Niyet Hayır Akıbet Hayır..
Ameller Niyetlere Göredir."
Dinimiz İslam da yapılacak bütün ibadetlere niyet etmek şarttır. ve buna göre ibadetlerimizi yapmak
gerekir. Yapacağımız her iş için niyetimizi sağlam ruhla yapmak, iyi niyet temennisinde bulunmak ve sonrada Tevekkeltü Alallah (Allaha dayandım ve ona güvendim) . Diyerek Allaha havale etmektir.
Hayatta her insanın ulaşmaya çalıştığı hayalleri vardır. İyi niyetle ve samimi duygularla başlayan her iş bu iyi niyet ve samimiyetten ayrılıncaya kadar devam eder.
Her şeyimiz karman çorman(çok karışık ve düzensiz) olduğu gibi Kim iyi niyetli kim kötü niyetli mevzuya derinlemesine bakmadan anlaşılmıyor. Her kezin bir doğrusu var lakin gerçek olan bir tanedir. Gerçeği bulmak yerine her insan kendisinin doğru olduğuna inadına savunmaya devam ediyoruz. Öz eleştiri yapamıyoruz. Tartışma kültürümüz alabildiğince yetersiz.Tartışmalar kavga gürültü ve çoğunlukla kalp kırmaya kadar gidiyor. Önceki yıllarda münazaralar olur. Küçük, büyük guruplar halinde tartışılır. İnsanlar birbirlerine gayet müsamahalı davranılır Çoğunlukla gerçekler ortaya çıkardı. Şimdilerde tartışılan hiç bir şeyin ortasını bulup gerçeklerle yüz yüze gelemiyoruz. Bunun nedeni ise niyetlerimizle amellerimizin sürekli çarpışma halinde olmasıdır.
Dinimizde ve peygamberimiz(s. a. v) in hadisinde buyurduğu gibi istişare yani fikir alış verişi ve danışma kültürüne İslamın önem verdiği başlıca konulardandır.
Peygamberimiz(s. a. v.) mekkeden medineye hicret edeceği zaman mekkede bulunan bir genç kendisi Müslüman olmadığı halde sevdiği Müslüman bir bayanı sevdiği ve medineye birlikte hicret ettiği zaman konu peygamberimize iletilince "Ameller Niyetlere Göredir"
Hadisini ifade etmiştir. Sevdiğine kavuşmak için harcadığı çabanın sevdiğine kavuşmak ve dünyalık kazanç olduğu, Allah(c. c.) rızası için hicret etmenin hem dünya hem ahiret kazancı olduğunu ifade etmişlerdir.
Bir Alman ata sözü derki;
"Cehenneme giden yollar iyi niyet taşlarıyla döşelidir der." iyi niyetle yapılan sonrada tam tersine oluşan vakalar Yeryüzünde olabildiğince fazladır.iyi niyetli insanların yalana kanması hiç zor değildir. Yalanı öğrenince beynine kazır unutmaz. Yalancıda artık Üsküdarı geçmiş Emeline ulaşmıştır. Yani iş işten geçmiştir. Hemen kanmamak gerekir.
Anadolu toprakları verimli ve bereketli dir. insanı misafirper, gönlü zengindir. Anadolu insanına güven verir niyetiniz halis olursa tüm imkanlarını seferber eder. Ekmeğini bölüşerek yemesini bilir. Her topluma girmeyi başaran kapitalizm. Bu değerlerimizi yok edip çürütmesine fırsat vermeyelim. Şükür ki hala Anne Babasına "öf" bile demeyip bakabilen hizmetlerinde bulunan, inadına trafikte saygılı ve öncelik verebilen elindeki çöpü çöp kutusu buluncaya kadar atmayıp bekleten sonrada çöp kutusuna atan, insanlara selam verip tebessüm edebilen,İyilik kazansın diye iyi olan ve bu uğurda mücadele eden insanlara canlılara ve bitkilere şevkat ve merhamet gözüyle bakan, engelli kardeşlerimize kalbini kırmadan davranıp yardımcı olabilen. Toplu ulaşımlarda engelli ve yaşlılara yer verebilen Gazi ve şehit yakınlarımıza vefa gözüyle baka bilen güzel insanlardık. O güzel insanlardan hala var lakin bu güzellikleri bünyesinde barındıramayanlar da az değil. Ümit ediyoruz ki geç kalmadan; erdemli topluma doğru yeniden evrilmemiz İslâm ahlakını, adabı muaşereti tekrar canlandırmak için umarım el birliği ile mücadele ederiz.
Bir İslâm alimi der ki"Her işte hayır isteyenler insanlara iyi niyet beslesinler. "
Halkın anonim haline getirdiği bir vecize vardır" Benim hakkımda ne düşünüyorsan Allah sana iki katını versin. "sözüde niyet hayırlı olursa akibette hayırlı olur. Ki iyi niyet ve iyi duygu besleyen kazanmış olacaktır.
