Siyasetçi ve seçmen psikolojisi
Psikolojide biyolojik yaklaşımı savunan Adolf Meyer’e göre insan davranışları üzerinde biyolojik yapının, hormonların, psikolojik durumun ve çevrenin de etkisi vardır. Bu nedenle davranışların açıklanmasında; biyolojiden yararlandığı kadar psikoloji ve sosyoloji bilimlerinden de yararlanmıştır.
Hormonların Siyasi Davranışlar Üzerindeki Etkisi
Durumu muhafaza etmek isteyen, istikrarı ve güvenlikçi politikaları önemseyen Şu An (ŞA) hormonları mutluluk hormonu Seratonin, keyif veren durumdan memnun kalmamızı ve bağlanmamızı sağlayan Oksitosin hormonu ve ağrıyı gidermeye, stresi azaltmaya yarayan Endorfin hormonu muhafazakarlar için daha baskın hormonlardır.
Muhafazakarların aksine durumu değiştirmek isteyen, yenilikten, ilerlemeye, başarılı olmaya ve geleceğe odaklananların hormonu olan dopamin, liberallerin ve demokrasiye, sanata ve sola eğilimli olanların hormonudur. Dopamin, yaratıcılığın sanatın ve dahiliğin kaynağıdır ancak doz aşımında deliliğin de kaynağıdır.
Dopaminerjik olan yani yenilikçi ve değişimci liberal insanlar yoksulluk sorunu için sosyal devleti hedeflerken, Şu An hormonu baskın olan muhafazakar insanlar birebir şekilde kişisel yardım etmek isterler. Muhafazakarlar sadaka verirken keyif alır, tatmin olur ve vicdanlarını rahatlatırlar
Siyasetçi Psikolojisi
Ortanın solundan ılımanına kadar olanları liberal olarak tanımladık ki, onlar yenilikten değişimden yana olanlar dopaminerjiktirler.
Muhafazakar olanlar ise daha gelenekselcidirler. Durumu koruyan ve devamını isteyenler Şu An hormonları daha baskın olanlardır.
Devam eden durumdan mutlu olan muhafazakarlardır. Bu anlamda ABD de yapılan anketler muhafazakar yönü yüksek olan Cumhuriyetçilerin mutluluk oranı %70 civarındayken değişimci ve liberal yönü daha güçlü olan demokratların mutluluk oranı %50 civarındadır.
Araştırmalar gösteriyor ki ortalama olarak liberallerin daha ileriye yönelik olma ihtimalleri, entelektüel, sadakatsiz, yaratıcı ve zeki olma yanında eleştirel ve memnuniyetsiz olma ihtimalleri daha yüksektir.
Aksine muhafazakarların daha duygusal daha sadakatli, istikrarlı, güvenlikçi, denetim odaklı daha sertlikten ve caydırıcılıktan yana olan muhafazakarlar gelenekseli savunanlar, daha mutlu ve daha az entelektüel olduklarıdır.
Liberaller kendilerine gösterilen fotoğraflar içerisinde pozitif olan kazandıranlara muhafazakarlarda kaybettiren rahatsızlık veren fotoğraflara daha güçlü tepki vermişlerdir.
Hem muhafazakarların hem de liberallerin negatif fotoğraflara daha uzun süre bakmışlardır. Bu durum evrensel olan kayıptan kaçınma konusuna uymaktadır.
Muhafazakarlar korku yaratan fotoğraflara daha uzun süre bakmışlardır.
Terörist saldırıların, özellikle seçim dönemlerinde muhafazakar siyasilerin popülerliğini arttırması tüm dünya ülke toplumları için geçerlidir.
Küçük de olsa tehditlerin devam etmesi insanları muhafazakarlara doğru yöneltir ki, bu gerçeklik özellikle seçim öncesi dönemlerde karşılıklı kayıkçı kavgası içine girebilen komşu devletlerde hüküm süren muhafazakar iktidarlarda sık gözlemlenir.
Özetle tüm ülkeler için geçerli olan bir kural, terörist eylemlerin artması, savaş kaos güvenlik sorunlarının artması
kitlelerin muhafazakar siyasetçilere yönelmesine neden olabilmektedir.
Adolf Hitler korku, nefret, kin ve öfke üzerine kurguladığı politikalarla toplumu hipnotize etmiş en insanlık dışı uygulamaları için sonsuz destek sağlamıştır.
Nerede bir dikta rejimi varsa orada kin nefret korku öfke vardır.
Kayıptan kaçınmayı ortaya çıkartan ŞA duygularıydı. ŞA sistemi gelecekle ilgilenmez. Elde edebilecekleriyle ilgilenmez ŞA hormonları Şu Anda elimizde olanla ilgilenir elimizde olanı korur, muhafaza eder, elimizde olana şükreder, korumak ister, keyif alır, haz alır. ŞA kaybetmeyi göze alamaz. ŞA hormonları kayıptan kaçınma davranışı sergiletir.
