikçe hakiki mümin olamazsınız."buyurarak, ister satıcı ister alıcı olsun, doğru ve dürüstlükten ayrılmadan ticaretini yapmalıdır. Herkes karşısındaki insanı düşünerek hareket etmesi ve empati yapması gerekmektedir.    

  İki insan  pazarlık yaparken üçüncü insanın pazarlığa girmesi caiz değildir. Ahlaki de değildir. Bozuk veya hatalı malı sağlammış gibi satmak caiz değildir.Dini olarak otorite sahibi hem de ticaretle iştigal eden büyük İmam ismiyle müsemma İmamı Azam;Bir gün ortağı Hafs bin Abdurrahman'ı kumaş satmaya göndermiş ve -'Ey Hafs! malda şu şu özürler var. Onun için bunu müşteriye söyle ve şu kadar ucuza sat! "Hafs da malı imamın söylediği fiyata satmış, ancak maldaki özürü müşteriye söylemeyi unutmuştu. Durumu öğrenen Ebu Hanife Hazretleri, Hafs bin Abdurrahman' a - Kumaşı alan müşteriyi tanıyor musun.? diye sordu. Hafsın müşteriyi tanımadığını söyleyince, helal kazancının lekeleneceği endişesiyle satılan maldan  elde edilen tüm kazancını sadaka olarak dağıttı. Çünkü helal ve harama dikkat, kula emanet edilen malın temizliği ve ahirette hesabının verilebilmesi açısından zaruridir. Allah Resulü;"Alışveriş yapan iki kişi, birbirlerinden ayrılmadıkça veya ayrılıncaya kadar(caymakta) muhayyerdirler. Eğer dürüst alışveriş yapıp da her şeyi olduğu gibi açıklarlarsa alışverişleri bereketli olur. Eğer bazı hakikatleri gizleyip yalan söylerlerse alışverişleri bereketi kalmaz. "buyurur. " Güvenilir, doğru olan Müslüman bir tacir, kıyamet günü şehitlerle beraberdir." hadisine nail olabilmek için, güvenilir ve doğru ticaretin helalinden yapmak gerekir.

  İmamı Azam derki;Cimrilikten sakın. Aç gözlü ve yalancı olma. Saçmalama. Her işinde mürüvvetini, insanlığını muhafaza et." söylediği gibi olmak gerekir.

 Zarar edeceksek bile dürüst olmaktan iyi olmaktan ve iyilikten edelim…
  Selametle…