Hadis-i Şerif: “Akraba ile ilgisini kesen kimse cennete giremez... “
Her insan dünyaya yalnız gelir, giderken de yalnız gider. Öyle ya insan dünyaya gelince kendisi ağlar ama etrafındakiler sevinir. Bu dünyadan göçerken de etrafındakiler göz yaşı döker. Döngü, insanoğlunun dünyaya gelişinden; yine dünyaya son insanın gelmesine ve gitmesine kadar devam edip gider.
Her insan aslında yalnızdır. Bakmayın siz kalabalıklar içerisinde yaşar gibi göründüğümüze... İç dünyamızla baş başa ve yalnız yaşıyoruz. ,
Tam da burada; yazımızın ana teması olan akraba, eş, dost ve yakınlık ilişkilerinin devreye girerek, insanın yalnızlığını bir nebze olsun gidermesidir. Ah! Eskiden öyle miydi? Akrabalardan tutun da komşuluk ilişkilerine varıncaya kadar ne güzel bağlılıklarımız vardı, sevgi ve muhabbetlerimiz vardı gibi mazeretlere bürünmeyeceğim. Kendimiz bozuyoruz, değerlerimizi kaybediyoruz.
Baba erkil bir toplumduk, büyüklerimizin yolunda ilerlerken; iletişimin kafa döndürücü hızı, toplumun sosyal medya ve internete olan bağımlılığı ile neslimiz yanlış mecralara doğru yol almaktadır. Aile ve akraba bağlarının, sosyal ve beşeri ilişkilerin yavaş yavaş kabuğuna çekilmeye başlamış olması, azıcık kalmış olan akraba, eş, dost bağlarını -üzülerek söylemeliyiz ki- yok olmaya doğru götürmektedir.
Halbuki dinimiz İslam’ın ve peygamberimizin sünnetlerini, milli örf ve adetlerimizin kökleşmiş olan değerlerini yaşamış olsak, sosyal ve beşeri ilişkilerde bu çalkantılar olmaz, salim denizlerde yüzen gemi gibi huzurlu bir toplum halini alırdık.
Örneğin yüce Allah(c.c) Kuran’da şöyle buyurur: “Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara; yakın komşuya, uzak komşuya; yakın arkadaşa, yolcu ve emriniz altında bulunanlara, iyi davranın. Allah kendini beğenen ve daima böbürlenip duran kişiyi sevmez. “4/36
ve yine
“Önce en yakın akrabanı uyar” 26/214 buyrukları yerine “Ele verir talkını kendi yutar salkımı” sözüne göre hareket ederek “mangalda kül” bırakmayacak şekilde değil de özümüze dönerek, bu milletin kıymetli hazinesi olan akraba bağlarını hepimizin, her ferdin güçlü bir şekilde savunması ve yaşaması gerekiyor.
Mesala Peygamberimiz(s. a. v.) Bir hadisinde şöyle tavsiye ediyor: “Akraba ile ilgisini kesen kimse cennete giremez. Allah’a ve ahiret gününe inanan akrabasını gözetsin. Fakire yapılan yardımın sevabı bir, akrabaya yapılanın ki ise iki kattır. Birinde yardım sevabı, diğerinde akrabayı görüp gözetme sevabıdır.” (buhari/edeb babı) Akraba ve yakın çevremizi maddi ve manevi insanlık olarak koruyup kollamak gerekirken, bunun üzerine müslümanlığımızı da ilave edecek olursak yukarıdaki Allah’ın emri ve Rasülullah’ın tavsiyelerini yerine getirerek daha mükemmel bağlılığımız olması gerekmiyor mu?
Bu yazımı okuyan siz değerli okurlarım,
son zamanlarda pandeminin de etkisi ve mazeretiyle akraba bağlarından daha da uzaklaştık. Anne, baba olarak evlatlarımızı, akraba ve dostlara ziyarete götürmeli, yakın ve uzak da dahil bütün akrabalarıyla tanıştırarak, sürekli diyalog halinde olmalıyız.
Geriye dönüp baktığımızda, kimsesiz ve çaresiz insanların yaşaması için ecdadımızın kurduğu darülacezeler vardı ama şimdi özel ve tüzel birçok huzur evleri ve sığınma evleri mevcut. Bunların olmasına karşı değiliz. Ancak bütün bu hadiselerin vuku bulması, kendi kültür ve medeniyetimizi bırakıp, batı kültürüne heveslenmemizden; biraz da ekonomik sebeplerden kaynaklandığını söyleyebiliriz.
Peygamberimiz’ in (s. a. v.) hadis-i şerifinde bizlere verdiği müjdeye göre: “Rızkının bol ve ömrünün uzun olmasını isteyen kimse akrabasını koruyup kollasın.”(buhari edeb 12) Bu müjdeye mazhar olmak için gayret etmemiz gerekiyor.
Değerli dostlarım, bu konuda daha çok söylenecek sözler ve konular mevcut. Ancak sizleri fazla sıkmamak için uzatmayacağım. Allah bize bu sağlık ve zaman nimetini vermişken; hayatta olan büyüklerimize, akrabalarımıza ve dostlarımıza sımsıkı sarılalım. Hayatta iken kıymetlerini bilelim.
Sevgili okurlarım, ilk önce biz başlayalım. Anne, baba ve akraba büyüklerimizden başlamak üzere hâl ve hatırlarını soralım. Ziyaret edelim. Hatır sormakla bile onlara dünyaları vermiş oluruz ve kazanan biz oluruz...
Kazananlardan olmak dileğiyle. Anne baba ve akrabalarımızın; dualı insanların duasını alalım. Dostça kalın, hakça kalın. Sağlıcakla, hayırla ve hoşça kalın. Dua: Vefat etmiş olan anne, baba, akraba ve büyüklerimize Allahtan rahmet, hayatta olanlarımıza da sağlık ve afiyet diliyorum.
YORUMLAR