Bayramlar toplumların hayatında görülen olağanüstü günlerdir ve öyle olmalıdır.Bayramlarda,sevgi,hoşgörü, insani ve imani güzel hasletleri dışa vurma halinin göstergesi olmalıdır. Bayramlar; yoksulları görüp gözetmek, onların halleriyle hallenmek ile olur. Sadaka-i fıtır, zekat, infak ile onların gönüllerine dokuna bilmekle olur. Bayramlar; Sevilen şeylerden harcamak. Sağlığın, ikram edilen tüm azaların Şükrünü eda etmektir. Allah’a yaklaşmaktır. Şeytan ve kötülere karşı savaşmaktır. Cehennemden kurtuluştur. Adaleti tesis ve denge korumada büyük katkı sağlamaktır. Cehennemden korunmaktır. Veren elin üstün olduğunu bilmektir. Hz Ebu Bekir gibi malının tamamını bağışlayan bilmektir. Hz. Ebu Dahdah gibi 600 adet hurma ağaçlı bahçesini infak edebilmektir. Varlıklı insanların mallarında yoksulların hakları olduğunu bilmektir. Sosyal yapıda ekonomik dengenin sağlandığını bilmektir.
Kur’an’ı Kerim de, muâyede yani bayramlaşma; Îd kelimesi bir defa zikredilir (el-Mâide 5/114), hadîs-i şeriflerde ise çok geçmektedir. Bayram, neşe mutluluk ve huzurdur. İnsanın kendisi de bayram gibi olursa o zaman gerçek mutluluk olur. Etrafına mum gibi ışık dağıtmak olduğunu bilmektir, Bayramlar;ziyaretlere akraba dost ve büyük küçük herkesin hatırını sormak ile olur. Çaresizlere,ve garipler ve hasretle kapıya bakanlara ziyaret etmekle olur.Telefon veya mesajla değil, bizzat ziyaret etmekle bayramlaşma muhabbeti kurulmuş olur. Özellikle aile büyüklerini ve aile dostlarını iş ve başka mazeretlerle geçiştirmek yerine ziyaret ederek mahrum bırakmamakla olur. Bunun da bir kul hakkı olduğunu bilmekle olur.
Her ümmetin bir bayramı vardır. İslâm ümmetinin de dini bayramlarından birisi de Ramazan Bayramıdır. İnsanlar, Aileleriyle huzur içerisinde, en güzel elbiselerini giyerek ve bol imkan içerisinde kutlamaya hazırlanmaktadırlar. Gelin görün ki Doğu Türkistan ve Ortadoğu da hatta birçok dünya ülkelerinde ve özellikle Gazze’deki masum çocuklar, insanlığın yüz karası İsrailli Yahudiler tarafından dünyanın gözü önünde insanların tüm feryatlarına rağmen yok etmeye hunharca devam etmektedirler. Çocukların bayram yapmasını bırakın, dünyayı onlara zindan etmektedirler. Müslümanlar; bu azgın milleti Hristiyanların zulmünden devamlı korumuşlar ve huzur içerisinde yaşamalarını sağlamışlardır. Yahudiler ve Hristiyanlar kaypak yapıda oldukları için yıllardır uyguladıkları kültür emperyalizmle diğer milletleri de kendilerine benzettiler. Çocuk ve masum insan katliamları her dönemde olmuştur. Yakın zamanda ortaya çıkan ve bu Zalimler tarafından yapılan, sinagogların ve kiliselerin mahzenlerinde istismar edilerek öldürülen ve ortaya çıkan çocuk cesetleriyle bilinirler. hakeza Avrupa’da kimsesiz çocukların öldürülerek toprağa gömdükleri bir bir ortaya çıktığı şeytanlıkları ile bilinirler. Batı medeniyetinin ne kadar hayvani bir ruha sahip oldukları ortada durmaktadır. Buna rağmen batı sevicilerine yazıklar olsun diyesim geliyor içimden. Allah(c.c) erkek çocukları öldüren Firavuna karşı Musa peygamberi onun sarayında yetiştirip, tahtıyla birlikte yok ettirdiği gibi bir gün onlarında içinden bir Musa’yı çıkararak, bu soy kırıma, destek veren, yardım eden veya lojistik katkıda bulunan her şahıs ve toplum yaptıklarının hesabını verecek ve zelil edecektir. Avrupa’nın, Endülüs halkına ve diğer toplumlara yaptığı zalimliklerini, orta çağda ve yakın tarih olan 1. ve 2. Dünya savaşlarında birbirlerini kırdırdığı gibi, devran ona doğru mutlaka dönecektir.
