HAZAN MEVSİMİ
Doğanın, yaşamın, sevdanın, umudun rengârenk dönüştüğü, dalından düşen bir yaprağın usulca kaybolduğu gibi birçok anıların sonsuzluğa büründüğü ayın adıdır eylül.
Eylül ayı, yazın parlak günlerinin ardından, doğanın huzur dolu bir sessizliği içerisinde, zaman zaman hüzünlerle sarılmış bir geçişin adıdır.
Eylül ayı hayatın döngüsü gibidir. Her yaprak dökümü gibi yeni bir başlangıçtır aslında. Sararan yaprakların altında hayatların nasıl bir döngü içerisinde olduğunu ve nasıl bir aşamaya ulaştığını da görmekteyiz eylülde.
Hazan mevsimi gibidir. Dalından düşen her yaprak gibi usulca yok edilen hayatlar, umutları başka bahara kalan gençler, kavuşamayan yok olan anılar gibi hazan oluşun adıdır eylül…
Bundan 44 yıl önce yaşanan bir vahşetin, hazin bir hikâyenin de adıdır Eylül.12 Eylül 1980’de yaşanan bir darbenin üzerinden tam 44 yıl geçti. Türkiye’de akıllardan silinemeyen, ülkeyi her açıdan geriye götüren 12 Eylül, idamlar, kötü muameleler, insan hakları ihlalleri ile aradan geçen uzun yıllara rağmen zihinlerdeki yerini halen korumaya devam ediyor…
Sonbaharın en kalın düdüğünün çalındığı o eylül karanlığında, sokaklar sessizliğe bürünüp o sert ayak sesleriyle çınladığında düşen yaprakların, sararan umutların yok oluşudur eylül…
Hüzünle düşen yapraklar misali, her birisi geçmişten birer hatıra taşır. Şekillenir hayatlar, yok olup gider bir biri ardına. Ayak seslerinin rüzgâr fısıltısıyla savrulup gider o dönemin hayalleri…
Silip süpürmüştür düdük sesleri. Anıları umutları, kaybolan aileleri, yok olan hayatları, sönen ocakları ve bitip giden yarınları.Tüm Türkiye halklarının üzerinden bir silindir gibi geçmiştir o ayak sesleri, ülkenin o güzel sokaklarını inleterek…
Eylül gökyüzünün maviye vedasıdır. Serinliğe bürünüp üşütür yaşamı. Gecenin ilerleyen akışına doğru da zaman ilerledikçe de soğutur kendini gece…
Eylülün arkasından gelen ekim ayıdır. Ekim tohumun toprağa düştüğü aydır. Tohum ekilmelidir toprağa. Tohum umuda dönüşmeli, umut direnç olmalıdır. Yarınlara geleceğe, gelecek kuşaklara. Topraktan filizlenen tohum büyümeli başaklara bürünmelidir. Kar altında kalan tohum misali yine o karın sularıyla beslenerek tutunmalı yaşama. Tohumlar başağa dönüşmeli;toprağı, yeryüzünü sarmalı…
Eylülde sararıp düşen yaprağa inat, tohum ekilmeli toprağa, yeşermeli yeryüzü… Yüreğinizden umudun eksik olmadığı Güzel günlerin özlemiyle… Umut dolu yarınlar sizlerin olsun….