AHMET METİN

AHMET METİN

ÇUVALDIZ
[email protected]

Kültürel Yozlaşma ve Müziğin Dönüşümü

10 Şubat 2025 - 00:01

Müzik, bir toplumun kimliğini yansıtan en önemli sanat dallarından biridir. Ancak son yıllarda popüler kültürün etkisiyle müziğin giderek yüzeyselleştiğini üzülerek görmekteyiz.

Eskiden sanatçılar, eserleriyle topluma mesaj verir, dinleyiciyi düşündürür ve eğitirdi. Ancak bugün müzik listelerinin zirvesinde yer alan bazı şarkılar, anlamsız tekrarlarla ve içi boş sözlerle dolu. Son dönemde sosyal medyada gündem olan bazı şarkılar, ne bir duygu aktarabiliyor ne de sanatsal bir derinlik taşıyor. Örneğin, Lvbel C5’in HavHavHav veya Turabi’nin Wine Me, Dine Me gibi şarkıları, müziğin geldiği noktayı gözler önüne seriyor.

Bu tür şarkılar, sadece ritmik yapılarıyla ilgi çekiyor ve kolayca akılda kalıyor. Ancak sözlere bakıldığında, anlamsız kelime tekrarları ve edebi değerden uzak içeriklerle karşılaşıyoruz. Oysa müzik, sadece eğlence değil, aynı zamanda bir anlatım ve eğitim aracıdır. Kültürel mirasımızı ve toplumsal değerlerimizi koruyan bir sanat dalı olması gerekirken, bugün müziğin salt ticari bir araç hâline geldiğini görüyoruz.

Bir toplumun dilini ve kültürel hafızasını en iyi yansıtan sanat dallarından biri müziktir. Ancak popüler müzik, dilin estetik yapısını bozuyor, kelime dağarcığını fakirleştiriyor ve anlam yerine anlamsız ritimlere dayalı bir tüketim kültürü oluşturuyor. Eski halk müziği eserlerinde, Neşet Ertaş gibi ustaların türkülerinde, kelimeler bir nakış gibi işlenirken, bugün müzikte bağlamdan kopuk kelime tekrarları hâkim.

Konya gibi köklü bir kültürel mirasa sahip bir şehirde, müzik sadece eğlence amacıyla değil, geçmişle bağ kurma ve gelecek nesillere aktarılacak değerleri yaşatma amacıyla yapılmalıdır. Bu noktada, Konya’nın yetiştirdiği sanatçılar büyük bir öneme sahip. Örneğin, Mustafa Yıldızdoğan şarkılarında vatan sevgisini, toplumsal değerleri ve güçlü bir kimlik bilincini işlerdi. Konya’nın kültürel dokusunu müziğine yansıtan bu tür sanatçılar, müziğin sadece anlık bir tüketim nesnesi değil, bir kültür taşıyıcısı olması gerektiğini bizlere hatırlatıyor.

Bugün popüler müzikte sıkça işlenen temalara baktığımızda; lüks tüketim, anlamsız şiddet, uyuşturucu kullanımı ve cinsellik gibi unsurların öne çıktığını görüyoruz. Özellikle gençler için rol model olan sanatçıların bu içeriklerle öne çıkması, gelecek nesillerin değer yargılarını da olumsuz etkiliyor. Oysa müzik, sadece bireysel hazları tatmin eden bir araç değil, aynı zamanda toplumun ruhunu besleyen bir sanattır.

Konya’nın sanatsal mirasına baktığımızda, bu şehrin sadece Mevlânâ’nın hoşgörü felsefesine değil, aynı zamanda güçlü bir müzik geleneğine de ev sahipliği yaptığını görürüz. Onun eserleri, modern dünyada kaybolmaya yüz tutan manevi değerleri yaşatmayı amaçlıyor.

Bugün sanatçılar ve dinleyiciler olarak, sanatsal değeri yüksek, dilimize ve kültürel mirasımıza katkı sunan eserleri desteklemek zorundayız. Popüler olmak için yapılan sığ müziklerin geçiciliği karşısında, kalıcı olanın her zaman sanatın özüne sadık kalan eserler olduğu unutulmamalıdır. Konya’dan yetişen usta sanatçılar, müziğin sadece eğlence için değil, aynı zamanda bir kültür aktarım aracı olduğunu bizlere göstermiştir. Eğer sanatı sadece anlık tüketim nesnesi olarak görmeye devam edersek, kültürel değerlerimizi hızla kaybetme riskiyle karşı karşıya kalırız.

Sanat, yalnızca eğlendiren değil, düşündüren ve geliştiren bir güç olmalıdır. Önemli olan, popüler olmanın ötesinde, kalıcı ve anlamlı bir etki yaratmaktır.

YORUMLAR

  • 0 Yorum