Allah(c.c) İnsanoğlunun rızkını veriyor ve kazancını helal yoldan kazanması, harama sapmaması için yol ve yöntemlerini izah ederek tembih ediyor.Ancak insanı özgür bıraktığı için insan kendi iradesiyle helal veya haram kazanma yollarını seçebiliyor. Kısacası rızık helalden ve haramdan olabiliyor. Bu da insanın kendi iradesine bırakılmıştır. Tercih İnsanoğlundadır.Helalden kazanana mükâfat haramdan kazanana cezası mutlak hem bu dünyada hem de ahirete verilecektir.
Yüce Allah Kur'an-ı Kerimin de şöyle buyurur."Allah'ın size verdiği helal ve temiz rızıklardan yiyin ve iman etmiş olduğunuz Allah'ın yasaklarından sakının."(Maide 88). İnanan bir insan rızkını helal ve meşru kazançlardan elde etmelidir. Haram olan ve meşru olmayan, haram yollardan kazanılan rızıktan uzak durmalıdır. Haramla kazanılan bir iş veya ticareti yapıyorsa derhal bırakmalıdır. Eğer çaresiz ise,ailenin rızkını oradan kazanıyorsa bulduğu ilk fırsatta bırakıp helal kazanç kapısına yönelmelidir. Resülullah buyuruyor;"Kalbe kalp denmesinin sebebi onun çok değişken olmasındandır.Kalp çöl deki bir ağacın üzerinde asılı kalan kuş tüyü gibidir. Rüzgar onu bir oraya bir buraya savurur.' hadisindeki ifadesiyle her rüzgara kapılmamalıdır.'Herkes yiyor biz yesek ne olur' gibi düşüncelerden uzak durmalıdır. Resulüllah; 'Öyle bir zaman gelecek ki, kişi malını helalden mi yoksa haramdan mı elde ettiğine bakmayacak." Hadisi gereği, helal ve harama bakmayan değil, aksine çok dikkat eden mü'min olmalıyız.
Bir Müslümanın rüzgarı Kur'an ve sünnet olmalıdır.Özelde, tüzelde, resmiyette,ticarette olsun rızkımızı kazandığımız meşru olan her ne iş olursa olsun,işimizin ve kazandığımız paranın hakkını mutlaka vermeliyiz.Savsaklar, arazi olmaya çalışır, vakti geçirmeye çalışır, dürüst çalışanları enayi olarak görür, çeşitli entrikalara baş vurarak gaytarıyorsa, alınan para haram, kendine ve ailesine haram lokma yediriyor demektir.İş veren de çalışanının gerçek hakkını vermiyorsa onun kazancına da haram girmiş demektir.Müslüman her konuda olduğu gibi işinde de dürüst olmalıdır.Haram çarkının içinde sefa süren bir müslüman sabaha kadar ibadet etse, akşama kadar hayırda koşsa veya Cihad etse,Allah katında bir hükmü yoktur. Çünkü asıl kazancına haram katmış haramla besleniyor demektir.İmam Gazali;'Müslüman neslini ve ailesini İslâm fıtratı üzere yetiştirmek istiyorsa,ilk yapacağı şey, onları helal lokma ile beslemelidir. Hz. Peygamber çok kere şüpheli bulduğu lokmayı ağzından geri çıkarmış, çevresindeki insanlara da haram lokmadan uzak durulmasını istemiştir.
Hz peygamber(s.a.v)" Hiçbir kişi midesinden daha tehlikeli bir kap doldurmamıştır. Oysa insana kendini ayakta tutacak bir kaç lokma yeter.Şayet mutlaka çok yiyecekse,midesinin üçte birini yemeğe, üçte birini içeceğe, üçte birini de nefesine ayırmalıdır."İfadesiyle Müslüman ne denk geldiyse abur cubur yiyen değil, her konuda olduğu gibi bu konuda da titiz olması gerektiğini bizlere ifade etmektedir.Maalesef şimdilerde yemek değil,yemekleri beğenmiyoruz. Çok kötü israf batağına batmış bir toplum olduk.
Peygamberimiz "Haramda bellidir. Helalde bellidir."hadisine kulak verelim ve kendimizi kandırmayalım. Ve yine 'şüpheli şeylerden kaçının' ifadesiyle de, bir işte kuşku duyuyorsak uzak duralım.En önemlisi de kalbimize danışalım ona göre karar verelim. Bütün bunları inanıyorsak yapmak zorundayız. Bu gün bu haramları işlerken etrafta olan insanlar, dehşetli ve çetin gün dediğimiz hesap gününde ortadan kaybolacaklarını unutmayalım.
Çünkü her insanın amel defteri kendisine verilecektir. 'Yeryüzünde yürüyen her canlının rızkı yalnızca Allah'ın üzerinedir.'(Hud6) Ayetin de Allah rızka kefil olduğu halde insanoğlunun bu rızık endişesi iman zafiyetinden veya şeytana uymaktan başka bir şey değildir. Hz. Ali(r.a)derki;"Allah rızka kefildir.Ama imana kefil değildir.Bu yüzden imanınızı dert edinin, rızkınızı değil."diye biz inananlara dünyada iken cenneti hak etmiş mübarek bir insanın bu feryadını acaba işitiyormuyuz.
Hz. Ali'nin(r.a)rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber(s.a.v) "Allah'ım! Ümmetimin sabah erkenden işe koyulmalarını bereketli kıl."diye Dua ettiğini anlatmaktadır. Her işin bereketi erken kalkmak, sabah namazıyla birlikte seher vaktinin getirdiği o muhteşem bereketinden faydalanmak, manevi atmosferinden istifade etmek rızkın bereketini daha da feyizli hale getirecektir. Allah kimi ne az, kimine çok rızık verir. Ne kazanacağımız bellidir.Kendimizi zorlamanın yanlış mevkilerde dolaşmanın insanın sadece kendine yazık ettiğinin farkında olmalıdır. En makbul kazanç nedir diye sorulduğunda Allah Resulü"Helal ve makbul bir alışveriş ve kişinin el emeğiyle kazandığı dır." buyurmaktadır.
İnanıyorsak inandığımız gibi yaşamalıyız. İnanan bir kardeşiniz olarak sadece yaptığımız; inanlara Kur'an ve Sünnet ışığında gerçekleri söylemektir İbn-i Sina'ya sormuşlar devasız dert var mı.? diye, cevaben demiş ki" İyinin kötüye muhtaç olmasıdır."diye cevap verdiği rivayet edilir.Allah, harama ve kötüye muhtaç etmesin.Rabbimiz Kendinden başkasına muhtaç etmesin dua ve dileklerimle…
YORUMLAR