KİM BİLİR ...
“Kim bilir belki de diye bir yer vardı belki de biz göremedik kim bilir! Düșten dünya hayatına dair çekip gitme ve gün içerisinde sevenlerin ile yok olma ihtimali! Șimdilerde şimdi neredesin sorusuna bulunacak cevap isen bensiz ararlar seni! Halbuki mevsim kış değil ve yüzünde ayaz kuşları uçuyor. Hak ettiğimsin biliyorum ama hak edilmișliğim değilsin, inan üzgünüm gerçek ile hakikat farklı şeyler!”
- Aklından geçenleri sesli düşünürken duymak varmış ne güzel anlașılıyorsun sevgili yazarım.
~ Esas anlaman gerekeni kaçırmazdın sesli düşünmemi bölmeseydin çifte kavruk gözlüm.
- Nedir sevgili yazarım kaçırdığım?
~ Seni ne çok ve nasıl özlediğimi.
- Benden çok mu?
~ Diyemem senden az, çünkü senden çok hiçbir şey yok bende!
- Sözler rafine olmadan hatta iki kere rafine olmadan seni anlamak zor sevgili yazarım, devreler yanmadan gidiyorum, en iyisi sesli düşünmeye devam et.
~ Nereye gidiyorsun, çay bile içmeden kalktın?
- Kim bilir belki de diye bir yer vardı diyordun ya oraya gidiyorum gelecek misin?
~ Kim bilir belki de!
“Gelecek misin sorusu ona ne kadar kolay lakin gelebilecek miyim mevsimsiz bilmiyor işte! Ne fayda gelsem ve güneşi giysem onsuz vakit ışık hızına ulașır. Zahmet pınarım nedir dem ağulu? Bilmiyorum, hadi içeyim gözlerim kapalı, çünkü derdim dünden bitecek! Biter densiz hikaye ve yazmıș olsam sonunu; bir ayrılık var, bir hüzün var ve onun hesabı gibi bir hesabım var.”