Riya Ve Gösteriş… 

DETSELİ MEHMET CEVİZ HOCA mehmetceviz69@hotmail.com

 Riya: kişi ve insanları kandırmak için,yalana başvuran, sahte sözler ve vaatler vermekten kaçınmayan, bir dediği diğerini tutmayan gösterişten ibaret manevi bir hastalıktır.Özü ve sözü farklı olan, içinden farklı düşünüp, dışına farklı, kandırmaca,  iki yüzlü kişilik olarak ortaya çıkmaktadır.İnsanlığa nifak tohumları ekmektir.Her ortamda ve konumda  tutumunu hemen değiştire bilen,toplum nezdinde "Bukalemun gibi' (Ortama göre renk değiştiren bir hayvan türü) yakıştırması yapılır.

 Manevi hastalığın bir başka versiyonu da  gösteriştir. Anlam itibariyle; Başkalarını etkilemek, başkalarına kendini beğendirmek veyahutta sadece böbürlenme gayesini güden aldatıcı yapay üretilen davranışlardır. Gösterişte uzman olan  riyakarlığı da meslek edinmiş demektir. Gösteriş meraklılığı;zamanla ruh hastalığına dönüşebilir. Riyakar ve gösteriş serüvenine kapılanlar;İnsanlara tepeden bakarlar. Aynı zamanda gizli kibir sahibi olurlar.Doyumsuz olurlar.Hayatta hiçbir şeyden tatmin olmazlar. Kurnazlıkla hareket ederler. Diğer insanları çıkarları için kullanırlar. Allah'ın işte bu kulum.! demesinden ziyade, insanların işaret ettiği itibarlı kimse olmayı tercih ederler. Bu tipler daima ifşa olacakları korkusuyla yaşarlar. Bu korku yerine  istikamet üzere yaşasalar her hareketlerinden mükâfat alacaklarını da bilirler,fakat yapmazlar.çünkü Şeytanın ve nefislerinin kölesi olmuşlardır. İnsanoğlu  dünyada Şahadet, ilim, ve servet gibi bir çok nimetlere erişmek ister. Fakat Allah katında değerimizi artıracak veya düşürecek olan tek gerçek, kalbimizde yer eden düşünce ve samimi niyetlerimiz doğrultusunda yaşamaktır. 

     Bu hastalıkların ilacı; Dinimizin emri ve tavsiyesi gereği enaniyetten uzak, samimi ihlaslı ve takva elbisesini giyerek  yaşamaktır. Bu da muttaki(sırtını Allaha dayayan, Allahtan korkan, çekinen ve takva üzere yaşayan) bir üslup ile Allah'ın ipine sımsıkı sarılmakla olur, Emr olunduğun gibi yaşamakla olur.Kısacık  dünya hayatında "Nokta kadar menfaat için virgül gibi eğilmenin hiçbir  anlamı yoktur. 

Allah,ancak samimiyetle ve kendi rızası gözetilerek yapılan ameli kabul eder.Hz. Mevlana;"Ya olduğun gibi görün yada göründüğün gibi ol." sözü tam bu konuya işaret etmektedir. insan özellikle bir Müslüman 'Elif' Gibi doğru olmalıdır. 

   Değerli okur kardeşlerim! Bu konularda dinimizin biz Müslümanları nasıl uyardığını,Kur'an ve Sünnet  ışığında bir göz atalım. Yüce Allah(c.c);"Sözünüzü ister gizleyin, ister açığa vurun; bilin ki O, kalplerin içindekini   bilmektedir."Mülk 13)   'Bunlar  mallarını insanlara Gösteriş için harcayan, Allah'a ve Ahiret gününe inanmayan kimselerdir. Şeytan kimin arkadaşı olursa, o ne kötü arkadaştır."(Nisa 38)Allah; 'Bilesiniz ki, Onlar içlerindekini ondan gizlemek için sırtlarını dönerler. Bilesiniz ki elbiselerine büründükleri zaman dahi Allah onların gizlediklerini de açığa çıkardıklarını da bilir, Çünkü O, kalplerin içini bilendir.'(Hud 5)" Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, Onlar namazlarını ciddiye almazlar onlar (namazlarıyla) Gösteriş yaparlar."(maun suresi 4-6 ayetler)Buna benzer birçok ayeti Kerimelerde Allah insanoğlunu  defaatle uyarmaktadır. 

   

Allah Resulü(s.a.v) ise; Kim görsünler ve duysunlar diye bir kişiyi yüceltirse Allah da kıyamet günü onun Gösteriş ve insanlara duyurma niyetini ortaya çıkarır."  ve yine ifade eder ki;Allah sizin mallarınıza ve şekillerinize bakmaz; fakat O sizin kalplerinize ve amellerinize bakar." sözleriyle riyakarlığı yerden yere vurmaktadır. Özellikle dini ve inanç konularında  samimi ve saf insanları bir de cahillik  egemen ise riyakarlıkla kandırma daha kolay olduğu için maalesef bir çok insan bu yollar kullanılarak kandırılması kolay olmaktadır. Bunlardan kurtulmanın yolu, okumak, öğrenmek ve bilgi birikimine sahip olmak gerekmektedir. "İlmini, dindarlığını gösteriş olsun diye yapan kimse, harmanı biriktirip ateşe veren gibidir."diyen Sadi-i Şirazi riyakar olan ilim erbabının yaptığı şeyin boşa gideceğini ifade etmektedir. 

  Allah Resulü bildiğiniz gibi Safer ayının sonlarında Mekke'den; Yani şirkten, kötü ve kötülüklerden kibirden her türlü ahlaksız yöntemlerden İslâm medeniyetinin en mükemmel yaşanacağı  ve adının Yesrib olan şehri, Medine-i Münevvere haline getiren hicretini tamamlamıştır. Biz de içimizdeki kötülerden Kötülüklerden, yalanlardan, ahlaksızlıklardan, vefasızlıktan iyi bir kul olamamaktan, riyakarlıktan ve gösterişten;iyiliğe dürüstlüğe, helal kazanca, Allah'ın rızasına,  vefalı olmaya, sözünde durmaya, kul hakkını gözetmeye,samimi bir niyetle güzel hasletlere hicret edelim. Hem kendimizi hem çevremizi kurtaralım. 

   Hadiste denilir ki" Cenazeyi kabirde götürürken üç şey takip eder. Malı, Evlatları ve ameli. Defnedildikten sonra, Evlatları ve malı geri döner. sadece ameliyle baş başa kalır." O zaman Her yaptığımızı Allah rızası için yapmak ve 'O'nun rızası için sevmek dileği duası ve temennisiyle…