Kadir: Allah'ın doksan dokuz ismi şerifinde olan, Esma-ül hüsna olarak bildiğimiz Allah'ın güzel isimlerinden biridir.
Anlamı; Kudret kelimesinin sıfatı olan, güçlü olma, gücü her şeye yetme, değerli, kıymetli, itibar, bir yıldızın parlaklık bakımından bulunduğu basamak anlamlarına gelir.
Leyl: Gece sözcüğüne nisbet edilir. Leyle-i Kadir ise özel gece, tek gece, belirli gece anlamlarına gelir ki, Kadir gecesini ifade eder. Allah (c.c) Kur'an-ı Kerim'i kadir gecesinde Levh-i Mahfuz'dan dünya semasına Beyt-i İzze'ye indirdi. Cebrail(a.s) onu sefere(katip melekler) 'e yazdırdı. Allah'ın elçisi olan en büyük melek Cebrail(a.s) peyderpey vahiy yoluyla yirmi üç senede Resulullah'a insanlığın ihtiyacına göre Allah'ın takdir ettiği şekliyle indirilmiştir. İlk olarak Allah Resulünün Peygamberlik gelmeden önce sürekli inzivaya çekildiği, ibadet ettiği, Rabbini düşündüğü Kabe-i Muazzama'nın bulunduğu Mekke şehrine yakın Nur Dağı'nın zirvesinde bulunan Hira mağarasında indirilmeye başlanmıştır. İlk olarak Alak süresinin beş ayeti; "Yaratan Rabbini adıyla oku. İnsanı bir kan pıhtısından yarattı. Oku, Rabbin sonsuz kerem sahibidir. O ki, kalemle öğretti. İnsana bilmediğini öğretti."
Ayetleriyle başlayıp, Nasr süresiyle birlikte vahiy tamamlanmıştır . Tüm insanlığa gönderilen evrensel bir kitap olan Kur'an, insanlığa yol gösteren, ikinci ismi olan Furkan yani iyiyle kötüyü açık bir şekilde ayırt eden, insanların hidayeti için gönderilen hidayet ve doğru yolu gösteren muazzam haliyle mucize bir kitaptır. Kur'an-ı Kerim'in ifadesiyle vahiy yoluyla yüzdört kitap nazil olmuştur. Bunların yüzü küçük(sahife) ve dördü büyük(kitap) olmak üzere indirilen kitapların sonuncusu olan, Kitabımız Kur'an-ı Kerim'dir. Bundan sonra da vahiy tamamlanmış ve kitap gelmeyecektir. Yüz on dört sure ve altı bin iki yüz otuz altı ayetten oluşmaktadır.
Kur'an-ı Kerim ilminin içerisine girdiğiniz zaman insanı fevkalâde etkileyen, muhteşem bilgilerin içerdiği müşahede edilmektedir.
Kadir gecesinin olmadığı bin aydan daha hayırlı olan, Kadir gecesini; Allah Resulünün; Ramazan'ın yirmisinden sonraki günlerde aranmasını mü'minlere tavsiye etmiş, Hz. Peygamberimiz'den itibaren de İslâm dünyası ile birlikte ülkemizde de yirmi yedinci gecesinde kutlanmaya devam edilmiştir. Kadir gecesinin gizlenmesindeki Hikmet, her günü kadir gecesi olarak bilmek, Müslümanları, Ramazan'da her gece ve gündüzün kadrini fırsat bilip değerlendirmek için teşvik edilmiştir.
Allah(c.c) Kadir gecesine özel Kadir suresini indirmiştir. Bu surede şöyle buyurmaktadır: " -Gerçekten biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik.-Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin?-kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. - O gecede, Rablerinin izniyle melekler ve ruh(Cebrail) her iş için iner dururlar. - O gece, esenlik doludur. Ta fecrin doğuşuna kadar." Ayetleriyle Rabbimiz bu gecenin ehemmiyetini Mü'minlere vurgulamıştır.
