Sizi Kim Aşağılar?

HAKKI GÜLEÇ hgulec58@hotmail.com

Sizi kendisinden daha yukarda gören, sizin karşınızda aşağılık kompleksi ve değersizlik hissi yaşayan kişi, sizi aşağılar; rahatsız olan, rahatsız ederek rahatlamaya çalışır.

Sizden hiçbir zaman rahatsız olmayan ve kendisini sizden daha nitelikli gören bir insan, sizi hiçbir zaman aşağılamaz.

Kim ki sizi küçük düşürmeye çalışıyor, alay ediyor, arkanızdan kötü zan oluşturma amaçlı sözlü ve yazılı çalışmaya giriyor ve sizi rakip görerek rekabete giriyorsa, o zaman kısa yoldan teğet geç git; kendi kendine gölgesiyle kavga etsin. Sorunlu olanı, sorunuyla baş başa bırak gidebildiği yere gitsin; sen işine bak.

Saygısızlık Karşısında Nasıl Davranırız?

Ruhsal yönden sağlıklı bir insan saygısızlık karşısında ortamı terk edebilir veya ölçülü ve etkili tepki vererek bir süre sonra ortamdan ayrılabilir; psikolojisi sağlıklı olan, sakin ve rahat kalmakta zorlanmaz.

Değersizlik duygusu yaşıyorsanız, egonuz yaralıysa kendinizi ispatlama çabasına girersiniz ve ortamı terk etmekte zorlanırsınız.

Ego sağlıklıysa yani egonuz güçlüyse, başkalarının ne dediğine ve nasıl davrandığına takılmaz, saygısızlıkları üzerine alınmazsınız; saygısızlık yapanı hayatınızdan çıkarmakta zorluk çekmez kolaylıkla yol verebilirsiniz.

Hayatından Kimleri Çıkartmalısın?

İyi gününde arayıp soran, senden faydalanmayı düşünen ama kötü zamanlarında seni görmez gelen, arayıp sormayanları çıkart gitsin.

Seninle sürekli rekabet eden, eleştiren akıl verenler, muhtemelen sende olan ama kendisinde olmayan yönlerden dolayı değersizlik duygusu yaşayabilen ve egosu yaralı haset tipler, umutsuz vakalar, adamı yorarlar onlardan uzak dur.

Her şeyden şikâyet eden, olumlu yönleri görmezden gelerek, sürekli olumsuzluklara odaklananlar, her şeyi bilenler, zihin okuyucular olgunlukla hiçbir ilgisi olmayan yani anlayışlı olmak yerine her fırsatta alay edenler; sağlıksız narsistik yönünden dolayı “ben ve diğerleri” diyenlerden uzak dur.

Sağlıklı Narsistik Yön Nedir?

Ruhsal yönden sağlıklı olabilmek için kendimizi özel hissetmek olan narsistik yönün belli dozu gereklidir.

Narsistik yönün dozunu 0-10 arası değerlendirirsek en sağlıklı oran 4-6 arasıdır.

0-3 arası oran aşırı utangaç, toplum içine çıkamayan, övülmekten öne çıkmaktan hiç hoşlanmayan depresyona yatkın tipler.

7-8 oran, ortalama üstü kendisini özel ve üstün gören, ancak gerçeklik duygusundan kopmamış özgüveni yüksek insanlar ki, onlar sahne sanatçıları, liderler ve topluma yön verenlerin narsistik yön puanı 7-8-9 civarında olabilir.

En son narsistik yön, 9-10 orandaysa “ben ve diğerleri” diyen, insanları küçümseyen ve gerçeklik duygusu kaybetmiş, empati sorunlu narsistik kişilik bozukluğu yaşayanlar.

Ego ile Narsisizm Arasında Ne fark Vardır?

Ben demek olan ego, bireyin kendilik bilinci ve öz kimliği ile ilgili bir kavramdır; içsel dürtüler ile dışsal gerçeklik arasında denge kurarak sağlıklı ilişkiler ve öz değerlendirme sağlar. Narsistik yön ise bireyin kendine aşırı hayranlık beslemesi ve başkalarını küçümsemesi durumunu ifade eder; bu durum, empati eksikliği ve onay arayışı ile karakterizedir. Kısacası, ego sağlıklı bir öz güven ve denge sağlarken, aşırı narsisizm sosyal ilişkileri olumsuz etkileyebilir.

Sağlıklı İnsan Kimdir?

Sağlıklı insan, “nasıl faydalı olabileceğim” çabası içerisine girer, karşılık gözetmez. Mutlu olmanın, yardım sever olmakla ilgili

olduğunu bilir; rahattır sakin ve huzurludur. Övülmek, takdir edilmek, onaylanmak peşinde koşmaz; bilmiyorsa “bilmiyorum” der.

Sağlıklı bir insan olmanın iki göstergesi sevmek ve üretmektir

Psikiyatrist Sigmund Freud, sevebilen ve üretebilen insanın sağlıklı olduğunu söylemiştir.

Hümanizmin temsilcilerinden Eric From, “yalnızca sevgi ve çalışmak anlamlıdır” der.

İnsan hayatı boşluk kabul etmez. Siz kendinizi lüzumlu şeylerle meşgul etmezseniz, lüzumsuz şeyler sizi işgal eder ve mutsuz olursunuz. Hayatınızı doldurup anlamlı haline getiren iki şey, sevmek ve çalışmaktır; sevmek ve üretmek hayatın temel anlamıdır ve sağlıklı insanın en temel iki özelliğidir

Toksik İnsan kimdir?

