İKİ BİN YİRMİ ÜÇ ALTI ŞUBAT

İki bin yirmi üç altı şubatı
Yedi nokta yedi ve bir tık altı
Yeraltı kaynadı, yer üstü battı
İki deprem ile gün kara oldu.

İki bin yirmi üç altı şubatı
Deprem merkez üssü Kahramanmaraş
Betona gömüldü on binlerce baş
İki deprem ile ölenler boldu.

İki bin yirmi üç altı şubatı
Yıkıldı on şehir, yıkıldı il il
Akan gözyaşını silemez mendil
İki deprem ile ezilen koldu.

İki bin yirmi üç altı şubatı
İki gün boyunca çekildi açlık
Bir dilim ekmeğin ederi kaçlık?
İki deprem ile yatanlar foldu.

İki bin yirmi üç altı şubatı
Gündüzler karardı, karasın kara
Hiç yoktan yurduma açtın bir yara
İki deprem ile umutlar soldu.

İki bin yirmi üç altı şubatı
Hava buz gibidir soğuk mu? Soğuk
Yeraltı sesleri hep boğuk boğuk
İki deprem ile gelecek n’oldu?

İki bin yirmi üç altı şubatı
Sayılar bilinmez, onluksun onluk
Yıkıntıya bir bak tonluksun tonluk
İki deprem ile çöküntü doldu.

İki bin yirmi üç altı şubatı
Siyasiler verir demeçler “cak, cuk”
Halka umut olsun otursun cuk cuk
İki deprem ile yapılan roldü.

İki bin yirmi üç altı şubatı
Dünya aktı geldi gönüller yoldu
Kurtarılan her can mutluluk oldu
İki deprem ile yollar bir holdu.

İki bin yirmi üç altı şubatı
Kurtarılanlardan alırım esin
Bir can, bir can daha, bir bir ÜRESİN
İki deprem ile umutlar boldu.