UÇUȘAN SÖZLER
Sana, yazılmışlığıma yazılan metinlerden şehir çıkar; caddeleri ışıklı, sokakları sevgi dolu, içinden ırmaklar geçer ve dökülür sevda denizine șerha șerha. Șimdi anladın mı neden kuşatma altında bu şehir, hangi orduların iştahını kabartmaz söyle? Ismarlama metin sözlerinden değil, bihanealeyh kafamda uçușan binlercesinden dökülenler. Bir cümle etrafında dönüyor hâyâlin ve aklım hep dökülmeyenlerde. Sırası gelir onlarında diyeceğini biliyorum ve biliyorum göz göze geldiğimiz ilk anı yazarak resmet biteviye! Ne vardı ki o anda? Her metnin teması olmasını istiyorsun? Bilinçsiz bilinç ile çok kısa bir mili saniyede olup biten? Olup bitmiş ve sonrasına bakalım diyorum da olmaz diyorsun ve oraya bin yıllık zamandan geldik ve durduk. Dur durak bilmeden ve hâlâ oradayız. Çok kalacak mıyız sorusu yok, çünkü gözlerin mahkumiyetiden kurtulmanın ilk duruşma tarihi bile belli değil. Sonsuz mahkumiyet ve çifte kavruk gözlerinde demir parmaklıklar. Uzak yakınlık böyle ise yakın yakınlık diyorum, varsa ötesi berisi?
Güme gitmiş hâyallerin yüzüne serpilen ikramlarında buyur vaktine katılmak dile kolay!
Kirpiklerinden çiğ damlası ağu akar, koyu kestane saçlarında kırağı, damarlarından kan çekilmiş ve yüzün anız sarısı. Gözlerin kan çanağı yerinden çıkacak. Hırçın nehirler akıyor gamzene. Iki elin yumrukları sıkılı, kapı gıcırtısı dişlerin. Biliyorum özledin sen de biliyorsun ben de özledim. İşte burdayım buyur vaktine "hoş geldin" desen duygu duvarına fazla değil, bir tuğla konacak ve yıkılmayacak aşk duvarı ki demen! Nedir bu öfken? Zamanı oka tutan gergin kaş yayları ve izlerinden atılan nedir?
Kalbime sapladığını görmen yetmez, içinde çevirsen de duyduğun acıdan rahatlasan o da yok! O zaman ne, öldüğümü de istemiyorsun?
Delirdin mi desem, aklın başında ve her türlü akıl oynuna kafan çalışıyor. Neyin intikamı,
neyin yerine konması gerekiyor ki ruhunun eksik kalan yanlarını tamamlasın? Aşk sıradan bir eylem desen, savaşın en şiddetli yeri ki
kaç cephede bedeni siper ettiğim belli değil.
Say ki çöldeyim, say ki gözlerimi doldurdu kum fırtınası lâkin der, "ne işin vardı. "