İnsanlık tarihinde mucizevi olarak vaktinden çok önce mantıklı, tutarlı ve düzgün konuşan üç çocuktan bahsedilmektedir. Bunların başında babasız doğmuş olan Hz.İsa gelir. Annesini zina töhmetinden kurtarması ve kendi olağanüstü yaratılışının hikmetini ortaya koyması için Allah ona beşikte konuşma gücü vermiştir. Hz.İsa’nın bu mucizesi Kur’an’da açıklanmıştır. (Al-i İmran ayet 45, 46. Maide ayet/110.Meryem ayet 29,30)
Bir başka kıssa Cüreyc hadisesinde görülmektedir.Bu olay, Hz. Peygamber (s.a.v)'den,Ebû Hureyre kanalıyla fakat değişik rivayetleriyle nakledilen hadislerde anlatılmaktadır. Muhammed b.Sirin kanalıyla rivayet edilen hadise göre beşikte üç kişi konuşmuştur. Bunlardan biri Hz. İsa, diğeri Cüreyc hadisesindeki çocuk, üçüncüsüde,Beni İsrail’den bir kadının çocuğudur. Cüreyc ile ilgili değişik rivayetlerden gelen hadislerdeki bilgilere göre olay şöyle gerçekleşmiştir: Beni İsrail’den Cüreyc(bir başka rivayette Cüreyc er-Rahib) adında bir kişi dünya işlerinden memnun olmadığı için kendisine bir mabed (savmaa) inşa eder ve orada ibadete çekilir. İbadetle meşgul olduğu bir sırada annesi kendisini görmek üzere mabedine gelir ve oğluna seslenir. O anda namaz kılmakta olan Cüreyc, ibadetini yarıda bırakıp annesine cevap vermesinin doğru olmayacağını düşünerek namazına devam eder. Annesi oğluna üç defa seslendiği halde cevap alamayınca ona ölmeden önce kötü bir kadının şerrine uğraması bedduasında bulunur. Daha sonra bir gün Cüreyc mabedinde iken bir kadın onu yoldan çıkarmak amacıyla gelir ve kendisiyle cinsî ilişkide bulunmasını teklif eder, fakat teklifi reddedilir. Bunun üzerine kadın, mabedin yanında koyun otlatmakta olan bir çobanla ilişki kurar ve ondan hamile kalarak bir erkek çocuğu doğurur. Çocuğun babasının da Cüreyc olduğunu söyler. Halk,zahid olarak tanıdığı Cüreyc ile ilgili haberi duyunca ona hakaret eder ve mabedini yıkarlar. Bu iftira üzerine Cüreyc abdest alıp namaz kıldıktan sonra çocuğa, “Baban kim?” diye sorar; çocuk da, “Çobandır” cevabını verir. Başka bir rivayete göre Cüreyc bir dal alarak beşikteki çocuğa dokundurur ve, “Baban kim?” diye sorar; o da, “Çoban” diye karşılık verir (İbn Hacer, VI, 482). Semerkandî’nin rivayetinde ise Cüreyc kadına, “Ben seninle nerede ilişkide bulundum?” diye sorunca kadın, “Ağacın altında” cevabını verir. Cüreyc ağacın yanına gidip, “Allah için söyle;Senin altında bu kadınla ilişki kuran kim?” diye sorar; ağacın her dalı, “Koyun çobanı” cevabını verir. Bunun üzerine halk Cüreyc’in mabedini altından yapmak ister, fakat o sadece çamurdan yapılmasına rıza gösterir (Buhârî Meẓâlim 35)
Cüreyc’in mabedde bulunması, annesine cevap vermemesi, mabedinin yıkılması ve yerine yenisinin inşa edilmesi konusunda çeşitli yorumlar yapılmıştır. Cüreyc’in İsrailoğulları’ndan bir zahid olduğu belirtilmekte, ayrıca Hz. İsa'dan sonra yaşadığı ve onun dinini benimseyenler arasında yer aldığı da ileri sürülmektedir. Buna delil olarak da mabede çekilip ibadet etmesi gösterilmektedir. Zira 'savmaa' Hz. İsa'nın tabileri tarafından icat edilmiştir (İbn Hacer(VI, 481).Ziyarete gelen annesiyle ilgilenmesinin nafile ibadetle meşgul olmasından daha önemli olduğu belirtmektedir.
Ebû Hureyre’den rivayet edilen hadise göre beşikte konuşan üçüncü çocuk,Beni İsrail’den bir kadının oğludur. Bu kadın çocuğunu emzirirken yanından gösterişli bir süvari geçmiş, kadının; “Allahım! Benim çocuğumu da bu atlı gibi yiğit yap” diye temennide bulunması üzerine çocuk emmekte olduğu memeyi bırakmış ve, “Allahım! Beni onun gibi yapma” diyerek emmeye devam etmiştir. Daha sonra kadın dövülen ve işkenceye tâbi tutulan bir cariyenin yanından geçmiş ve evladının onun durumuna düşmemesini dileyince çocuk yine annesinin memesini bırakarak, “Allahım! Beni bu kadın gibi yap” demiştir. Bunun üzerine kadın oğluna kendi dileklerine aykırı dileklerde bulunmasının sebebini sormuş, O da şöyle cevap vermiştir: “Anneciğim! O heybetli atlı bir zalimdi. Cariye'ye gelince onun için zina etti diyorlar, halbuki zina etmemiş; çaldı diyorlar, halbuki çalmamıştır. O masum kadın ‘Allah bana yeter’ demek suretiyle O’na sığınmaktadır.'
Değerli okur kardeşlerim! Anlamak ve ibret almak isteyenler için; depremde enkazdan günler sonra mucizevi bir şekilde kurtarılan bebek ve çocukların görüntüleri,günlerce göçük altında manen canlı olarak korunmaları, sözleri, simaları hal ve hareketleri, ayrıca canlı çıkarılan insanların hikayeleri tüm insanlığa bir şeyler anlatmıyor mu.?
Sizce de öyle değil mi.?
Selam ve dua ile kalın….
YORUMLAR