Kimlik;Toplumsal bir varlık olarak insana özgü olan belirtiler, nitelikler ve özelliklerdir.Bir kimsenin belirli kimse olmasını sağlayan koşulların, onun kişiliğine ilişkin özelliklerin tümüdür.Duygu, düşünce, dürtü, içgüdü, yetenek, tutum,davranış,tutku ve arzuları,kişiliğini oluşturan duygu kimliğinin unsurları arasındadır. Benliğimiz (ego) ise kendimiz hakkında sahip olunan duygusal kimlikleri oluşturur.Sosyal psikolojide, kendi gözün de ve başkalarının gözünde ne olduğundur. Bu kimlik olgusu; Psikolojide, sosyolojide, geniş anlamda incelenmiştir. İnsanın ergenlik döneminin büyük tehlikesi, gençlerdeki kimlik kargaşası (konfüzyon) dış dünyaya karşı değil, ergenlik dönemi gençlerin, kendi içlerindeki,kendileriyle olan savaşa bağlı olarak ortaya çıkar. Bunun yanında cinsel kimlik doğuştan gelir. Yanlış yapılan eğitim, aile ve çevre faktörlerinin getirdiği, aile yapısının. bozukluğu ahlaksız örnekler ve baskılar ergenlik dönemi ve ileriki yaşlarda ruhsal hastalık, ve cinsel sapkınlık hastalığının oluşmasına vesile olmaktadır.
Osmanlı Devletinin zayıflamaya başlaması ve Tanzimat dönemiyle birlikte Avrupalılaşma furyası her tarafa yayılmıştır.Tanzimat dönemi şair ve yazarlarının "alafranga züppe" ifadeleriyle söyledikleri Batı kültürünü yaşamaya çalışan tipler olarak ifade etmişlerdir. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın tesbitiyle alafranga(Frenklerin töresi) ve alaturka(Türklerin töresi) ikilik meselesi o dönemin en büyük handikaplarındandır.Alafranga ve alaturka bir üstünlük mücadelesiydi.Şu yaşadığımız çağda, bunun farklı bir versiyonu şeklinde mücadelenin devam ettiğini görüyoruz. Halbuki hem dinimiz(Kim bir kavme benzemeye çalışırsa onlardandır. Hadis),hem de milli kültürümüz bunu asla kabul etmez. İnsanlar kendi kimliğini hor görüp, milli kültür ve milli şuurdan uzak,başka kimliklere özendiğinde ucube sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Son zamanlarda toplumda yara haline gelen,bazı Kadınların erkek gibi olma özentileri ve özellikle bazı erkeklerin kadınsı tavırları ve konuşmaları, hareketleri, davranışları ahlaki yozlaşmanın ve fıtrattan uzaklaşmanın getirdiği sonuçtur.Sapkın hatta fıtrata aykırı cinsel sapkınlığı,Şeytan ve şeytanlaşmış insan bozuntuları gençliği yoldan çıkarmak için her türlü melaneti uygulamaya koymaktadırlar. Buna karşı Devletin, Milletin ve sivil toplum örgütlerinin kapsamlı çalışma yapması ellerini taşın altına koymaları gerekir.
