BAŞA DÖNÜŞLER 

YÜKSEL KÖKER yukselkoker58@gmail.com


Dualite zamana ve çatışmaya gark ile yeni bir evren kurgusu yaratma savaşı... Mânânın ve sanatın karşı taraf duygu algılarında karışıklığa sebep olabilecek; biraz edebiyat, biraz felsefe!

Orta Çağ düşüncelerinden, Antik Çağ duygularından bitimsiz yolculuklar ile șairler, düşünürler var mı sorusundan yola çıktığımız vakit, neler bulmadık ki! Ve bir tanesine misal, bu şiirinin sözleri:“Yavaş yavaş acele ediniz.” Evet, acele ediyoruz ve yavaş kalmak yoruyor bizi. Şiirler bilinmeyenden kutsal bir günü tütsülüyor ve kutsuyor çifte kavruk gözlerden. Yetmiyor ve çıktığımız yoldan devam ediyoruz bir düşünürün sisteminin özü önermesinden: “Düşünüyorum, öyleyse varım.. Evet, düşünüyoruz, öyleyse varız ve var oluşun kurbanıyız; mabet ayinleri cürm sürgünlerine iștiyak ve adaklar kimine göre boşuna, kimine göre boşuna değil.

Mitleșen hikayelerde dün bir, bugün iki! Sayılı nefese revan, aşağı yukarı tahminlere yakın irade beyanındayız ve dünya tahlillerinde nihai sonuçlar kendi ağırlığından başkası değil! Kimi altında ezilmiş ve kimi direncin sigası kadar dayanabilmiș! Yaşamak mı katlanmak mı? İkisinden birisine kapılmaktan ziyade katlanarak yaşamaya devam eden zorlu dünya yolculuğu ve durakları bazen hiç tekin değil! Bu yolculuk; mistik düşünceye göre imtihan, seküler düşünceye göre doğanın kendi yapısı. 

Büyülü gerçeklik nerede durur ve durduktan sonra nerede devam eder bilmiyoruz lâkin öldükten sonra öğrenme şansımız var düşüncesi daha baskın. Yaşam eskisiyiz ve akıștayız yarınlara. İsteklerimizin bir karșılığı var mı yok mu? Var ve akıșta görüyoruz. Öğrenme hevesine giden bütün yolları biliyoruz ve biliyoruz ki bütün yollar kapalı! Ne kadarını açabildik ve ne kadarını açmaya zorladık? Yazarak zorladığımız olmadı değil lâkin hep başa dönüşler ve doğru bildiğimiz yanlışlar karşımızda. Olsun biz yine bilinçli ve bilinçsiz yazmaya devam diyoruz...