BEN ÖKÜZ' DEN KORKARIM, ÇÜNKÜ ONUN SİLAHI VAR AKLI YOKTUR…
İbn -Sina Ebu el Hüseyin adlı filozof Özbekistan da Buhara yakınların da Aşana kentinde doğmuş olup, iyi bir eğitim almış tıp alanında çalışmalar yapmıştır. Felsefe, mantık, matematik, astronomi, tabiat bilgileri gibi bir çok bilim alanında eserleri vardır. Tıp dünyasında ki kitabı ‘’Altın Kitabı ‘’ olarak bilinir.
Orta çağ filozoflarından biri olan düşünür, pozitif İlimlerin de en önemli temsilcilerindendir. Buhara da hocası Kuşyar’ dan eğitim alır .Samani hükümdarı Mansur ,kütüphanesinden yararlanmasını sağlar ve daha çok öğrenir.Orta Çağ da İslam medeniyetinin felsefeyle tanışmasını sağlayan ilk filozoflardan biridir. Eserleri eş- Şifa’nın tabiiyyat, ve Fizik alanında- İlahiyyat, metafizik alanında-nefs psikoloji alanındadır.Bu eserleri Arapçadan, Suryaniceye daha sonra gerekçe ye tercüme ettiren batılılar İbn- Sina’ ya AVİCENNA adını vermişlerdir, yani BİLGİNLERİN HÜKÜMDARI. İbn- Sina’ ya öğrencileri reis lakabını takarlar.
Filozof Antik Yunan filozoflarını İskenderiye okulundan tanıdığı ve gerekçeden önce Suryaniceye,sonra Arapçaya çevrilen eserleri okuduğu için Aristoteles’in mantık eseri olan ‘’ORGANON ‘’ adlı kitabını okuyup, felsefi bir doktiriniyle İslam dünyasına taşımaya çalışmıştır.Meşşaili filozoflardan biri olan İbn- Sina bu konuda temellendirme ve bilimsel araştırmalarında Farabi ile birlikte Ontik varlığı ve felsefi problemleri çözmeye çalışmışlardır.
Bu iki filozof, din ile felsefeyi ortak payda da birleştirmek istemişlerdir. Vahyi kabul ederler, akıl ile Nas arasında çelişki olduğunda ise’’ Aklı tercih, Nas’i Tev’vil ederler. Yani aklı tercih ederek ayet ve hadisleri yorumlarlar. Akıl ile nakli akılı uzlaştırmaya çalışırlar. Sınırlı ve sonlu bir evren anlayışına sahiptırler. İnsanın sahip olduğu aklın, ontolojik bir değer olarak FAAL AKLIN etkisine bağlarlar. Yani, ay üstü alemin son aklıdır. İnsan aklını BİLKUVVE akıldan alır. Tanrı, Akıl , Maku.
İbn- Sina ve Farabi Burhani yöntemle, Hatabi yöntemi açıklamaya çalışırlar yani felsefe ve din ile açıklamaya çalışırlar. Platinus’un Sudur teorisini, evreni var eden zeka taşması olarak en yüksek aklın Sudur olduğunu açıklarlar.
İslam dünyasında felsefi akım olan Meşşaili filozofları İbn -Sina , Kindi, Farabi,İbn Rüşd ün Arapçaya çevrilen eser KİTABÜR RUBBİYE, Aristoteles’in Organon adlı Teolojik eseridir. Bu eserin döktirinininden yararlanırlar ama metafiziğin ana meselesi olan İlahiyyat – Mübüvvet- Mead konusunda Aristo telesten ayrılırlar. Yani Din- peygamberler ve Ahiret konusunda büsbütün ayrı düşünürler ve Aristoteles’ten gelen psikolojik aklın ONTOLOJİK olarak FAAL AKLIN etkisine bağlarlar. Ruhun bedenle birlikte ortaya çıktığını ve ruhun ölümsüzlüğüne inanırlar.
Şimdi gelelim başlıktaki sözü yorumlamaya…
İbn- Sina…’’ Ben öküzden korkarım silahı var ama aklı yok’’ diyor
Bu anlamda Faal Aklın yarattığı insan, ve İnsanın beynine nakış gibi işlediği akıl, doğru anlamda kullanılmadığında öküzden ne farkı var ki…Furkan Suresi 44. ayet‘’Yoksa sen onların çoğunu, söz işitir AKLINI KULLANIR mı sanıyorsun, Onlar, ancak hayvanlar gibidirler, yol bakımından daha şaşkın daha aşağıdırlar.Şuara Suresi 28 .ayet Eğer aklınızı kullanabiliyorsanız, O doğunun da Batının da ve bunlar arasında olan her şeyin de Rabbidir. Dedi Musa
Gerçekten zeki ve akıllı kişi, nefsinin kötü arzularına hakim olup, ahiret için çalışandır. Aciz kişi ise heva ve heveslerinin kurbanı olup Allah tan olmayacak şeyleri isteyendir… Hz Muhammed
Allah, aklını kullanmayanlar için, iğrenç bir hayat yaşatır….
Ve öküzün silahından korkun, zira onun aklı yoktur…Allah aklı olmayan öküzlere akıl ihsan eylesin/ amin.
Nefsine yenilmekten, yalan söylemekten, iftira atmaktan, kibirden, gıybet etmekten, çalmaktan, kul hakkına girmekten Faal aklın yarattığı doğru aklı kullanmayı nasip eylesin.