Emperyalist devletler yurduma göz dikmişler,
Osmanlı Devleti’ni söküp söküp dikmişler,
Padişaha taht tatlı koltuğa mı dikmişler?
Halk savaştan yorgun sindiler birer birer…
Boyunduruk altında yaşamak çok çok acı,
Toplantılar gizlidir, bilmezler bu kaçıncı,
Kurtuluşa umut var bulunur kurtarıcı,
“ O gün, bu gündür” derler ant içti birer birer…
Bin dokuz yüz on dokuz, on dokuz mayıs günü,
Samsun’da doğdu güneş, kurtuluş sayış günü,
Mustafa Kemal geldi duyun artık ününü,
Bandırma Vapuru’ ndan indiler birer birer…
Samsun’dan Amasya’ya, Erzurum’dan Sivas’a,
Umutlanmak gerekir üstüne basa basa,
Bağımsızlık olursa kalmaz artık hiç tasa,
Ayağa kalktılar hep, kalktılar birer birer…
Bin dokuz yüz yirmi de bir gün yirmi üç nisan,
Büyük Millet Meclisi doldu hep seçkin insan,
Yeni devlet temeli, sandılar ki, bir nisan,
Hepsi bilinç içinde, geldiler birer birer…
Düşman “ ilk İzmir” dedi, son İzmir’de döküldü,
İlk kurşun Hasan Tahsin ve ilk şehit, çöküldü,
Savaştıkça savaştık teker teker söküldü,
Kaçan kaçtı, kalan yok, kaçtılar birer birer…
İnönü’de iki kez, İsmet Bey umut taktı,
Sakarya’dan kan aktı, düşmanlara bu haktı,
Atam, Kocatepe’den Akdeniz’e yan baktı,
Yurdu kurtarmak için aktılar birer birer…
Bin dokuz yüz yirmi üç, yirmi dokuz ekim de,
Kuruldu cumhuriyet amaçlı bir dikimde,
Bağımsız devlet olduk dağ, bayır ve sekimde,
Kutlandı tüm coşkuyla, kutlandı birer birer…
Yirmi dört temmuz günü, bin dokuz yüz yirmi dört,
Lozan Antlaşması’yla eski defterleri ört,
“Türkiye Cumhuriyet” duyanlar ister flört,
Dünya duysun adını, duysunlar birer birer…
Dış düşmanla iş bitti, içtekilerde sıra,
Tüm başkaldıranların belini kıra kıra,
Erinç buldu halkımız, duyuldu ta… Mısır’a,
Savaşsız bir yaşamla kaldılar birer birer…
Bin dokuz yüz yirmi bir, yirmi dört anayasa,
Eşitlik geldi halka, kalmadı artık tasa,
Atatürk İlkeleri parmağı basa basa,
Sağlam temel atıldı, atıldı birer birer…
Köy Enstitüleriyle her köyde yandı ışık,
Her yerde her bir insan doydu hep kaşık kaşık,
Bilimin tek ışığı çağdaşlıkla barışık,
Aydınlanma ışığı yaktılar birer birer…
Dokuz yüz otuz sekiz, on kasımı son kasım,
Atatürk’üm öldü mü, bu kasım nasıl kasım?
Hazan mevsimidir bu, hiç bitmez artık yasım,
Gözlerden yaş döküldü, döküldü birer birer…
Yirmi dokuz haziran, dokuz yüz otuz dokuz,
Hatay anavatana katıldı, daha çoğuz,
Misak-ı Milli tamam, emelimizde tokuz,
Son sınırlar çizildi, çizildi birer birer…
İki dünya savaşı ölüm kustu dünyada,
Birincide yenildik, görülmez ki rüyada,
İkinciye girmedik, çocuklar hep yuvada,
Babalar akşam evde yaşanır birer birer…
Kore dünyanın ucu, Türkiye’ye çok uzak,
Orayı kurtarmak mı? Bize kurulur tuzak,
Ölenler kime şehit? Çeksek çekilmez kızak
Niçin, kim için gitti? Öldüler birer birer…
Bin dokuz yüz yetmiş dört, yirmi temmuz günüydü,
“Ayşe tatile çıktı,” bu söz yılın ünüydü,
Kıbrıs’a barış geldi, ölümler bir bir tüydü,
Yeni devlet kuruldu, kuruldu birer birer…
Mutlulukla yaşamak her insanda bir erektir,
Atatürk Devrimleri yurda temel direktir,
Uygarlık ve bilimle aydınlanmak gerektir,
Dört bir koldan gitmeli, gitmeli birer birer…
Cumhuriyet devrimdir, hem de en büyük devrim,
Yüz yıllık bir geçmişle yaşamda olur evrim,
Padişahlık sonlandı, halk yönetimi çevrim,
Demokrasiye doğru yönlendik birer birer…
Cumhuriyet erdemdir bizlere verir esin,
Atatürk’ün yolunda çok çok gür çıksın sesin,
Mutlu yaşam halkındır, mutlu olan ÜRESİN,
Yaşasın Cumhuriyet, yaşasın birer birer…
YORUMLAR