Peygamberimizin kuvvetli sünnetlerin den, Sünnet-i müekkede olan itikaf ibadeti
Ramazan'ın son on gününde girilir. İtikafta; ibadetle meşgul olunur. Tövbe ve istiğfar edilir. Kendisi ve ümmet için dua ve niyazda bulunur. Ramazan ayı boyunca Cebrail(a.s) ile peygamberimiz(s.a.v) karşılıklı Kur'an okurdu. Buna mukabele denirdi. Biz Mü'minler de bol Kur'an okumalı veya dinlemeliyiz. Meal ve tefsirleri okuyarak hayatımıza nakşetmeliyiz. Aişe validemizin ifadesiyle ; O'nun ahlakı Kur'andı. "dediği Allah Resulüne bol salâvat getirmek gerekir. Mümkünse Tesbih namazı kılmak güzel davranış olacaktır. Dünya işlerinden uzak durmak ve Kadir gecesini bu halde karşılamak için birçok Müslüman bu sünneti eda etmektedir. Bu kervana biz de katılmalıyız.
Ortalama bir insan ömrü kadar zaman içeren, seksen üç küsür yıla tekabül eden bu geceyi layıkıyla değerlendirmek gerekir. Şeref ve azamet gecesi de bilinen bu gece yerin ve göğün meleklerle dolup taştığı ifade edilmektedir. O yıl içinde meydana gelecek şeyler hakkındaki Allah'ın ezeli takdiri bu gece meleklere açıklanır. Bundan ötürü bu geceye "Hüküm Gecesi'de denilmektedir.
Böyle kıymetli bir geceye hazırsızlık yakalanmamak Allah'a olan kulluğumuzu idrak etmek, bu şuurla bu geceleri ihya etmek gerekir. Günahlarımızdan pişman olup tevbe etmek, bol bol Kur'an okumak, Kur'an'ı anlamaya çalışmak, kaza namazı kılmak, nafile ibadet etmek ve şükür namazı kılmak gerekmektedir.
Allah Resulü'nden rivayet edilen Hadis-i şerife göre; "Allah'ım sen affedicisin, affı seversin, beni affeyle."duasını sık sık okumak ve O'nun affına mazhar olmak için çalışmak, çabalamak bir Müslüman'ın şiarı olmalıdır.
Günahlarımızdan ve nefsimize uymaktan artık tövbeye, iyiliklere, güzelliklere, Allah'ın kulum dediği ve razı olduğu bir hayata hicret edelim. Rabbimizin maun süresinde buyurduğu: "Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki onlar namazlarını ciddiye almazlar..." O insanlardan olmayalım. Yetim, öksüz, yoksul ve çaresizlere kol kanat gerelim. Yaptığımız ibadetler bizi kötülüklerden uzak tutuyorsa o zaman gerçekten Allah rızası için yapıldığı ve lezzetini aldığımız ibadetler olacaktır.
Peygamberimiz(s.a.v)"En bahtsız insan başkasının kusurlarını görüp kendi kusurlarını görmeyendir. En bahtiyar insan kendi kusurlarını görüp başkasının kusurlarını görmeyendir." İfadesiyle, kendimizi düzeltmek öz eleştiri yapmak hata ve kusurlarımızı telafi etmenin tam zamanıdır kadir gecesi. İmam-ı Şafi hazretleri şöyle der: "Sen İslam'ı bedeninde yaşa ki, Rabbimiz de beldede İslam'ı yaşatsın." Onun bu sözüne kulak vermek gerekir.
Peygamberimiz(s.a.v.)'in şu güzel hadisiyle
yazımı bitirmek istiyorum. "Benim de kalbim perdelenir ve ben her gün yüz defa istiğfar eder, Allah'tan bağışlanma dilerim."
Buyurduğu gibi biz Mü'minler de O' nun yolundan gitmeliyiz.
Ömrümüz ibadet ve tövbeyle dolsun. Gönlümüz gül gülistan olsun. Kadir gecesinin kadrini bilenlere selam olsun...
YORUMLAR