Peygamberimiz(s.a.v) yapmış olduğu her davranışı ve göstermiş olduğu her tavrı; fiili kavli ve takriri sünnetlerini; Örneğin “Ben nasıl namaz kılıyorsam, sizde bana bakıp aynen öyle kılın” hadisinde olduğu gibi her davranışımızı ondan gelen rivayetlere ve izahatlarına göre hareket etmemiz ve uygulamamız gerekiyor. peygamberimiz döneminde yaşayanlar çok şanslılardı. Bizzat kendisini izliyorlar ve her fiilinin ve sözünün kıymetini bilerek tatbik ediyorlardı. Ancak biz onu görmeden sevdik ve onun yoluna ram olduk. Allah Resulü de “Siz benim dostlarımsınız. Gelecek zamanda ki bana inananlar ise kardeşlerimdir. Çünkü onlar beni görmeden inandılar” hadisiyle bizlere kardeşlik müjdesi vermiştir. Bunun kıymetini bilerek sünnetine sımsıkı sarılmamız gerekmektedir. İslam da haramda bellidir. Helalde bellidir. İnsanların hoşuna gitsin diye bunlara esneklik göstermek Kur’an adına değil,şeytan adına çalışmak demektir.Bu nedenle Müslüman her işini İslam’ın emrettiği şekilde yapar ve yaşar. Değişik formatlarda ibadet şekilleri yapmaya kalkmak veya dinde veya sünnette olmayan uygulamalar yapmak, bidatlarla yaşamak kendi dinini oluşturmak demektir. Her davranışını örnek almamız gereken Allah Resulünden rivayet edilen şu güzel örneği siz kıymetli okurlarımıza aktarmak istiyorum.
Enes bin Mâlik ’in naklettiği şu mevzuda böyle bir gönül kıvamına sahip olmanın, kulu cennet yolcusu kılacağını ne güzel beyan etmektedir. Rivayet şöyledir: Resulü Ekrem (Sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber oturuyorduk. Şöyle Buyurdular; Şimdi yanınıza cennetlik bir adam gelecektir ”Bir de baktık ki Ensar’dan, abdest suyu sakalından damlayan ve ayakkabılarını sol eline almış bir adam çıkageldi. Ertesi gün olunca Resulü Ekrem önce ki gün gibi tekrar söyledi. Yine bu adam çıkageldi. Üçüncü gün olunca efendimiz, aynı sözü tekrar etti ve yine aynı adam ilk haliyle çıka geldi. Sonra Resulü Ekrem yerinden kalkıp ve gitti. Bende bunu fırsat bilip Hz. Muhammedin cennetlik diye söylediği ve üç gün üst üste yanlarına gelmiş olan o adamı takip edip yanına varınca dedim ki; “Ben babamla münakaşa ettim, üç gün onun yanına gitmeyeceğime yemin ettim. Bu zaman zarfında beni evinde misafir eder misin?” dedi. Adam da kabul etti. Daha sonra olanları, Abdullah bin Amr(r.nh) şöyle anlatır:“Üç geceyi onunla bir arada geçirdim. Fakat gece boyunca uzun uzun ibadet ettiğini görmedim. Ancak fecre kadar, zaman zaman uyanıp zikretti ve tekbir getirdi. Onun hayırdan başka bir şey söylediğini de işitmedim. Üç gün geçince sanki onun amelini küçümser gibi oldum ve dedim ki: ”Ey Allah’ın kulu! Babamla aramda bir ihtilaf yoktur. Fakat Resulü Ekrem’in senin için üç kere; “Şimdi yanınıza cennetlik bir adam gelecektir.” buyurduğunu işittim. Üç defa da sen çıkageldin. Ne gibi ameller işlediğini öğrenmek için senin yanında kalmak ve seni örnek almak istedim. Fakat senin büyük bir amel işlediğini de görmedim. Seni Resulüllah’ın söylediği mertebeye ulaştıran amel nedir?” O zat dedi ki: “Şu gördüğün den başkası değildir.” dedi. Fakat ben ayrılmak için döndüğümde ardımdan seslenerek dedi ki:” Evet, benim amelim, senin gördüğünden başkası değildir. Ancak ben Müslümanlardan hiç kimseye karşı kalbimde en ufak bir kin tutmam ve Allah’ın verdiği herhangi bir nimet ve hayırdan dolayı da kimseye asla hased etmem.” Bunun üzerine dedim ki;” İşte seni o dereceye ulaştıran bu halindir dedim.”
Allah (c.c); Bizleri kalbinde kin tutmayan, kimseye asla fesatlık etmeyen ve Hasetlik duygusu barındırmayan kullarından eylesin. Selam ve Dua ile kalın…
YORUMLAR