Cemre
Bu ay üç misafir bekliyoruz. Üç saçaklı kızlar cemreler.Hava sıcaklığının artması olayına vesile olan cemreler. 19-20 şubat havaya, 26-27 şubat suya, 5-6 mart da toprağa düşer. Hepsi de bir hafta arayla düşer.
Cemre düşmesi ilkbaharın gelişine müjde niteliğindedir. Cemre ,arapça bir sözcüktür, ateş anlamına gelir.
Bir varmış, bir yokmuş. Zamanın birinde üç kız kardeş varmış. Nerde üşüyen çocuklar varsa, oraya sırayla giderlermiş. İlk cemre havaya düşermiş. Hava ayazı, buzu keser, ılık ılık esen bir rüzgara dönüşürmüş.
İkinci cemre suya düşermiş, sular buz gibi akmaz, havadan aldığı yarım güneşin ısısından soğuk sularının ayaz damarını keser, sular biraz daha ılık akmaya başlar.
Üçüncü cemre toprağa düşer. Toprağın yüzü gülümser, üzerinde kar, buz olmaz, olsa bile çabucak erir. Yumuşacık olan toprak, kucağına düşecek tohumları bekler.
Cemreler hangi ülkeye gitseler baharı müjdelerler. 21 mart da üç saçaklı cemrenin ana kraliçeleri nevruz gelir. Anlayacağınız şubat ve mart ayı mevsimin ateşinin yükselmesine vesile olur.
Üç kız kardeş cemreler el ele verirler, hava,su,toprak halay çeken folklorculara benzerler. Bir birlerini motife ederek, doğa olayının kendini tanımlamasına vesile olurlar.
Cemreler düştüğü yeri şenliğe çevirir. İlk kuşlar başlar cıvıl cıvıl ötmeye. Göç kuşları cemreler nereye düşerse oraya göç etmeye başlarlar. Hava ayazını keser. Sular,özellikle kar suları şırıl şırıl dağlardan akar gelir. Toprak pamuk gibi yumuşacık olur.
Nevruz Bayramının gelişine hazırlık yapar cemreler. Tarlalar yeşillenir, güneş bir gülümser, bir şiir gibi konuşur.
Ve zamanın olgunlaştırdığı her cemre usulca düşecek umudun döl yatağına.
Ahmet Telli
Misafir dediğime bakmayın cemrelere,misafir demem her yıl aynı ayda gelip gittiği için misafir diyorum. Hediyeleri ile gelen böyle misafire can kurban.
Müjde gibi gelir cemreler. Havaya,suya,toprağa düşen cemreler allı,morlu,yeşilli elbiselerini giyer. İnsanlar sevinçle karşılarlar cemreleri. Tabiat uyanır uykusundan, karıncalar uyanır rüyasından. Ağaçlar tomurcuklanır, asma ağacının dalına su yürür. Laklakcı leylekler sıcak ülkelerden cemrelerin düştüğü memleketlere gitmek için hazırlık yaparlar.
Cemreler, göçmen kuşlar,tomurcuklanan dallar, uykusundan uyanan karınca, kapının aralığından bakan kelebek, şırıl şırıl dereler, koyunlar, kuzular nevruza ulaşmak için gün sayarlar.
Üçünüz birden gelin hüzünlü yüreğime
Düş cemrem düş umut ol hepimize
İlk kalplerimizden başla düşmeye
Düş cemrem havaya,suya,toprağa
Müjdeler getir yetim çocuklara
Halayın başını ben çekerim söz sana
Nevruz da buluşalım, şiir ile aşk ola...