Yer ve gök ve ikisi arasındaki ile semavat da bulunan her şey onu tesbih eder ve sürekli anar. Buna karşın “insanoğlu ne az şükrediyor” “insan neden yaratıldığına bir baksın.”Allah insanı bu ve buna benzer âyetlerde uyarırken,insandaki kibir,ekabirlik, büyüklük taslama gibi aşağılık kompleks ile davranmak nedendir acaba! Muhyiddin-i Arabî der ki;Ne zaman ki bitkiler ve hayvanlar zikirde kesilirse, insanoğluna yem olur.Allah’ı unutmanın cezasını yaşamları ve canlarıyla öderler. İnsanoğlu da ne zaman Allah’ın zikrinden gafil olursa şeytan ve kötülüklere yem olur” der.
O zaman İnsan, vefasız ,nankör ,yalancı dolandırıcı, çıkarcı, fırsatçı, hak hukuk bilmez bir ruha sahip olur .Allah(c.c) kelam eder ki; “Ey insan! Seni yaratıp seni düzgün ve dengeli kılan, seni istediği bir şekilde birleştiren, ihsanı bol Rabbine karşı seni aldatan nedir?) (İnfitar suresi 6-7-8 ayetler) Çevremize, yeryüzüne uzaklara gök yüzüne bakarak insanın ibret alması için birçok ayetlerde anlatılmaktadır. Bu ayetler zikredilirken ana temasını içerisinde barındırmaktadır. Tabi varlık ve olaylar, Allah’ın varlığı birliği, ölümden sonra diriliş ve bununla birlikte metafizik konulara delil getirmektedir. Kainatın bizzat yapısı ile çeşitli tabi olayların meydana gelişi hakkında doğrudan temel bilgi vermektedir. Diğeri ise kainatın ve her şeyin insan için yaratıldığını, maddi ihtiyaçları için emrine amade kılındığı hatırlatır Bununla birlikte, Allah’ın yarattığı tüm varlıklarla ilişki içerisinde olduğudur. Öyle ki Yüce Allah; zaman zaman ağaçlara, bitki türlerine yemin ederek kelama başlaması varlıklara verdiği kıymete işaret etmektedir. Örneğin yirmi sekiz ayette ‘ağaç’ lafzı geçmektedir. Yarattığı her şeyin, maddi değerinin yanında manevi bir değerinin olmasıdır.Tüm varlıklar O’nun hikmetinin eseridir. Hiçbiri lüzumsuz yere Yaratılmamıştır. İnsanlar için şu da unutulmamalıdır. İslam’ın “Merhamet etmeyene merhamet olunmaz” düsturuna uygun olarakta Zalimlere ve merhametsizlere de geçit verilmemelidir.Aynı zamanda da insanları kınamamak gerekir.Yoksa kınadığınızla sınanırsınız. Bu nedenle “Büyük lokma ye ama büyük konuşma” atasözü, derinden düşünülerek söylenmiştir. Varlıklar kıymet verilmeye layık olduğundan, bitkileri, hayvanları keyfi bir şekilde yok edilmesi, avlanılması,hayvanlara eziyet edilmesi,gereksiz yere bitkilerin ağaçların yok edilmesi dinen ve insani olarak yasaklanmıştır.
Dürüst insan her şeyin bir ölçüye göre yaratıldığını bilerek hareket eder.Yaratan Allah yarattığı insanların hallerini bildiği için Rum suresi 41.ayette; “İnsanların elleriyle işledikleri yüzünden karada ve denizde bozulma ve fesat çıkacağı” hatırlatmaktadır. İslâm, temsili olarak doğaya ve bitkilere, hayvanlara zarar verilmemesi gerektiğini hac İbadetin de, ihrama girildiği zaman kutsal bölgede yani Kabe’nin de içinde bulunduğu haram bölgesinde yasaklanmasının anlamını iyi anlamak gerekir.Burda kötü ve kötülüklerden uzak bir Müslüman böyle olması icab ettiğini anlaşılması açısından önemlidir. Dinen ve insani olarak insanlıkla alakası olmayan,yakmak yıkmak, yok etmek,tarumar etmek gibi alçaklıkları yasaklamıştır.Allah Resulü zamanın da bir çok ormanlıklar oluşturulduğu bilinmektedir.Hz. Peygamber; “kim bir ağaç kesecek olursa, onun karşılığında bir ağaç diksin.” ifadesiyle bunu bir kural haline getirmiştir.Bunu güçlendirmek için Allah Resulü; “Elinizde bir ağaç fidanı varsa kıyamet koparken bile olsa eğer dikmeye fırsat bulursanız mutlaka dikin.”(Buhari Edebül- Müfred) tavsiyesini söylemiştir. İslam tarihinde bir çok yeşillik alan ve ormanlıklar koruma altına alınmıştır.İslâm hukukçuları da koruma düşüncesiyle,mezarlık ve vakıf arazilerinden kamu yararına kullanılmak şartıyla ağaç ve yeşillik kesileceği zaman yerine yenilerinin dikilmesi şartını koymuşlardır.
Türk İslam medeniyetinde çevreyi koruma ve tabiata ehemmiyet verme örneklerine çokça rastlanmaktadır. Doğum veya ölüm nedeniyle hatıra ağaç dikme gelenek haline gelmiştir. Bizlerde bu geleneği yaygınlaştırmalıyız. Dikilen ağacın,meyvesinden, gölgesinden istifade edildikçe, ekenin mutlu olacağı, bunun yanında iyilik yaptığı için sadaka sevabına ereceği inancıyla hareket etmek gerekir. Yok etmek kolay, yetiştirmek çok zor ve seneler alır. Ormanlar doğanın akciğerleridir. Ağaçları kesip yerine yenileri dikilmedikçe çarpık kentleşme oldukça; Erozyon, heyelan, düzensiz yağış,taşkın sel felaketleri, kuraklık ve kıtlığın ileri derece de olduğunu unutmamak gerekir. “Yedi gök, yer ve bunların içinde bulunanlar Allah’ı tesbih ederler. Herşey Onu hamd ile tesbih eder. Ancak, siz onların tesbihlerini anlamazsınız.O halimdir(hemen ceza landırmaz,mühlet verir) çok bağışla yandır.”(İsra suresi 44.ayet)
Selam ve Dua ile Kalın….
YORUMLAR