Toksik insan, çıkarcıdır; bencildir vermekten çok almayı sever, her olayda “bu işten benim çıkarım nedir?” diye sorar; çoğu zaman hırslıdır, huzursuzdur ve rahatsızdır.

Ve övünmekten ve övülmekten hoşlanır. Eleştirir ama öz eleştiri yapamaz; teşekkür ve takdir etme özürlüdür. Hatalara odaklanır. Siz ne söylerseniz söyleyin, söz sırası ona geldiği zaman “ama” “fakat” ile başlayan cümleleri olur. O her konuda bilgili görünmeye çalışır.

. Psikolojik Sorunlar Bedensel Sorunlara Göre Daha Zor Çözümlenir!

Çünkü çoğu bedensel hastalıklar, kırıklar, yaralanmalar gözle görülür ve çözümü bellidir. Ancak içine girdiğiniz olumsuz ruh hali, depresyona girdiğinizi, panik atağınızı kaygı bozukluğunuzu, takıntı zorlantı bozukluğunuzu (OKB) uzun süre fark edemeyebilirsiniz.

Ve ayrıca az gelişmişlik özelliği gösteren ülkelerde insanlar ruhsal sorunlar “ayıp” “zayıflık” “eksiklik” ya da “deli” vb olarak değerlendirebildiği için psikolojik rahatsızlıklar gizlenebiliyor.

İnsanlar kanser, ülser tansiyon vb fiziksel hastalıkları için hiç ayıplanmazlar. Halbuki dünya üzerinde milyarlarca insanın hiçbirisi ne bedensel ne de ruhsal yönden sürekli sağlıklı kalamaz. Ruh halimiz sürekli değişkendir ancak 15 günden fazla hayatla olan ilişkisini bozan ruh hali için profesyonel yardım en sağlıklı çözümdür. Çevremizde yer alan insanlar çoğunlukla psikolojik sorunları hafife alma eğilimindeler. “Takma kafana geçer” gibi tavsiyeler sık yapılır.

Karar Anlarına Dikkat!

Özellikle akşam 9-10 gibi saatten sonra mutluluk hormonları olarak tanımlanan seratonin, endorfin, dopamin, oksitosin seviyeleri düşmesine bağlı artan karamsarlık duygusu, düşünce ve davranışlarınızı olumsuz etkileyebileceğinden karar alma, duygu ve düşüncelerin ifade edileceği telefon görüşmeleri ve kritik sözleri sabaha erteleyebilirsiniz…

İnsan iradesinin ve zihinsel performansın azaldığı, konsantrasyon güçlüğü çekildiği, yorgun, uykusuz ve açken, öfke, üzüntü kaygı duygu durumu içindeyken düşünceleriniz ve davranışlarınız olumsuz etkilenecektir. Sakin ve rahat anlarınız, zihinsel performansınızın ve konsantrasyon yeteneğinizin arttığı anlarda önemli kararlar, konuşmalar yazışmaların yapılabileceği anlardır.

Özellikle ülkemizde son dönemlerde yaşanan olumsuzlukların gündeme geldiği haber programlarını mümkün olduğunca daha az izleyin. Elinizde olmayan konulardan dolayı oluşabilecek duygusal stres, ruhsal dayanıklılığınızı azaltacaktır. Bu olumsuzlaşan ruh haliniz, kötü olayın gidişatına hiçbir katkısı olmadığı gibi size zarar verebilecektir.

Olumsuzluklara Karşı Toleransımızın Azalmasıyla Neler Yaşarız?

Yeteri kadar uyuduğun halde yorgun ve bitkinsindir.

“Aklımı bir türlü toparlayamıyorum” dediğin odaklanma sorunu, unutma ve dalgınlık yaşarsın. Görme netliğin, azalır saç sağlığın bozulabilir. Vücut ısı dengesi bozulabilir; aniden sıcak basabilir, üşüme hissi ve kalp çarpıntısı gelişebilir.

Doğduğun Ev Kaderin midir?

Çocukluk dönemi hiçbir inisiyatifinin olmadığı ve hatta sözel, fiziksel, duygusal şiddete maruz kaldığın zaman hiçbir şey yapamadığın dönemlerde doğduğun ev senin kaderindir.

Ancak artık yetişkinsindir; kendini yetiştirebildiysen, farkındalığın artmışsa, geçmişin bütün yönleriyle yüzleşebilir ve kendi kaderini çizebilirsin. Doğduğun ev, artık kaderin olmaktan çoktan çıkmış ve mazide kalmıştır

Sağlıksız Aile Ortamında Yetişmiş ve Kendini Onaramamışsan

Sıklıkla özür diliyorsan, sürekli teşekkür ediyorsan yani fazla mahcup hissediyorsan, saygısızlık gördüğün ortamı terk edemiyorsan, insanlara “hayır” demekte zorlanıyor seni kullananlara sınır koyamıyorsan ve insanların sorunlarına aşırı empatiksen, insanların senin hakkında kötü düşünmelerinden, aleyhte konuşmalarından korkuyorsan “başkaları ne der?” demekten kendini sürekli baskılıyorsan, yaşadığın “…mış gibi” hayatın, çocukluk dönemlerinin sağlıksız aile ortamında geçmiş olduğunu anlatır.

Ancak geçmişte maruz kaldıkların senin kaderin değildir; kendini tanıyarak, farkındalığını arttırarak ve gerekirse profesyonel destek alarak sağlıklı ruh haline kavuşabilirsiniz