Allah Resulü der ki;"Erkeklere benzeyen kadınlara ve kadınlara benzeyen erkeklere Allah lanet etsin." bu açıkça bu konunun lanetlenmesi gereken ve toplumu bu tür pisliklerden korumak gerekliliğidir.Bundan hem kendimizi hem aile efradımızı, hemde toplumun bu gibi sapkınlıklardan uzak tutmanın yolu, Dini ve milli şuurla yaşamaktır ve yaşatmaktır. Şahsiyetli kimlik sahibi olmaktır.Yabancı kültürlerden insanlarımızı uzak tutmanın yolu,aslımıza dönüp, eğitimden, medyaya ve dijital medyadan toplumsal yaşantının her kademesini ona göre dizayn etmek gerekmektedir.Bu ahvale geç kalınmaması gerekir.Başka kültürlerin biçtiği elbiseyi üzerimize giyersek, Dini ve milli kimlikten uzaklaştığımız gibi ahlaki çöküntü de devam edecek tir.Yıllardır televizyonlarda, sosyal medyada yapılan, güya aile programları, toplumun aile yapısını ve fertlerin ahlaki değerlerinin dibine dinamit koymaya devam etmektedirler. Sorumlular dahil hiç kimsede önleme yoluna gitmemektedirler.Ne hazin bir tablodur ki, Toplumun ahlaki yozlaşmasına seyirci kalınmaktadır. Büyük vebal taşıdığımızı bilmek gerekir. İlerde bu yanlış gidişatın altında toplum olarak hep birlikte kalabileceğimizi unutmamalıyız.Müslüman Türk, soyundan aldığı, inancından aldığı ve milli hasletlerini manevi değerlerle yaşa malıdır. Kimlik sadece cepte taşınan bir evrak değildir. İnsan kişilik ve şahsiyetini,geçmişini taşıyan bir manzumeler bütünü olmalıdır. Kimlik insanın şahsiyetini ve aidiyetini belirler. İnsanın kimliğini gizlemesi,
Anne Babasını, inancını, geldiği yeri gizlemesi ve utanması karakter ve şahsiyet bozukluğudur.Kişi nesebini, geçmişini bilmesi, Kimliğine sahip çıkması, ailesine ve yaşadığı topluma hüsn-ü niyet beslemesi ve akrabalık ilişkilerinin sürdürülmesine ve birbirine bağlı, güçlü toplum olmayı sağlar. Yakın ve uzak akrabalarını bağlarını korumak ömre bereket katar. Bizleri bir aile içinde var eden Allah ailemizle ve akrabalarımızla bağımızı koparmamamızı emreder. Dinimiz kabile asabi yetinin ve ırkçılığın yerine iman ve Mümin kardeşliğini tesis eder.İnsan değerini soyundan almaz kişinin Allah katında değeri Takva sahibi olup olmadığına bağlıdır.İnsanların mensup oldukları aile boy veya kabilesine karşı ilgi duyması doğal bir durum dur.Doğru olmayan ise mensubiyeti, ayrımcılığı körükleyen kavmiyetçiliğe dönüştürmektir.
Allah(c.c):"Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan, ikisinden birçok erkek ve kadın üretip yayan Rabbinize itaat sizlikten sakının. Adını anarak birbirinizden dilek ve istekte bulunduğunuz Allah'a saygısızlıktan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir.(Nisa suresi ayet 1).Allah Resulü; "Akrabalık ilişkilerinizi sürdürebil meniz için neseplerinizi(sülalenizi) tanıyın. Çünkü akrabalık bağlarının canlı tutulması ailede sevgiyi güçlendirir, malı artırır ve ömrü uzatır."
Akrabalarımızı ve sülalelerimizin bağını sürdürmeliyiz. Nesebimizi ve dedelerimizi iyi tanımalıyız ve iyi okumalıyız.Milli şuur ve milli kimliğimizi korumak için başka yerde değil kendi kimliğimizin içinde aramalıyız. Toplumda ahlaksızların sesinin çok çıkması, çokluklarından değil, Çok olan ahlaklıların seslerini çıkarmadığındandır.
'Nasrettin Hoca bir gün evinin önünde bir şeyler ararken bir komşusu gelir ve ne aradığını sorar.? "İğnemi kaybettim onu arıyorum." bunun üzerine beraberce uzun süre iğneyi ararlar ama bulamazlar. Komşu derki; "Hocam sen iğneyi nerede kaybettin? Hoca;'Evin içinde kaybettim' Komşu; 'Yav hocam evin içinde kaybettin neden burada arattırıyorsun' Hoca; 'Ev karanlıktı burası aydınlık olduğu için burada arıyorum.' Komşu; 'Pes yani hocam' diyerek kızmış bir şekilde hocanın yanından ayrılır.
Değerli okur kardeşlerim!Kaybettiğimiz tüm değerlerimizi kaybettiğimiz yerde;kalkıp bir mum yakıp orada aramalıyız.Dini ve milli şuurla yaşamak dileği ve temennisiyle. Selam ve dua ile kalın…
YORUMLAR