Reklamı Geç
DETSELİ MEHMET CEVİZ HOCA

DETSELİ MEHMET CEVİZ HOCA

[email protected]

İSLAMDA VEFAT EDENLER İÇİN  7,40 VE 52.GÜNLERİ VAR MIDIR ?

24 Nisan 2023 - 00:01

  Bidat;Dinimiz İslam da, Hz. Peygamberden sonra ortaya çıkan değişik yargılar ve ilkelerdir." Bazen Müslümanlar, Farz  ve sünnetten ziyade bidat ve hurafelere   sanki dinden bir kuralmış gibi tatbik edebilmektedirler.müminler,İslamın sahih kaynak ve membaından bi haber yaşamak durumunda kalmaktadır. Biraz araştırılınca, uygulanan  bidatların Hıristiyanlıktan,Yahudilikten,yerel dinlerin, özelliklede Şia ekolünün yerel kültürlerinden  birçok bidat  bizim kültürümüze geçtiği bilinmektedir.Dindendir denilerek algı  yoluyla yaşanır hale getirilmektedir. Yazının Başlığında ifade ettiğimiz gibi,Vefat eden insanların ardından 7.40.veya 52.ci  özel gün sayıp,program düzenlenerek anılması  zorunluymuş gibi  insanların halden hale girmesi,ayrıca yerine getirilmediği takdirde çevresi tarafından kınanma korkusundan insanları  maddi ve manevi sıkıntılara yol açmaktadır. İnsanlar bu bidatı istemese de yapmak zorunda olduğunu hissetmektedirler. Bu konu da Hz Peygamber;' Her bidat bir sapıklıktır." ve yine"... Dine sonradan sokulan her şey bidat,her bidat ise dalalettir ve her dalalet ateştedir. (müslim 867).

İslami kurallara göre, vefat eden insanın ardından şunlar yapılmalıdır. Usulüne uygun yıkanıp kefenlenmesi ve cenaze namazının kılınarak defnedilmesi farzdır. Bunun dışında yapılması gereken belli birgün merasimi ve ya duası gibi zaman ve şekle bağlanmış herhangi bir görev yoktur. Sayılan günlerde anma diye bir şey dinde yoktur.Ancak sevabı vefat eden kimsenin ruhuna, bağışlanmak üzere her zaman hayır ve hasenat yapılacağı gibi çeşitli vesilelerle bol Kur'an okuyup gönlümüzden geçtiği gibi dua edilmelidir.Zaman mefhumu gözetmeden her an bu manevi hediyeler gönderilmeli ve Allahtan vefat eden için af dilenmelidir.

   Birçok ayet ve hadiste belirtildiği üzere yaşatan ve öldüren Allah’tır. Ölüm mukadder ise de insanın dünyaya gelmesinin amacı ölmek değil yaşamaktır. Allah, ruhundan üfleyip halkettiği ve şuurla bezediği Adem’in nesline aslında ebedi hayat vermiştir.Bütün dinler ve beşeri sistemler insan hayatını saygın kabul edip korunması için tedbir alır, onu ihlal edenlerin cezalandırılacağını bildirir. İslam dininin haram kıldığı şeylerin çoğu bu amaca yöneliktir. Kur’an’a göre haksız yere bir cana kıyan kimse bütün insanları öldürmüş, bir canı kurtaran da bütün insanlara hayat vermiş gibidir (Maide 5/32). Dünyanın kozmik düzeninin Allah’ın murad ettiği zamana kadar devam edebilmesi için insan hayatının korunması gerekmektedir. Hz. Peygamber’in ne kadar sıkıntıda olursa olsun hiç kimsenin ölümü temenni etmemesi yolundaki öğütleri Kütüb-i Sitte’nin tamamında yer almaktadır (Miftaḥu künuzi’s-sünne, s.484-485).Hayatın ve insani değerlerin korunması, dünyanın imar edilmesi ve ebediyet için gerekli hazırlığın yapılabilmesi için Allah insana hayatı sevdirmiş,  Dini hakikatlerin zihin ve kalp ile benimsenmesi müminde sarsılmayan bir kararlılık ve süreklilik psikolojisi meydana getirir. Pratik hayatta irade zaafı vb. faktörlerden doğan hataları olsa bile gönlü Allah’la, Resulüyle ve Müslüman toplumla barışık olan kişinin imanı son nefesinde kendisinden ayrılmaz, şeytanın vesvesesinden etkilenmez. Resül-i Ekrem’in, “Ey kalpleri halden hale çeviren Allahım! Benim gönlümü din üzere sabit kıl” duasını hatırda tutmak sürekli tekrar etmek gerekir. Kur’an’da takva sahiplerinin ruhlarını kabzedecek meleklerin onlara nazik davranacağı, “hoş geldiniz” konumun da selam vereceği belirtilmiştir (en-Nahl 16/28-32). Kur’an’da ayrıca Allah yolunda şehid edilenlerin ölü kabul edilmemesi istenmiş, onların Allah katında ölüm sonrası alemde diri olduğu bildirilmiştir. Hz. Peygamber’den rivayet edilen bazı hadisler bu konuya ışık tutmaktadır. Bu hadislerde, kişiye kıyamet gününde varacağı yer olan cennet veya cehennemin ölümünün hemen ardından gösterildiği ve bu işin sabah akşam tekrarlandığı anlatılır (Buhari, Riḳaḳ42) bir ayette de (Zümer 39/42) uykuyla ölüm arasında benzerlik kurulmasından hareketle ölüm sonrası hayatın insan idrakine göre bir nevi uykudan ibaret olduğunu söylemek mümkündür.

   Değerli okur kardeşlerim! söylemek istediğimiz şudur ki, vefat eden insanların hayatta yaşayan yakınlarının ne yaptığını Allah bildirmektedir. Onun için yapmacık ve adet yerini bulsun diye değil, her an hayır ile yad etmek gerekir.Samimi ve ihlaslı davranarak kim ne der diye değil, Allah ne der diyerek hareket etmek gerekir.İnsan, yaşarken hak ve hukuka riayet etmesi,Allah'ın iyi bir kulu olması Doğru ve dürüst olması, hayırlı insan olması sonucunda cennete, zıttı yaşantıda da cehenneme gideceği aşikardır. Kısacası insan, cennetini de cehennemini de yaşarken hazırlar ve ahirete götürür.

Selam ve Dua ile..


 

YORUMLAR

  • 4 Yorum