Uyuşturucuların ŞA etkisi vardır!
Ayrıca birer ŞA etkisi olan sigara dahil uyuşturucuların insanları muhafazakar olma yönünde ne derece etkili olabileceğini araştıran bilim insanları insanlara seratonin arttıran ilaçlar vererek daha çok muhafazakar gibi davrandıklarını tespit ettiler.
Deney için katılımcılara depresyon tedavisinde sık kullanılan serotenojenik bir ilaç olan citalopram verilmiştir. İlaç kullananlar adalet ve demokrasi gibi soyut kavramlara daha az önem verirken daha az zarar görmeye odaklanıyorlardı.
Şu An ilacı olan citalopram’dan tek doz kullanmak dahi insanları adaletsiz davranışları affetmeye eğilimli hale getirmiştir.
Muhafazakarlar birey, aile, akraba ülke gibi daha sınırlı gruplara odaklanmaya meyilli iken liberallerin daha evrensel olanlara odaklanma ihtimali daha yüksektir.
Ortamın tehlike altında olması veya tehlike olduğu algısının yaratılması insanları daha muhafazakarlaştırırken tam
tersi durumda daha refah dönemlerde insanların daha liberal olmaya eğilimli yapar.
Savunmasızlık hissiyatını azaltmak ve ŞA kaybetme korkusunu bastırmak değişimden ilerlemeden yana olan dopaminin etkili hale gelmesini sağlamıştır.
Sanatın olmazsa olmazı hayal kurmak, dopaminerjik bir aktivitedir. Ve insanların hayal güçlerinin arttırılması onların siyasi yelpazede daha sola doğru yönlenmelerini sağlamıştır. Hiç dikkat ettiniz mi; sanatçıların çoğunlukla neden liberal çizgide ve daha sola eğilimli çizgide yer alırlar
Dopaminerjik bir aktivite olan hayal kurmak soyut bir düşüncedir. Soyut düşünme görme duyma dokunma gibi duyusal gözlemin ötesine geçen ve gelişim sağlayan bir üst düzey düşüncedir. Üst düzey düşüncede olayların nedenlerini sonuçları akla gelir.
Fatih Sultan ve Mehmet Gazi Mustafa Kemal Atatürk onların hayalleri büyüktü; sanata, bilime yatkındılar ve yenilikten değişimden yana üst düzey düşünen liderlerdi.
Tam tersi dopaminerjik olmayan duyulara dayanan somut tasvirler fiziksel dünyaya odaklanan düşünceler alt düzey düşüncelerdir ve bir ŞA fonksiyonudur.
ŞA hormonları Şu An a odaklanan şu andan mutlu olan, haza keyfe ve elindekini muhafaza etmeye odaklı olandır.
Seçmen Psikolojisi
Çok liberal ve çok muhafazakar seçmenler kendi resmi ideolojilerine oy verseler de ılımlı olan bağımsız davranan seçmen kitlesinin başarılı seçin kampanyalarından etkilenirken günceli sürekli takip eden particilik lidercilik ve ideolojik takıntısı olmayan ve siyasi zekası yüksek seçmenlerin daha uzun vadeli düşündükleri ve daha özgür
davrandıkları siyasi kampanyalardan daha az etkilendikleri gerçeği vardır.
Seçim kampanyalarından etkilenen kitle için etkili ikna yolu kısa orta ve uzun vadede geleceğimiz için en iyi neyin fayda sağlayacağına inandırılmasıdır.
Yani ortalama bir seçmen için hem kontrol dopamini hem de arzu dopaminin kesişim noktasını bulmak gerek. Bir ev otomobil, bir marketten bir ürün ya da bir siyasi adayın kim olacağını seçme davranışında “uzun vadeli geleceğim için en iyi seçim nedir?” sorusuyla gelişen seçimlerimizde korku arzu ve sempati duyguları yer alır.
Korku ve öfke en güçlü duygulardır. Siyasetin aracı olmuş sosyal psikologlar kitleleri en çok öfkelendiren şeyin kimliklerin aşağılanması, ötekileştirme olduğu gerçeğine göre kimlikçi propaganda hazırlarlar.
Teröristlerle işbirliği içinde olduğu propagandası yapılan muhalif adayların geleceğimiz için tehlikeli göstererek korku salan ve öfke yaratan saldırgan davranışlar yaygınlaşması amaçlanır.
Korku ve öfke duygusunun bilinçli arttırılmasıyla ekonomik sorunlar ikinci plana itilir.
Korku, en ilkel endişelerimize hitap eder. Hayatta kalabilecek miyim? Çocuklarımın geleceği güvende olabilecek midir? İşimi kaybedip hayattan kopma tehlikem var mıdır? Verebilecek hiçbir vaadi kalmayanlar için korku ve öfke yaratmak tek çaredir.
Korku nefret kin öfke ayrıştırma politikaları kendi kitlelerini muhafaza edebilmenin en etkili yoludur.