Değerli okur kardeşlerim! İnsanoğlu çok acelecidir. Sabırsızdır. Allah;‘Aklınızı kullanın”“Hiç aklet mezmisiniz.”gibi âyetlerde sık sık uyarmasına rağmen,bu hatalara devam ediyoruz. Dinimiz İslam; şu konularda acele etmemizi tavsiye eder.“Misafir olana ikram etmede, cenazeyi defnetmede, Yetişkin kızı evlendirmede, borcu ödemede, günaha tövbe etmede, vakit namazlarını vak tinde kılmada, iyilik ve hayır işlerin de.” Diğer halde acele etmeden seki net halinde olmak,40 düşünüp bir yapmak gerekir. Bununla birlikte Allah’a isyan etmeden, asilik yapmadan ve ona olan imanımıza zarar vermemeliyiz. Kendimizin veya başkalarının yaptığı hata ve yanlışların suçunu haşa Allah’a kızarcasına yüzsüzlük yapmamalıyız. İyiliği ve kötülüğü yaratan Allah, bizleri özgürce yaratmış, hayır ve iyilik yolunda gitmemizi emretmiştir. Şayet kötülüğü isteyene de insanın kendi arzusuna göre özgür isteğine göre vermiştir. İnsan, kendi akılsızlığını ve basiretsizliğini yaparak kadere ve alın yazısındandır diyerek kızma hakkımız yoktur. Dinimizi yaşayamıyoruz, bari imanımızı da tehlike ye atmayalım. Ayrıca insan, kendine sevdiklerine, kardeşlerine, dostlarına ve milletine beddua etmemeli, lanet okumamalı bela ile anmamalıdır. Dua niyetine geçerek kabul edilebilir. Ağzımızdan çıkan tüm sözlere dikkat etmeliyiz. Belayı anan ve anıldığı yere, bela koşarak gelir.
Şimdi siz okurlarıma aceleciliğin ve sabırsızlığın örneğini teşkil eden Hz. Yunus’un Kuran’da geçen kıssasını sizlerle paylaşmak istiyorum. Hz. Yunus(a.s),Irak’taki Musul toprağında zalim, puta tapan, nüfusu yüz bini aşkın olduğu rivayet edilen ‘Ninova’ halkına Allah (c.c) peygamber olarak gönderilmiştir. Halkını Allah’a inanmaya, ahlaksızlıktan uzak durmaya, kul hakkına riayet etmeye, zulmetmekten men etmek için iyilik ve güzel insan olmaya davet ediyordu Bu davetine tam 33 yıl devam etti. Halktan kendisine sadece 3 kişi inanarak iman ettiler. Halk inanmayınca Hz.Yunus’un çok zoruna gitmişti. Bir gemiye binerek kızgınlık içerisinde Ninova’yı o hızla terk etti.
Bu da Allah’ın emri gelmeden terk edişi bir peygamber için çok aceleci ve sabırsızlığın getirdiği bir davranışı.Hz. Yunus’un binmiş olduğu gemide bulunan yolcularla kendi arasında Kur’ân-ı Kerim'de açıklanmayan bir olaydan dolayı denize atılmak üzere Kur’a çekildi. Bazı rivayetlere göre kura çekilmeden gönüllü olarak denize atılmayı talep etti. Ancak gemideki yolcular bunu kabul etmediler. Buna rağmen çekilen kura da Hz. Yunus çıktı ve kendisi denize atladı. Hz. Yunus hatasını anlamıştır, fakat geç anlamıştır. Denize düşer düşmez büyükçe bir Yunus balığı veya balina olarak tahmin edilen balık onu yutar.3,7 veya 40 gün Balığın Karnında kaldığı rivayet edilir. Balığın Karnında karanlıklar içerisin de ve pişman olmuş halde Kur’an da geçen Enbiya suresi 87.ayette geçen ve bir çoğumuzun dualarda sıkça okuduğu şu duayı yapmıştır. “Senden başka hiçbir ilah yoktur.Seni eksiklerden uzak tutarım.Ben gerçekten (nefsine) zulmedenlerden oldum. İçtenlikle ve samimiyetle yapılan” bu duasına Allah(c.c) Enbiya suresi 88.ayette cevap verir.“Biz de duasını kabul ettik ve kendisini kederden kurtardık. İşte biz müminleri böyle kurtarırız.”Sonrada Saffat suresi 143 -144.ayetlerde;“Eğer o, Allah’ı tesbih edip yüceltenlerden olmasaydı, Mutlaka insanların diriltileceği güne kadar balığın karnında kalırdı.” “Derken biz onu hasta bir halde sahile attık. ”ayetiyle de, Hz.Yunus balığın karnından sahile çıktığında halsizdi. Vücudu pelteleşmiş yani bir adım dahi atacak dermanı kalmamıştır .Bu haldeyken Yüce Allah Saffat suresi 146. ayette; “Üzerine geniş yapraklı bir ağaç bitirdik.” Buyurur. Kabağı çok sevdiği bilinen Allah Resulünün şu hadisi; “ O kardeşim Yunus’un bitkisidir. O aklıda artırır.” rivayetiyle de Hz.Yunus’u Allah’ın emriyle koruma altına aldığı bitki kabak olduğudur. Böylece Hz.Yunus kısa zamanda sağlığına kavuştu. Ninova’ya dönerek halkını imana davet etmeye başlamıştır. Sonunda halkı iman ederek kurtuluşa erdi. Yunus(a.s) halkı, ümitsizlik halinde tövbe ve imanı Allah katında kabul edilen tek millettir. Bu büyük bir nimet olduğu ifade edilmektedir.Bu konuda Yüce Allah:“Yunus’un kavminden başka,(azabı görmeden) iman edip, imanı kendisine fayda veren bir tek memleket halkı olsaydı! (Yunusun Kavmi) iman edince, dünya hayatında (sürüklenebilecekler)rezillik azabını onlardan uzaklaştırmış ve onları belli bir zamana kadar yararlandırmıştık.”(Yunus suresi 98.ayet)
Değerli okurlarım, Allahtan asla ümidinizi kesmeyin. Tövbeleri kabul eden ancak Allah'tır.Yeis haline düşmek, düşürmek Şeytanın Vesvesesidir. Allah kulunu her an kendi zatına yönelmesini arzu eder.Dualarda buluşmak, tövbeleri kabul olmuş bir kul olmak dileğiyle… Selam ve Dua ile Kalın.
YORUMLAR