GÖNÜL ERİ SEYYİD MAHMUD HAYRÂNÎ   1

MUSTAFA BALKAN mbalkan785@gmail.com

Anadolu’nun İslâmlaşma sürecindeki Gönül Erleri’nden olan ve Nasreddin Hoca’ya ders veren Seyyid Mahmud Hayrânî’nin asıl adı Seyyid Mahmud bin Mesud olup, vefatını müteâkib Akşehir’de kendi adını taşıyan türbesine defnedilmiştir.

 Akşehir'de Selçuklu dönemine ait Ulu Camii, Altunkalem Mescidi, Güdük Minare Mescidi, Küçük Ayasofya Mescidi, Taş Medrese Mescidi, Kızılca Mescidi, Kileci Camii, Hacı Hamza Mescidi, Kalaycı Mescidi, Tahtakale Mescidi’nin yanı sıra Osmanlı Dönemine ait Hasan Paşa İmaret Camii, eşsiz mimari özellikler gösteren önemli eserlerdir.

Şehr-i Beyza’daki özellikle Nasreddin Hoca Türbesi, Seyyid Mahmud Hayrânî Türbesi ve Hacı İbrahim Sultan Türbesi yapıları, sanduka ve çinileri ile tarihi ve arkeolojik açıdan büyük önem arz eden eşsiz Türk-İslam sanatı örnekleri arasındadır.

Bir gazeteci gözüyle Konya’daki Selçuklu ve Osmanlı’dan bize intikal eden tarihî mâbetleri araştırırken ilçelerimizdeki o birbirinden nadide eserlerimize ne yazık ki fazla vakit ayıramamıştım. Zaman zaman ilçelere yaptığım gezilerde vakit bulduğum kadarıyla konuya eğilmiş ve tarihi eserlerin fotoğraflarını çekmiştim. Beyşehir’deki Eşrefoğlu Külliyesi’nden ayrı olarak bu sefer doğduğum şehir olan Akşehir’deki tarihî camilerimiz ile türbelerin önemlilerini tarihî ve manevî şahsiyetleriyle birlikte sizlere tanıtmaya çalışacağım.

Bilindiği üzere Anadolu’nun İslâmlaşması sürecinde, farklı bölgelere yapılan tekke ve zâviyeler ile çeşitli tasavvuf ekollerine bağlı sufiler ile dervişlerin etkili oldukları bilinmektedir. Bu şahsiyetler, İslâmiyet’in tasavvufî boyutunu ön planda tutan öğretileriyle, Anadolu halk İslâmı’nın gelişmesinde ve şekillenmesinde önemli roller oynamışlardır. Bu süreçte Türkiye Selçukluları devri Akşehir’inde yaşayan sûfîlerden biri de Seyyid Mahmud Hayrânî’dir. Hayatı, zaviyesi ve bu zaviyeye ait vakıf ile ilgili bilgilere Evliya menâkıbnâmelerinden, Osmanlı tarihlerinden, Başbakanlık Osmanlı arşivinden ve Vakıf kayıt arşivinden ulaşılmaktadır. Mevlânâ ve Hacı Bektâş-ı Veli ile çağdaş olduğu ve onlarla görüştüğü de bilinmektedir.

Gönül erlerinden olan Seyyid Mahmud Hayrânî’nin türbesi, Vakıflar Genel Müdürlüğü adına kayıtlı olup Sultan Dağı’nın eteklerine yapılan ve daha sonra zamanla hiçbir eseri kalmayan Akşehir Kalesi’nin içine yapılmıştır. Günümüzde ise Sultan Mahallesindedir.

Seyyid Mahmud Hayrânî ile ilgili ilk çalışma İbrahim Hakkı Konyalı’nın “Nasreddin Hoca’nın Şehri Akşehir: Tarihi Turistik Kılavuz” adlı eserde geçen Mahmud Hayrânî Türbesi adlı bölümdür. Bu çalışmada Konyalı, “Akşehir Türbeleri” başlığı altında Mahmud Hayrânî Türbesi’ni, kitabesini, sandukalarını ele alır. Bir diğer çalışma, Ethem Cebecioğlu tarafından Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi’nde yayınlanan “Seyyid Mahmud” maddesidir. Daha sonra Yusuf Küçükdağ’ın Vakıf Kayıt Arşivi ve Başbakanlık Osmanlı Arşivi’ne dayalı olarak kaleme aldığı “Seyyid Mahmud-ı Hayrânî ve Akşehir’de Seyyid Mahmud-ı Hayrânî Manzumesi” adlı makalesi bulunmaktadır.

Türkiye Selçuklu Devleti’nin Uluğ Sultanı Alâeddîn Keykubad, şeyhleri ve dervişleri sevdiğini, himaye ettiğini ve birçok dervişin bu sebeple başta Konya olmak üzere Selçuklu şehir merkezlerine geldiklerini bilinmektedir. Bunlar arasında Cemel Ali Dede, Evhadüddîn Kirmânî, Mevlânâ Celâleddin Rûmî, Hacı Bektâş-ı Velî, Sadreddin Konevî, Hacı Mübârek-i Haydarî gibi şahsiyetler Türkiye Selçuklu döneminin önde gelen sufîleri olup halen türbeleri günümüze kadar gelmiştir. Konya ise, Türkiye Selçuklularının başkenti olması sebebiyle mutasavvıflar için cazibe merkezi olmuş ve Konya’ya gelen mutasavvıflara örgütlenme merkezleri olan tekke ve zaviyelerini kurmaları için şehir surunun dışında tahsisat yapılmıştır.

Dönem kaynaklarında asıl ismi, Seyyid Mahmud bin Mesud olarak geçen Seyyid Mahmud Hayrânî’nin dedesinin adı Mahmud olup, babası Selçuklu emirlerinden Mesud Paşa’dır. Konyalı, babasının ölüm tarihini 1288 olarak verir. Akşehir medreselerinden Kadı İzzeddin ve Emir Yâvî medreselerinde müderrislik yapan Seyyid Mahmud’un ayrıca, söz konusu medreselerde Nasreddin Hoca’ya ders verdiği kabul edilmektedir. Seyyid Mahmud Hayrânî, 667/1268’de vefatını müteâkib Akşehir’de kendi adını taşıyan türbesine defnedilmiştir.

 

Devam edecek.