ÜSLUP
Üslup diyorum! At ile deve değil ya küçük bir incelik üslup. Dönüşü dünyalar kadar büyük mükafatlarla saklı. Dünyalar kadar dediğime de bakmayın dünya biraz dar olsa da.
Ne ince bir çizgi değil mi? İnsanı ipe götürür ya da ipten de alır. Gönül de kırar, gönül de alır. Halbuki her şey bu kadar kolayken, bu kadar küçük bir ayrıntıyı neden gözden kaçırıyoruz?
Sözlerimizi seçerek kullansak! Söylemek istediklerimizi ben dobrayım açık sözlüyüm direkt söylerim gibi söylemlerin arkasına sığınıp, kaba söylemektense daha narin kelimeler seçsek, daha alçak bir sesle söylesek, yani nasıl söylediğimize bir baksak...
Ne söylediğimizden ziyade, nasıl söylediğimizin ne çok önem kazandığını bir bilsek.
İncelik zarafet parayla değil yahu! Bedava.
Çok güzel yan etkileri var hiç baktınız mı prospektüse?
Mesela mutluluğu arttırır, gülümsetir, gönülde iz bırakır, hatır olur ve daha neler neler... Ee bu kadar kolayken neden bir çoğumuz direkt sert girişler yapıyor ve kırıp döküyoruz? Sanki o yollardan geçmeyecekmişiz gibi hareket ediyoruz. Merdivenin basamaklarını bir bir kırarsak bir gün kar yağmayacak mı ? O merdiven bize lazım olmayacak mı? Ne ekersek onu biçeceğiz bunu hiç unutmayalım.
Kara kara düşünmektense gelin, bugün elimize bir ayna alıp, nasıl konuştuğumuza bir bakalım. Biz güzel konuşursak etrafımız güzelleşir, etrafımız güzelleşir, dünya güzelleşir diye umut ediyorum vesselam.
Sevgi ve selam ile.