Değerli okuyucular;
Başlığı okuduğunuzda yabancı dilden bir kelimenin dilimize uyarlanmış halini görmek, dahası parantez içerisinde yazılmış Türkçe karşılıklarını anlamakta zorluk çekmiş olabilirsiniz. Çünkü her zaman duyulan ve karşılaşılan kelimeler değil her üçü de. Egosantrizm kelimesi Fransızca “égocentrisme” den gelmekte, Türk Dil Kurumu tarafından önerilmiş Türkçe karşılığı olan “beniçincilik” in anlamı ise yine aynı kurumca “Dünyada kişinin benliğini merkez sayan felsefe görüşü.”(1) olarak belirtilmiş kısaca. Parantez içerisinde yazdığım ikinci kelime “benmerkezcilik” ise bence en anlaşılabilir karşılığı. Belki de okuduğunuz felsefe, sağlık, psikoloji, sosyoloji kitaplarında bu kelimeyle karşılaşmış da olabilirsiniz.
Egosantrizm, her şeyi kendine dayandırmak, kendine bağlamak, kendine indirgemek, her şeyde kendi görüş açısından hükümde bulunmak, her şeyde kendini esas almak ve kendi fikrini, mantığını ve duygusunu hareket noktası, örnek, ölçü ve merkez almak eğilimi olarak da tanımlanır. Daha çok çocuklarda görülen bu tutum yetişkinlerde bir ruhsal bozukluk ya da bir davranış bozukluğu olarak değerlendirilir. Geçmiş çağlardaki “dünyayı evrenin merkezi kabul etme” anlayışı ve “yalnızca gözümle gördüğüme inanırım, dünya düzdür” anlayışı insanlardaki egosantrizm eğiliminin örnekleri olarak gösterilir. Aynı şekilde evrende canlıların yalnızca yeryüzünde olduğu görüşü de benmerkezcilik kapsamında değerlendirilebilir. Benmerkezcilik her zaman bilimin, ilerleme ve gelişmenin karşısında durmuştur. Jean Piaget çocukların benmerkezci olduğunu ve bunu çevresini kavramaya çalışan çocuğun gelişiminin doğal bir aşaması olduğunu açıklar. (2)
Nasrettin Hoca’ya mal edilen bir fıkra vardır. Doğru mu, değil mi bilmem ama fıkraya göre Hoca saz çalmayı bilmiyormuş. Bir gün bir yerde sazı eline almış ama çalmayı bilmediği için sol elinin parmaklarını sazın uzun tarafında bir perdede hareketsiz tutup sağ eliyle de çalar gibi yapıyormuş. Orada bulunanlardan birisi dayanamayıp “Hocam, saz çalanlar ellerini perdede gezdiriyor, ama sen elini neden sabit tutuyorsun?” diye sorduğunda ise Hoca Nasrettin yine manidar bir cevap vermiş: “Benim elimi tuttuğum yer saz çalmak için en doğru yerdir, o dediklerin benim tuttuğum yeri arıyorlar…”
Bu fıkrada anlatılanlar belki de hiç yaşanmamış olabilir. Lâkin fıkranın ana fikri bugünkü modern anlayışta egosantrizm diye ifade edilen durum. Hoca yine vereceği dersi vermiş yanındakilere! İnsanlar, hayatlarının her döneminde bu tarz davranışlara sahip insanlarla karşılaşabilmektedir. Belki de hepimizin farkında olmadığı bu tür davranışlarımız da bulunabilir. Bunun farkına varmak, farkına vardıktan sonra da kendimizi düzeltmek için de gayret sarf etmemiz ilk adım olacaktır. Bazı davranış bozuklukları kişinin kendisine bağlı olarak düzeltilebilirse de yine de böyle bir rahatsızlığını fark edenler tıbbi yardım da almalıdırlar. İnsanlar çoğunlukla kendi hallerinin farkına da varamazlar. Şayet ailenizde, yakın çevrenizde bu tür davranışları belirgin düzeyde olan kişiler varsa onların en yakın bir sağlık kurum veya kuruluşuna müracaat etmesini, bir Psikiyatri Uzmanı ve Psikologla görüşmesini sağlamanızda fayda var. Burada şunu da ifade etmek gerekiyor. Unutulmamalı ki insanlar belli dönemlerde gerekiyorsa Psikiyatri Uzmanları veya Psikologlarla görüşmelidir. Bunun yadsınacak, kabul edilemeyecek bir durum olarak görülmesi fikrini önce kendi düşüncemizden sonra da toplumumuzun yargılarından çıkarmalıyız.
Bu açıklamalardan sonra benmerkezciliğin ne anlama geldiğini anlamış olacağınızı düşünüyorum. Şimdi kendi kendimize şu soruyu soralım: “Benmerkezci miyim?”
Selam ve saygılarımla…
(1) (http://www.tdkterim.gov.tr/karsilik/?kelime=egosantriz&kategori=karsilik_liste&ayn=bas, 08.04.2011)
(2) (http://tr.wikipedia.org/wiki/Egosantrizm, 08.04.2011)
YORUMLAR