Biz yıllardır Gazze’nin esaret altında olduğunu düşünüyorduk. Halbuki dünyada bulunan 56 İslam ülkesi esaret altında olduğu, kapitalizmin kulu kölesi olduğu açıkça ortadadır. Gazze’deki masumların ise ruhsal olarak daha özgür oldukları ortaya çıkmıştır. Müslümanlarla dalga geçerek, havadan yiyecek atan kâfir Amerika iyilik yaptığını söyleyip Müslümanların düştüğü duruma bakarak bıyık altından gülmektedir. İsrail’e de göz kırpmaktadır. Biz Müslümanlarda, düştüğümüz bu durumdan utanacağımız yerde, yiyecek atıyorlar diye sevinç çığlığı atmaktayız. Bunun asıl müsebbibi de dibindeki Müslüman zannettiğimiz ülke liderlerinin hatta Gazze’nin karşısındaki kardeşleri olan yönetimin, Gazze’yi yem yaptıkları açık bir şekilde ortada durmaktadır.
Çocuklar bir çiçektir. Maalesef çiçek bahçelerini topluca soldurmaktadırlar. Çiçek severler de işine gelmeyince orta da gözükmemektedirler. Duyarlı olup ta ne yapabiliriz diye farklı farklı eylemler yapıp alternatifler üretirken alçaklar karşısında alternatifsiz kaldık. Ne yapacağımızı şaşırdık. Çünkü zalimlerin ancak güçten anladığını bir türlü akledemiyoruz.
Yıllardır Bayramları mahzun ve hüzünle geçiren çocuklar yine mahzun yine kimsesiz, yine bomba korkularından ürkek ve yarın karnımızı doyurabilecek miyiz. Ölüm bize ne zaman gelecek diye perişan bir şekilde oradan oraya savrulmaktadırlar. öldürülen çocuklar da cennette kuş misali uçup Allah’a müslümanları şikayet etmektedirler. Ey Müslüman! Bu zalimliği Unutmayalım unutturmayalım.
Bütün bu pis ve vahşi olaylardan insanlık,İslam ve İslam medeniyetiyle refah ve huzura kavuşabilir. İslâm peygamberi Hz. Muhammed(s.a.v)’i anlamakla mümkündür. Her fırsatta çocuklara değer vermiş, masum mağdur ve yoksulları korumuştur. Bunlarla ilgili birçok rivayetler ve bizzat Allah Resulünün fiili sünnetlerinde bunu görmekteyiz. Büyüklere; Çocuklara, davranışın nasıl olması gerektiğini bizzat öğretmiştir. Bir örnekle yazımızı pekiştirme çalışalım. Torunları Hz. Hasan ve Hüseyin bir develerinin olmasını istiyorlardı. Bu dileklerine ulaşmanın yolunu, dedelerinden istemekte buldular. Hz. Peygamber maddi olarak o an çocuklara deve alacak durumda değildi. Torunlarını üzmeden onlara istedikleri deveyi unutturacak bir çözüm buldu. Küçük torunlarının önüne çökerek onlara seslendi:-“Haydi binin. Bundan daha iyi deve mi olur? ”Çocuklar büyük bir sevinçle dedelerinin sırtına bindiler. Artık deveyi unutmuşlardı…
Hayırlı Bayramlar dilerim. çiçeklerin solmadığı, tüm insanlığın mutlu ve huzurlu bir bayram geçireceği hakiki bayramlara ulaşmak dileğiyle..
Selam ve dua ile kalın…
YORUMLAR