İyi niyetli gözüküp ama gerçek niyetini gizleyen ikiyüzlü insanlarda yok değil.o tiplerde sürekli gizli niyet ajandaları mevcuttur. Örneğin Ortadoğuda Müslüman gibi gözüküp ingilizlerin ajanlığını yapan meşhur Edward lawrence'i tarihçiler bilir.Müslümanların içinde onlardan gözüküp ortadoğu ülkelerini İngilizlerin sömürgesi haline getirmesinde neredeyse baş rolü oynamıştır.kıymetli değerlerimizden Akşehirde medfun olan alim ve fikir insanı güzel insan Nasreddin Hocamızın hem güldüren hem de düşündüren fıkralarının birinde: yine bir gün eşeğe ters binmiş giderken adamın biri hocam eşeğe neden ters biniyorsun diye sorunca
Hoca derki. Arkadan gelen tehlikeleri görmek için der. Kötülük yapan da zulüm yapıp zalim olanda göz göre göre günah işleyende yaptığını iyi niyetle yaptığını söyleye biliyor.
Millet olarak geçmişi çabuk unutuyoruz. Sorgulayıcı olmuyoruz. Hz. Mevlana der ki"Niyeti kötü olan insandan değil niyetinin kötü olduğunu gizleyen insandan kork. "dolayısı ile yapılan amellere, tavırlara ve işleri gözlemleyerek
tedbiri elden bırakmadan güven duygusunu da zedelemeden tedbirli olmak kaydıyla hareket daha uygun olacaktır.Çünkü peygamberimiz(s.a.v.) şöyle buyurur." Herkesin niyeti neyse eline geçecek odur."
Ifadesiyle niyetimizi sağlam düzgün iyi ve güzel duygularla beslenmeliyiz. yaşayarak bunu göstermeliyiz. Harun Reşit zamanında yaşamış ermişlerden olduğu ifade edilen Behlül dane bir gün;düzgün kesilmiş tahta parçalarından eve benzer bir şey yapmakla meşgul olurken Harun reşidin hanımı Zübeyde Sultan olayı görünce ne yaptığını sorar. Behlül dane ise cennet köşkü yapıyorum efendim der. Dindar olan Zübeyde Hanım hemen atılır ve köşke müşteri çıktı bu köşkü bana satarmısın der. Behlül dane ise isterseniz satarım efendim der. Kaç paraya satarsın deyince sana bir akçeye veririm der. Hanımı bir akçeye cennet köşkünü satın alır. Hikaye bu ya Harun reşit ve eşi o gece kendilerini cennette görürler ancak Zübeyde Hanım. bir köşkte ve köşkün sahibi olduğunu gören Harun reşit bu köşkü ne zaman aldın diye sorunca Behlül dane den dün bir akçeye aldığını söyler. Harun reşit sabah olunca Behlül daneyi çağırır ve dün Zübeyde hanıma sattığın köşkten birtanede bana yapsana deyince olur yaparım ama bin akçeye satarım der. Ama dün hanıma bir akçeye satmıştın Behlül dane der ki. Evet bir akçeye verdim ama o köşkün değerini bilmeden aldı. Sen ise dün gece onun nasıl görkemli köşk olduğunu gördün ben buna göre fiyat istiyorum"der. Bu nedenle niyetlere göre gelecek inşa edilir.
Türk milleti merhamet ve iyi niyetiyle din ve kavim ayırımı yapmadan her çeşit insana kucak aştı. Kendisi yok ve yoksulluk içindeyken bunu yaptı. Maddi ve manevi desek sağladı. Ancak bu aziz milletin desdekleyip meşhur etteği mübtezeller "hey hak" gelin görün ki bu milletin değerlerine ve dinine hakaret edenler yine bu güruhlar oldu ve hala devam ediyorlar. dini ve milli değerlerimize alay etmeye devam ediyorlar. Artık insanların söylemleri. davranışları ve yaptıklarına göre tavır almak gerekiyor. Hep söyleniyor hep iyi niyetimizden kaybettik diye. Sorgulamalıyız Sorguladığımızda niyet okumak değil gerçek niyetini öğrenmek ona görede tedbirli davranmak gerekecektir.
Peygamberimizin şu hadisi şerifine kulak verelim. "kim bir kötülük görürse onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirecek gücü yetmezse diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse kalbiyle düzeltme cihedine gitsin ki bu imanın en zayıf derecesidir.."(Müslim iman 78)
İyi niyet simsarlarına karşı tavrımızı koymalı hak adalet ve doğruluktan yana duruşumuzu sergilemeliyiz. Yani dilsiz şeytan rolüne bürünerek kendimizi kötüler güruhun koymamalıyız.
Geliniz sözlerin en güzeli kurandan örnek bir ayetle işin bam teline dokunalım."Kim doğru yolu seçerse kendi iyiliği için seçmiştir. Kimde saparsa kendi zararına sapmış olur." (isra15)
Hacı Bektaş Veli der ki:sen güzellikle sözünü söylersin. Arif olan ders alır. Cahil olan tavır. Dünyada ve ebedi alemde kazanacak olanlar iyi ve güzel insanlar samimiyetle yaşayacak olanlardır.
Hayatımızda Kötülüklerden ve kötülerden uzak Allahın güzel kullarıyla karşılaşmak, ruhumuzu iyi ve güzel duygulara odaklanarak yaşamak dileğiyle. Allaha emanet olanlardan olalım Allaha havale olmaktan uzak duralım.
Niyetimiz hayır akıbetimiz hayır olsun.