Nikah; Şahitlerin( iki erkek veya bir erkek iki kadın her birey için) huzurunda olması, icap ve kabul, erkeğin gayrimüslim olmaması, mehir, sözleşmenin ilanı ve bunu kutlamayla bütünlüğü sağlamış olur. Diğer taraftan, tarafların tasarruf ehliyetine sahip olması. Kadın Müslüman ise erkeğin de Müslüman olması. tarafların irade beyanlarını duyurması ve anlaması. Taraflar arasında sürekli ya da kati evlilik engelinin bulunmaması. Tarafların biri erkek diğerinin kadın olması. Bunlar nikah akdinin sıhhat ve rükun şartlarıdır. İnsan hayatının ve neslinin sağlıklı bir şekilde devam etmesi, erkek ve kadının cinsel ve fizyolojik ihtiyaçlarının meşru bir şekilde giderilmesi, hayatı paylaşmak,
Zorluklara beraber katlanmak, mutluluk ve sevinçleri beraber yaşamak için sözleşmektir. İslam evliliği teşvik etmiştir. Kadın ve erkeği birbirine eş olarak yaratmıştır. Yüce Allah(c.c); “Kendileriyle huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de onun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.(Rum suresi 21.ayet)
Hz .Peygamber (s.a.v) muhtelif hadislerinde evlenmeyi teşvik etmiştir.“Ey gençler, sizden evlenme ye güç yetirenler evlensin.(Buhari nikah 3) Evlilikte üç temel unsur bulunmaktadır. Bunlar, evlenilecek kadına mehir(Nikah akdinde verilen ve taahhüt edilen altın para veya mal) Mehri müeccel (ertelenip sonra verileceği) ve Mehri muaccel(nikah kıyılınca verilmesi gereken) dediğimiz mali hakkını vermelidir. Üç temel unsur şunlardır.
1.Eşlerin birbirlerine saygı ve sevgi içerisinde her durumda destek olarak hayatlarını huzurlu ve mutlu bir şekilde sürdürmeleri ve hayatın sıkıntılarını paylaşmalarıdır. 2.Cinsel ihtiyaçlarının helal yönlerden karşılanması3.İnsan neslinin sağlıklı bir şekilde devam etmesidir.
İslam evlilik ilkelerini koymuş kimlerle evlenmenin yasak olduğunu madde madde açıklamıştır. “İman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan kadınlarla evlenmeyin. Ortak koşan kadın hoşunuza gitse de, mü’minin bir cariye Allah’a ortak koşan bir kadından daha hayırlıdır. İman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan erkeklerle, kadınlarınızı evlendirmeyin. Allah’a ortak koşan hür erkek hoşunuza gitse de, îman eden bir köle, Allah’a ortak koşan bir erkekten daha hayırlıdır. Onlar ateşe çağırırlar, Allah ise izniyle cennete ve bağışlanma ya çağırır. O, insanlara ayetlerini açıklar ki öğüt alıp düşünsünler.(Bakara 221.ayet) “Müslüman bir erkeğin Allah’a şirk koşan yani müşrik olan kadınla evlenmemesi gerekir. müşrik ise; Allah’ın birliğine inanmayan ona ortak koşan kimse demektir. Yine Kur’an “ Yahudi ve Hristiyan kadınlarla evlenilebilir. (Maide suresi 5.ayet)Buna mukabil Müslüman bir kadının gayrimüslim (hristiyan ve yahudi) bir erkekle isterse bu erkek Ehl-i kitap olsun evlenmesi dinen mümkün değildir.( maide 5 ve mümtehine 10.ayet) Ayrıntılı bir şekilde Nisa suresi 20-25.ayetlerde de yüce Allah kelam etmektedir. Kur’an insanları evliliğe teşvik etmiştir. Bunların fayda ve hikmetlerine işaret etmiştir.(Rum suresi 21.ayet).Kadının kocası, kocanın da karısı üzerinde bir takım haklarının bulunduğunu bildirmiştir. (Bakara 228, 233, Talak 7,Nisa 20-21.ayetler). Kur’an prensip itibariyle erkeklere; kadınlarla iyi geçinmeyi tavsiye ve teşvik etmiş ve her konuda ve her zaman uzlaşmanın da mümkün olamayacağını da ima ederek; “Eğer onlardan hoşlanmadıysanız olabilir ki, siz bir şeyden hoşlanmasanız da Allah onda pek çok hayır yaratmış olur.(Nisa suresi 19.ayet) Allah erkeklere koruyucu şemsiye rolü vermiştir.
Kur’an taraflar arasında geçimsizlik olduğunda da evlilik birliğini korumaya yönelik bütün adımların atılmasını öğütler. Nikahsız birliktelikleri haram kılmıştır. Evlilik gizlenmemelidir. Topluma ilan edilmelidir. Toplum kişilerin evli olduklarını bilmelidir. Toplumdan saklanan, yakın akrabadan ve anne babadan gizli kıyılan nikahlar caiz değildir. Günümüzde resmi şekil ve kayıt bulunmadığı sürece iki şahidin özellikle büyük yerleşim merkezlerinde aleni olarak açıklığa yetmeyeceği ortadadır. Bu sebeple şahitlerle anlaşarak yapılan evlenmenin gizlenmesi ve etrafa duyurulmaması nikahın sıhhat şartlarına aykırı olduğundan böyle nikahlar dinen geçersizdir.
Nişanlılık, taraflara evliliğin verdiği beraber yaşama hak ve yetkisini vermez. Dolayısıyla mahremiyet sınırlarına dikkat etmeleri gerekir. Evlilik olmadan da nikah kıyılmamalıdır. Sonraları olabilecek sorunlar zuhur ettiği zaman geri dönüşü zorlaştırmaktadır. Tüm bunlar dikkate alınmadığı zaman gelecek nesillere olumsuz yansıya bileceği unutulmamalıdır.
Allah Resulü(s.a.v): “Şu üç şeyin ciddisi de ciddi, şakası da ciddidir. Bunlar; Nikah, talak(boşanma) ve talak tan sonra eşine dönme.” demiştir. evlilikte ağzımızdan çıkan söz ve laflara dikkat etmeli nikahı yok edici davranışlardan uzak durmalıyız. Maalesef toplumumuzun bazı kesimleri bu konuları detaylı bilmediği veya önemsemediği için nikahsız hayat yaşamaktadırlar. Buda aile mefhumunu manevi getirisini yok etmektedir. Ayrıca kavgalarda söylenen veya ağzında alışkanlık haline getirmiş bazı kelimelerin Nikahta ki talak bağını koparmakta, farkında olmadan gayri meşru olarak evlilikler devam etmektedir. Zinaya yol açtıkları ve bu konulara vakıf olmadıkları da üzüntü vericidir. Bu nedenle toplumu oluşturan nesiller de kaygan bir zeminde yaşamakta her an yoldan çıkma ve sapıtma potansiyeline Daha önce mekruhtan çekinen toplumun büyük kısmı şimdiler de haramları dahi basite alıp herkes yapıyor diyerek haram sarmalına girmekte bir sakınca görmemeye başladığı görülmektedir. Bütün bunlar Gayretullaha dokunmaktadır. Toplumda bereketi, sevgi ve saygı ile güveni yok etmektedir. Be nedenle Duaların yerine ulaşmamasında büyük etken oluşturmaktadır. Bu da samimi Müslümanları derinden üzmektedir. Siz siz olun,Allah’a olan sadakatınıza imanınıza hem de nikahınıza zarar verebilecek söz, fiil ve davranışlar dan uzak durunuz. Selam ve Dua ile Kalın.
YORUMLAR