DETSELİ MEHMET CEVİZ HOCA

DETSELİ MEHMET CEVİZ HOCA

[email protected]

İSLAMA GÖRE KABİR VE TÜRBE ZİYARETLERİ NASIL OLMALI ?

29 Ağustos 2022 - 00:01

  İnsan doğar yaşar ve ölür.Kabirler ve türbeler ahireti ve kıyamet gününü bekleme mekanlarıdır.Her canlı ölümü mutlaka tadacaktır. Bunda hiçbir insanın kuşkusu yoktur."Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya, Yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalışın" Hadisi Şerifi varken, gerçekten kantarın topuzunu kaçırmış, dünya için çalışmaya toplum olarak ağırlık vermişiz.Bu nedenle çoğunlukla insanların istek ve arzuları yeterince elde edilemeyince, mutsuz,umutsuz, hayatın lezzetinden uzak  hal ve tavır sergileniyor.
Neyse konumuza dönelim.Hz Peygamber(s.a.v) ilk zamanlarda kabirlere ziyareti yasaklamıştı. Sebebine gelince Cahiliye döneminde atalarının mezarlarına şirke varacak boyutta sapkın davranışlara  tevessül etmişlerdir.Hatta mezarlarda yatanları bile sayıp çokluklarıyla övündüklerini Allah(c.c)- Tekasür süresinde bildirmiş, insanlığa ibret olması için örneklendirilmiştir Daha sonraları Müslümanlar yanlışları görmüş ve imanları olgunlaşınca,inancın gereği doğruları, yanlışları görmüşler o kerih düşüncelerinden vazgeçmişlerdir.Hal böyle  olunca kabir ziyaretleri tekrardan müsaade edilmiştir,
Hz Peygamber;'Ben size kabir ziyaretini yasaklamıştım. Artık ziyaret edebilirsiniz. Çünkü kabir ziyareti size ahireti hatırlatır." buyurmuşlardır.İbret almak için kabirleri ziyaret etmek onlar için dua etmek gerekir. Siz ne kadar kabirdekilere dua gönderirseniz Allah'da size,kabre defnedildiğinizde tanımadığınız insanlar vesilesiyle dahi dua gönderilmesini sağlar. En güvenilir yerlerin mezarlıklar olduğunu ifade eden peygamberimizin tavsiyesine uyarak sıkça kabirleri ziyaret edince Hz Ali'ye ,sormuşlar ey  Ali 'kabirleri komşu edindin' diyenlere
'-Onların sadık komşular olduğunu gördüm! Zira hiçbir kötülük yapmıyorlar(halleriyle bizlere ibret dersi veriyorlar) ve ahireti hatırlatıyorlar.' demiştir.
  Kıymetli okur kardeşlerim. Bir davranış yapıyorsak doğrusunu ve sahih olanları yapmalıyız. Bu nedenle Kabir veya mezarları ziyarette,inancımıza uygun yapmalıyız.Acizane sizlere dinimizin tavsiye ettiği ziyaret kaidelerini anlatma ihtiyacı hissediyorum.
   Kabirler şato görünümünde değil,sade olmalıdır. İnsanların baskısıyla,'Bir mezarını yaptırmadı " sözünden çekinerek lüks mezar yaptırmak dinen uygun değildir.Sadece bilinmesi açısın dan belki ismi ve tarihçesi yazılarak baş kısmına bir taş veya küçük bir levha yapılabilir. Bu bile bazı alimlere göre sakıncalı olmasına rağmen illaki yapılacaksa bu şekilde yapılmalı aşırı gidilmemelidir.
 Kabir ve Türbelerde (kabirdir) onların yanından geçerken veya ziyaret ederken Kur'an okunuyorsa  hariç, diğer müzik ve benzeri çalgılar kapatılmalıdır. Malayani şeylerden uzak durup dünyevi ve nefsani konuşma ve hareketlerden uzak durulmalıdır.Allah Resulünün buyurduğu gibi;'Selam size ey mü'minler yurdunun sakinleri… 'diyerek  selam vermemizi tavsiye etmiştir.. Selam verildiğine göre kabirlerde yatan mevtalar selam verip ziyaret edenleri tanırlar demektir.Her kim olursa olsun mutlaka dua edilmelidir. Kabirde yatanın durumunu ancak Allah bilir. Süfyan  bin Uyeyne'nin naklettiğine göre;'Ölülerin duaya olan ihtiyacı, dirilerin yiyeceğe ve içeceğe olan ihtiyacından daha fazladır.'Düşüncesiyle hiç değilse üç İhlas bir Fatiha okunmalıdır. Kabrin başında,kıble tarafı ayak ucunda durarak baş kısmının olduğu yere doğru yönelerek muhatap olur gibi dua etmek  uygun olur. Kur'an okunurken oturmak,duayı ayakta yapmak müstehaptır.Yani güzel ve sevabı fazla  olan davranış demektir. Dünya kelamı konuşulmaması, bir şey yiyip içilmemesi uygun olan davranıştır.
    Tefekkür edilmelidir. Bende buraya gelince halim nice olur diye düşünülmelidir.Kabir ve özellikle türbe ziyaretlerinde çok hassas olmalıyız. Şirke götürebilecek her türlü cahil davranışlardan uzak durmalıyız. Bunlar İslamın Tevhid inancı ve özüne aykırı davranışlardır. Herhangi bir canlı veya bir görsele secde edilir  tapar gibi davranışlar  insanı şirke doğru götürdüğü unutulmamalıdır.Mezarda yatanların duaya ihtiyacı olduğu unutulmamalıdır.Kabir veya türbede  yüksek sesle ağlamak, gürültü yapmak, parmaklık veya Taşları öpmek, altından, içinden geçmek, ağlayarak sarılmak İslamın asla kabul etmeyeceği davranışlardır. Türbelerde veya kabirlerde yatanları, beşer üstü varlıklar olarak görmek, bu kişilerin duaları kabul ettiğine. İlahi kudretlerinin olduğuna inanmak asla doğru değildir. Bir kısım ihtiyaç ve arzuları onlara arz etmek, kendilerinden medet ummak, en önemlisi bu yapılanları dini vecibe olarak lanse etmek dine saygısızlık ve hakaret anlamı taşımaktadır. Bez bağlamak, para atmak, mum yakmak, kurban kesmek, şeker, yiyecek ve benzeri maddeleri dağıtarak onlardan yardım dilemek ve özellikle kabir içinde ve mezar içerisinde dağıtmak caiz değildir. Onlara karşı namaz kılmak gibi pek çok davranışlar iman açısından çok tehlikeli davranışlar olduğunu unutulmamalıdır. 'Cehennemin yolları iyi niyet çakıl taşlarıyla doludur.' ifadesiyle doğru yaptığımızı zannederek dünyamızı da ahiretimizi de hüsrana uğratmayalım. Her şey insanın kendinde başlar ve biter. Her insanın defteri kendine verilecektir. İslamı yaşayamıyoruz. Bari yanlış yollarda yürüyüp İmanımızı  tehlikeye atmayalım.
  Biz Müslümanları Sahih İslâmî yaşantıda uzak tutan yanlış olan teferruatlara takılıp kaldığımızdan olsa gerek, bir türlü İslamın temel kaidelerini  benimseyip yaşamaya fırsat bulamıyoruz.Yanlışlar girdabında boğuşup duruyoruz.
  Basiret gözüyle bakmak ve Hakka'l- yakin düsturuyla yaşamak dileğiyle…
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum