DERİN KAYGILAR
Zemheride yalancı bahardan bir anlık kavga ile şiirler suskun ve ayaz kuşları yok ve dahi tipi, kar-boran, fırtına... Evet bu mevsim kurak! Uzun yolculuktan geliyoruz ve atların tek bir toynağı çamur değil, terkisine dokun tozunu alırsın ancak. Ancak kararıyor kül rengi geceler dizelerimde lâkin ay yüzüne mülhem resmediyorum geceyi fırçasız ve yıldız yıldız...
Șimdi nerede ve hangi üşüten mevsimin bahar rüyasına yattın, çiçek açan badem ağaçları derin uykularını mı bölüyor? Șiirden bulutlar sarsa gökleri mavi dizeler buharlaşır uzak çok uzak coğrafyana! Akar avuçlasan parmakların arasından düş sancılarına bitimsiz. An bitsin desen bitmez. Yaşamak gölgesi ısrar ve peşinde bitmeyen naz ile hiçten mahmuzların adımlarında artan bir hız, hızını kessen ne bir adım daha uzak ve sebepsiz çırpmaya yüz tutan kanatlara zor günler. Zorlasan nafile çırpar klavuz uçuşlar ve havada şiir kokusuna ruhun izin vermez küfürsüz!
Küfürsüz de anlatılır, anlatılır da neden sevmediğim sözler ile ruh halini belli ediyorsun? Anlamış değilim dediğine cevap ne biliyor musun? Hiç sağlıklı düşünemiyor insan ve devreler yanmış gibi bir vaziyet! Geç bunları her ne olursa olsun aldığın bir vaziyet bu olmamalı! O zaman ne halin varsa gör kısmına dışarıdan bir müdahale kaçınılmaz ve bu müdahalenin senin tarafından olması kendime biraz daha çeki düzen vermemi gerektiriyor, çünkü bir sonuca varmadan anlaşma yapacağımız masa dağılacak ve masada ne var ne yok kafama fırlatacaksın öyle mi? Öyle değil, daha fazlasını yaparım, sana ne argo sözler ne de küfür yakışıyor dediğin günden beri, ufak bir atlama sonun başlangıcı gibi duruveriyor alnacıma ve dedim ne yapıyorsun oğlum sen, afilli sözlerin dururken bu kabalıkta neyin nesi?
Birkaç cümle sonrası pusuya yatmış ruhunun ufak bir yapı bozukluğunu fark etmesi beraberinde bana derin kaygıları yaşatıyor. Sana mı yoksa sözlerime mi dikkat etmeliyim? İkisine de dikkat et şair, ikisi de seni bağlıyor ve bunlardan harekat noktan belirleniyor. İlk günkü gibi istiyorum seni masum ve vakur. Nereye bırakırsam aradığım zaman sakin elimle koymuş gibi bulmalıyım seni.
İç sesimde seninle kavga etmeyi bile sevmiyorum. Şimdi kavga zamanı mı diyerek ișaret parmağın ile hımm çekiyorsun ve bir daha duymayayım üzme beni diyorsun. Bir o kadar demekte o kadar haklısın ki bu yüzden didișmeyi bile kaybedebiliriz. Bunları yazdıktan sonra beni anladığını düşünüyorum. En azından öyle umuyorum. Umursamaz tavrını bir kenara bırak artık, illa özür bekleyeceksin de bu metin şekli kafamda uçuşan kabahati özründen daha büyük şekli değil ve bu metinden iyi hazırlanmış bir özür sözleri göremezsin vesselam.