BEYİN, GÖKYÜZÜNDEN DAHA BÜYÜKTÜR….

SEVİL KÖSE sevil.kose.mehmet@hotmail.com

Küçük pencereden bakanlar, manzaranın tamamını göremezler. Burada kastedilen pencerenin büyük olması değil elbette. Bilginin, doğrunun, öğrenmenin beynimizde kapladığı alan. Küçük öğretiler ya da başka bir değişle bilginin, bilmenin bakış açısından dar bir bakışla küçük pencereden ve beyinde kapladığı alan söz konusudur. Bilgiyi ve bilmeyi öğrenmeyi  beynimize yüklediğimizde, bize sunduğu büyük pencere bakış açısıdır.
‘’Bilgi yüklü kanatlanmış kuşların gideceği yöne bellidir ‘’

Bilge, öğrencisini yanına çağırır , sana bir soru soracağım, bunu bilebilirsen bu yıl ki notun en yüksek olacak. Bilge eline aldığı bir çıta ile kumun üzerine bir çizik çizer. Öğrencisine sorar, bu çizgiyi kısalta bilir misin ?

Öğrenci çizgiyi ortasından böler, işte diyor, biri diğerine göre daha kısa. Bilge hayır bu olmadı, git ve öğren de gel. Aradan bir ay kadar bir süre geçer, tekrar öğrencisini yanına çağırır ve tekrar sorar. Bu çizgiyi kısalt. Öğrenci bu sefer çizginin diğer yarını eliyle kapatarak işte çizgi kısaldı diye yanıt verir. Bilge hayır der, yine bilemedin. Öğrenci merak eder,eğer her iksi de değil se ne yapılabilir, siz söyleyiniz diye bilgeye sorar. Bilge eline tekrar çıtayı alır, çizginin yanına o çizgiden birazda uzun bir çizgi çizer. İşte diyor bilge, şimdi diğer çizgi kısa kaldı.

Bir öğretiyi, daha geniş, daha kapsamlı düşünebilen bunu bir eyleme dönüştürenler büyük pencereden bakabilen ve manzaranın tamamına hakim olanlardır.

İnsan düşüncelerini olgunlaştırıp büyüttüğünde, kısa bir çizginin yanına büyük bir  çizgi atınca diğerinin kısa kaldığını kanıtlamış olur. Kime, neye öfkeleniyorsanız, sizleri ne olumsuz yönde etkiliyorsa eğer bu yöntemi kullanınız. Yani, bilginizi, kalitenizi, erdeminizi yükselttiğinizde, kısa çizginin yanında bilginizle uzun bir çizgi olarak yerinizi kendiliğinden kurarsınız.

İnsan hep aynı kalmamalı hayatta. Hep yeniliğe, dönüşüme, değişime hazır olmalı. Bu da ancak bilgiyle ve öğrenmeyle olur. Kim olduğunu bilen insan için bu hiç zor değildir.’’ İnsanın beyni gökyüzünden daha büyüktür. İçine ıvır zıvır yüklemediğinizde,  doru öğretiler, doğru bilgiler yolunuza ışık olacaktır. Hızlı çağın hızlı insanı olmak değil, hızlı çağda bilinçli kültürlü insan olmak ve insan olmanın tanımını ilk önce beyninde tanımlamak gerekir.

Sosyal hayatın dayatmalarına rağmen, sadece kendini düşünen, menfaat için yol alan, ilk önce ben diyen insanlardan olmadan, toplumsal sağlıklı bir birey olarak yer alabilmek için ilk önce kendini geliştirmesi ,kendi beynine yüklemiş olduğu doğru bilgileri depolaması gerekir.

Cahil insanları beyni geniş açıdan bakmayı bilmez.
 ‘’ Cahilliğin eyleme geçişinden daha korkunç bir şey yoktur’’Gothe

Cahilliğin tedavisi öğrenmek, öğrenmeye açık olmaktır. Çoğunluğun cahil olduğu toplumlarda kitle yer değiştir, hatta çoğunluk oluşturduğunda sizin bilgileriniz göz ardı edilir. Kısa bir çizginin yanına bilginizle uzun bir çizgi koyduğunuzda, diğer çizginin kısa olduğunuz kanıtlamış olursunuz. Bilgi tam da böyle bir şeydir. Size doğru diye, ya da bilgi diye sunulan her şeyi analiz etmeden, sorgulamadan beyninize depolarsanız, en doğru bilgi, en değerli bilgiye yer açamazsınız. Dar kalıplarla işlediğiniz beyniniz siz yarı yolda koyar. Düşünmek zor bir zanaattır. En iyi olanı ve en doğru olanı bilmek için öğrenmeye devam etmek gerekir.

Değişmenin tek yolu düşünmektir. O gökyüzünden büyük olan beynimiz, doğru bir şekilde eğitilip depolandığında, en güzel olana ulaşırız….