TILSIM
Ne kelime oyunu ne sözleri yerinden oynatmak niyetim ifadesizliğime say gözlerini!
Kar beyaz kelimeleri rüzgâr ile kurulayacak düşüncelerin yoksa sen bu iklime göre değilsin bırak aşkı bilenler yazsın dört mevsim!
Gönülden yaz diyorsun lâkin edebiyatta hiç söylenmeyen söz kaldı mı ya da sana yazmadığım? Sözlerim başka bir yerden değil, yüreğimden alıntı olsa ne biraz felsefi ve biraz soyut yazıp sıyrılıyorum düşlerimden câna!
Avuçların göğün yedinci katında yanağını avuçlar gibi güneşin ateşini avuçluyor, sonra yakmaya başlıyor ellerini, dudak payını. Biraz daha hız kazanıp yorgun düşlerin sahici dokunuşları ile kalbinin ortaya yerine bağdaş kurup oturuyor. O an neler yazılacak neler bir bilsen ve nelerin altı çizilecek kalem oynatmaz düşlerinde bir bilsen? Evet bir bilsen yoksun cümlesinde kirpiklerin kitabın sayfalarını buseler ve inen gamzelerinden son damlası satırlara sır !
Ne şiirler yazdım muhteşem vuslata gözlerinin tarifine göre anlatamadı bakışların ve bakışların ile kendi ağırlığını taşırken ezilen afilli sözler! Dünyalara değişmem dediğin gelir ansızın durakalırsın ve zaman durakalır. İşte bu bir saati bin yıl yaşadın. Lakin dünya mı rüyalar mı sen mi yalan? Hiçbir şey yalan olmayabilir lâkin her şey ile gerçeğin gerçek olduğunu somut doneler ile ıspatlamak kolay değil. O halde rüya nedir ya da ne değildir? Kelimenin tam anlamı ile söylüyorum; rüya sensin ve kutsanmış ay ışığında yüzüne revan.
"Gel derse Fuzuli ki güzellerde vefa var
Aldanmaki şair sözü elbette yalandır."
Her ne kadar Fuzuli şiirinde böyle söylemiş olsa bile abartısız doğru söylediğinin ıspatıdır. Ve bazen doğruyu doğru anlatmak için yalanlara başvurmak zorunda kalsan hemen bu şiir yadıma düşer.
Geç bunları Yüksel ve bunlar bildiğim şeyler sen asıl yerine göre sevmenin yalan olduğunu söyle de işte o zaman sana inanayım. Aslında sevmeye inanıyorsun, sadece bozulacak tılsım ve hasret kafanı karıştırıyor, yapma!
Yüksel Köker