DETSELİ MEHMET CEVİZ HOCA

DETSELİ MEHMET CEVİZ HOCA

[email protected]

ONBİR AYIN SULTANI RAMAZAN – 2 -

10 Mart 2025 - 00:00

Tüm insanlığın ve özellikle inananların üzerine yağmur damlası gibi sağanak sağanak yağan ve gönülleri mesrur eden rahmet ayı, başı rahmet, ortası mağfiret sonu cehennemden kurtuluş olan ramazan ve oruç ayının, rahmet kısmından ortası mağfiret ortamına doğru hızla ilerlemekteyiz. Bu fırsat günlerini sevap ve iyilik heybemizi bol bol doldurmamız gerekir. Mükafatını alacağımız büyük gün ahirette alacağımız ümidiyle hasletlerimizi manevi derinliğimizi yani kamil bir mümin olma şuurunu elde etmeliyiz. Bir Müslüman her an olduğu gibi, vicdanları iyilik cilasıyla boyanan bu günlerde de Allah’ı bolca zikretmeli gönül penceremizi O’na açmalıyız. Çünkü insanoğlunun kalbinin ve ruhunun ancak O’nu anmakla huzura kavuşacağını  yüce Allah âyetinde güçlü bir şekilde vurgulanmaktadır. “Mü'minler  ancak  o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir. O’nun ayetleri  kendilerine okunduğu zaman bu onların imanlarını artırır. Onlar sadece Rablerine tevekkül ederler. Onlar namazı dosdoğru kılan, kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda harcayan kimselerdir.”(Enfâl suresi 2-3)İnsan ömrü boyunca oruç tutsa, orucun farz olduğu bu ayda tutulan bir gün oruca karşılık gelmeyeceğini rivayetlerde biz müminlere bildirilmektedir.

    Bu ayda tutulan oruca verilecek mükafatı ve nimetleri, Allah Resulü(s.a.v)Hadisi şerifinde şöyle buyurmaktadır: Cabir bin Abdullah (R.a)dan rivayet edildiğine göre Allah Resulü (s.a.v) şöyle buyuruyor: “Ümmetime Ramazan ayında beş şey ihsan edildi. Bunlar daha önceki peygamberlerin ümmetine verilmemiştir. Birincisi: Ramazan ayının ilk gecesi olunca Cenab-ı Hak onlara rahmetiyle bakar. Allah kime rahmetiyle bakarsa, onu hiçbir zaman azaba çarptırmaz. İkincisi: Oruç tutanların ağızlarının kokusu Allah katında misk kokusundan daha hoştur. Üçüncüsü: Gece ve gündüz melekler oruç tutanların bağışlanması için Allah’a yalvarırlar. Dördüncüsü: Allah o gün Cennetine emir verir ve şöyle buyurur: ‘Ey Cennet, kullarım için hazırlan, süslen. Dünya sıkıntılarından kurtulup benim huzuruma ve ikramıma gelip istirahat etmeleri yaklaştı. Beşincisi: Ramazan ayının son gecesi gelince de, Allah oruç tutan kullarının hepsini affeder. Sahabelerden bir zat sordu: “Ya Resulallah, bu gece Kadir Gecesi midir?” Hz. Peygamber  “Hayır,” dedi, “bilmez misiniz, işçiler gün boyu çalışıp da işlerini bitirdikleri zaman ücretlerini almıyorlar  mı?” (et-Tergib ve’t-Terhib, 2:92)

      Olgun bir Müslüman ahlaki güzelliklere edep ve adap ehli gönül bahçesine sahip olur. Rabbinin emir ve yasaklarına karşı görevinin bilincinde olan kimsedir. İnsanın doğru yola ermesini sağlayan en güzel lütuf Allah’ın verdiği hidayet güzelliğidir. Kişi ona uydukça doğru yoldan ayrılmaz. Bu yol ise Rabbimizin tüm insanlığı çağırdığı Kur’an ve sünnetle dosdoğru çağırdığı yoldur. Allah’ın ilk emri Oku! hitabıdır. Maalesef bunu bilen Müslümanlar alabildiğine okumamak için ısrar etmeye devam etmektedir. Şu mübarek ramazan ayında Kur’an’ı kerimi öğrenmek ve öğretmek her Müslümanın asli görevidir. Bu da islamın Müslümana  kazandırdığı en büyük hayır ve ikram ile elde edilmiş hasletidir.

     Nasreddin Hoca, Ramazan ayı boyunca vaaz etmek, namazları, teravihleri kıldırmak üzere evine uzak bir köydeki camide göreve başlamış. Hocaya köyde bir oda tahsis etmişler. Görevi kısa süreli olduğundan Hoca ailesini getirmemiş. Oda da tek başına kalıyormuş. Bir ara camide vaaz verirken Hz. İsa’nın göğe çekildiğinden bahsetmiş. Vaazı bitirip namazı da kıldırdıktan sonra camiden çıkmış. Camiden çıkınca yaşlı bir bayan yanına yaklaşıp “Hoca efendi. Hz. İsa göğe çekildi dedin. Ama orada ne yiyip be içtiğini anlatmadın der. Hoca efendi “Yav mübarek kadın, günlerdir bu köyün misafiriyim. Bir gün olsun misafir ne yer ne içer demediniz de, gökte misafir edilen Peygamberin ne yiyip ne içtiğini soruyorsun.” der.

      Evet kıymetli okurlarım.! İbret alınacak bu fıkra da olduğu gibi zekatımızı, hayırlarınızı, sadakalarımızı, öncelikle yakınlara çevremizdeki yoksulları bularak onlara vermekle başlayalım. Etrafımızda bilmediğimiz, farkına varamadığımız ağzı dualı, öksüz, yetim ve kimsesiz insanlar vardır. Belki onların duası veya kahırları dua ve isteklerimizi önünde manevi bir  set oluşturmakta olabileceğini hiç düşündünüz mü.? Tüm bu güzellikleri yerine getirdikten sonra, dua kabul olmayacak diye korkmayalım. Allah’ın ibadet ettirmeyecek ve duaya yönlendirmeyecek nasırlaşmış bir kalp sahibi olmaktan korkalım!

   “Cennette Reyyan denilen bir kapı vardır ki, kıyamet günü oradan ancak Oruçlular girecektir. Onlardan başka kimse girmeyecektir” hadisince Allah bizleri Reyyan kapısından cennete girmek dileği ve temennisiyle selam ve dua ile kalın.
 

YORUMLAR

  • 2 Yorum