ONBİR AYIN SULTANI RAMAZAN   - 3 -

DETSELİ MEHMET CEVİZ HOCA mehmetceviz69@hotmail.com

        İnsanlar rızık peşinde. Kimi helale harama bakmadan, kimi de olabildiğince haram kazançtan uzak çocuklarına helal ekmek yedirmek haram lokmadan uzak tutmak için özenle ve itina ile çalışmaktadır. Mümin bilir ki, neslinin haramzade olmaması için boğazından haram lokma geçmemesi gerektiğini bilir. Ve Yine bilir ki Allah’ın taksim ettiği rızkın ne fazlasını alır, nede az olanı. Yüce Allah(c.c)“Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah’a ait olmasın. Her birinin (dünyada) duracakları yeri de, (öldükten sonra) emaneten konacakları yeri de O bilir. Bunların hepsi açık bir kitapta Levh-i Mahfuzda  yazılıdır.” (Hud suresi 6.ayet) Rızık aramada hassas olmamız gerektiğini peygamberimiz bizlere şöyle rivayet etmektedir. Ebû Saîd (R.a) rivayet ettiğine göre Allah Resulü(s.a.v) “Kim temiz rızık yer ve sünnete uygun amelde bulunur, halkta kendinden bir kötülük gelmeyeceği hususunda güven duyarsa cennete girdi demektir.” sohbeti dinleyen sahabelerden birisi “Ey Allah’ın Resulü! Bugün insanlar arasında öyleleri  çoktur!” Allah Resulü bunun üzerine; “ Benden sonraki zamanlarda da olacaklar!” buyurdu. (Ebu Davud rızık) Dünya kopuncaya kadar, helal ve haram mücadelesi devam edecektir. Önemli olan insanın hangi konumda bulunduğudur.

       Allah’ın teminatı altında olan rızık, insanlara farklı oranda verilmektedir. Bununda pek çok hikmetleri vardır. Bu dünyada imtihan vesilesidir. İnsanlar ekonomik yönden eşit değildir. Bazıları maddi imkan açısından lüzumundan fazla bolluk yaşarken, Bazıları da ekonomik sıkıntılar çekmektedir. Yokluk içinde kıvran maktadır. Genelde emperyalistlerin, kapitalistlerin, özelde ise doymak bilmeyen narsist yapılı insanların adaletli bir dünya istemedikleri, eşit haklara sahip olmak istemedikleri için, dünyada birçok insan sefalet içerisinde yaşamaktadır. Yıllar önce sömürdükleri Afrika’da, açlıktan zayıf düşmüş yiyecek dağıtılan yere  ulaşmaya çalışan bir çocuk ve onun ölümünü  bekleyen bir akbaba fotoğrafı hala hafızalarımızda ki yerini acı bir şekilde duruyor. Çıkarcı global dünya insanların yüzünü aldı. Şu anda insanlığı yüzsüz hale getirdiler. Örneğin, geçenlerde bir İstatistik okumuştum. Sadece Türkiye'de verilmesi gereken  zekat bilançosu 86 milyar dolara tekabül ettiği vurgulanmaktadır. Şayet zekat Kurumu tam anlamıyla yerine getiril olsa yoksulluğa bir nebze olsun  vurulacaktır. Dini vecibe olarak namaz ile zekat aynı güçte farzdır. Allah(c.c) malı istediğime, ilmi isteyene vereceği ”emri gereğince rızık Taksimatını kendi iradesiyle taksim etmektedir. Nimetin var olması da, yok olması da Allah’ın dilemesiyle olacağını unutmayalım. Müslümana düşen helal rızık yollarında çokça çalışması takdiri Allah’a bırakmasıdır. Rızkın dağılımında insanların beden ve zihin güçlerinin farklı oluşu, değişik ortamda yaşıyor olması gibi sebepler ilahi irade ile tecelli ettiği unutulmamalıdır. Allah rızık noktasında yarattığı mahlukatı mağdur etmediği açıktır. Hikayede anlatılır ki, yirmi yıl önce yapılan ahşap bir binanın tamirinde iki tahta arasında bacağından çiviyle çakılı halde kalan kertenkelenin  yaşadığı görülünce takip edip gözlem sonucunda yıllarca başka bir kertenkelenin yiyecek getirip ona yedirdiği görülmüştür. Bu ibret verici hikaye de olduğu gibi, Allah her canlının yiyeceğini vesilelerle ulaştırmaktır. Öyleyse Müslüman bilinçli olarak çok çalışmalı, haramdan kumardan gayrı meşru gelirden uzak durarak maddi ve manevi sebepleri kullanarak daha çok nimete kavuşmak ve Allah’ın lütfundan istemelidir. Maddi imkanı elde eden Müslüman: Allah’ın  “Öyle ise akrabaya, yoksula ve yolcuya hakkını ver. Bu Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak isteyenler için  daha hayırlıdır. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.”(Rum suresi 38) Emrine uymalıdır. Unutmayalım zengin de yoksul da uykudan kalkınca acıkır. Mezara her ikisi de bir kefen ile gömülür. Onunda helal para ile mi alındığı bilinmez.Tüm insani değerleri taşıyan güzel ve mükemmel insan, zengin de olsa yoksul da olsa paylaşmayı seven ve bir insanın sevinmesi   ile  mutlu  olan insandır. İnsanları sevmek, onları hoşnut etmek,kısacası kendisi nasıl huzur ve nimetler içerisinde yaşamak istiyorsa diğer insanların da aynı duygu ve davranışları sergilemelidir..
  Oruç ibadetinin yapıldığı şu günlerde yapılan iftar Davetleri ve ikramlar da yoksulların ve mazlumların da davet edilip onlarında hoş tutulması dileği ve temennisiyle.Allah oruçlarımızı ve hayırlarımızı  kabul eylesin..
                     Selam ve Dua ile Kalın..