YORULDUK
Yapı bakımından olumsuz anlamca olumlu bir cümle ama birebir kelimelerin anlamına takıldı!
Görünürde ne cismani varlığı ne de ayak izleri var... Ahh karanlık ayrılıktan git gide kaybolan ışık gibiydi lâkin mantıklı bir bahanesi sayılırdı görmezden geldin dememesi!
Onunla hiçbir ilgin yok, onun seninle bir ilgisi var karşılıksız aşk gibi!
Vedalara diz çöken zifiri karanlık kendi renginde hiç suçu yok lacivert gecelerin! Șimdi neredesin, uzaktan sarılmakta mı yok? Yok yok değil mi? Mesafeler ötelerin ötesinde! İnadına böyle düşünme ve düşünmene hiçbir sebep görmüyorum demiştin ya hani sebebine bir sebep aramaktan vazgeçtim sebepsiz.
Yoruldum ve sen de yoruldun! Bir ucundan sen ve diğer ucundan ben tutuyorum, işte bitmeyecek bu hasretin!
Bir yere kadar asılıyorsun ve asıldıkça geriliyor. Gerilediği yerden kopsun öyle mi? Yok öyle demek istemedim! Sahi ne demek istedin?
Koptukça düğüm atarız, her düğüm attıkça da mesafeler mi kısalır diyorsun? Hadi hadi öyle dediğini kabul edelim! Tekrar çözülen düğümler ne olacak? Onunla ilgili bir fikrin var mı? Olmaz mı düğümleri sen çözüyorsun diyeceksin! Her ne söylersen söyle bu sağlam düğümlerle bile olacak bir şey değil. Benim fikrimi mi soruyorsun? Daha önce söylediklerimi söylerim geçerim de her defasında söylesem yine kâfi gelmeyecek lâkin söylemenin de faydası var; "et tekraru ahsen velev kane yüz seksen" Yine tekrar altını çize çize düşündüğüm kadar uzak ne de yakın! O hâlde ne diyorsun değil mi? Hiç eğip bükmeden söyle diyorsun söyle!
Uzak ile yakın arasında bir yer var mı? Bence var hem de hiç gidilmeyen ve hiç ayak basılmayan bir yer. Kalbimdeysen eğer, velev ki kalbindeysem o vakit uzak ve yakın mesafeler dimağımızda hiç yer bulabilir mi? Tabii ki bulamaz!