DETSELİ MEHMET CEVİZ HOCA

DETSELİ MEHMET CEVİZ HOCA

[email protected]

TARİHTEN VE GEÇMİŞTEN İBRET  ALIYORMUYUZ …?

01 Ağustos 2022 - 00:05

 Allah Teala insanı yaratıp dünyaya gönderdiğinden itibaren birliğine ve Tevhid inancına davet eden peygamberler göndermiştir.İsyan eden,azgınlaşan ve yoldan çıkan kavimler helak olmuşlar.Tarih,örnek ve ibret almak için ışık tutan nişaneler olmalıdır.Hz.Peygamber geçmiş milletleri ve Ehl-i kitabı taklit  edilmesi halinde  hatalara düşü leceğini bildirmekte  ve Müslümanları ısrarla uyarmayı sürdürmüş ve  kuvvetli tembihler yapmıştır.Allah Resulü şöyle buyurur;" Muhakkak sizler, önceki ümmetlerin adetlerini karış karış, arşın arşın takip edeceksiniz.Hatta onlar bir kertenkele deliğine  girmiş olsalar sizde onları takip edeceksiniz." hadisiyle biz mü'minleri bu konuda hassas olmamız gerektiğini,Dinin özünü yaşamamızı sahih bilgilerle manen beslenmemizi söylemektedir. Halbuki tarih bilincimizi canlı tutmak aynı zamanda ibret almak amacına yönelik, mekanları gezmek, geçmiş ümmet ve milletlerin yaşadıklarından ders çıkarmak için Yüce Allah ve O'nun Resulü bizlere yol ve yöntemlerini göstermiştir. Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy merhumun;' Tarih tekerrürden ibaretse  tekerrür ettirmeyin.' sözünü algılayarak geçmişten ders çıkarmak ve hayat adımlarımızı ona göre kurgulamak gerekir. Kur'an'ı Kerimde olsun Peygamberimizin anlattığı kıssalarda olsun anlatılanlar masal değil bilakis yaşanmış gerçek olaylardır.

    Biz millet olarak geçmişi çok çabuk unutuyoruz.Geçmiş ve yakın geçmiş tarihimiz olmak üzere millet olarak da kişisel olarak da olaylardan ve başımıza gelenlerden ders çıkartıp ibret aldığımız söylenemez. Allah'ın ayetlerini tam bilmediğimizden  İslamı tam kavrayamadığımız dan,bazen bazıları da inanmadığı için bilinçli  olarak  düşmanlığından Bir ayet veya hadis duyduğunda hoşuna gitmediği için hop kalkıp hop oturanlar olabiliyor.Sanki dinle alakası yokmuş gibi ortalığı velveleye vermeye kalkışıyorlar.Onlar velvele verecekler diye gerçekleri söylemekten uzak durulmamalıdır.Kırıp dökmeden,tebliğ metodunu nezaket kurallarına uygun bir şekilde toplumu uyarmak bir Müslüman için olmazsa olmaz olmalıdır. İnsanların aydınlanması ve sahih İslâmî   mevzuları anlatmak gerekir.  
 
  Millet olarak Günübirlik olaylara  göre yaşıyoruz. Geçmişten ibret almadan hüküm koyarak karar verebiliyoruz.Sonrada  telafi edilemeyecek hatalara düşebiliyoruz.Aklı selim düşünmeyip hemen olsun havasında geziniyoruz.Sonra eyvah naraları  atıp pişmanlık duygularıyla hayıflanıyoruz.Toplum nezdinde özellikle İslamın hakiki öğretileri  değil, maalesef kulaktan duyma  aslı olmayan, kaynaksız, aynı zamanda tarih önünde gerçekliği olmayan rivayetler üzerindeki 'kocakarı lafları' dediğimiz bilgilerle yaşamaya çalışıyoruz.İslamın sunduğu asıl haram ve helal gibi konuları göz ardı ediyor, önemsemiyor basit konulara kendimizi kaptırmış gidiyoruz.

Peygamberimizin nasihatını dinlemediğimiz için, başka dinlerden veya başka milletlerden kültürel akım yollarıyla bizim kültürümüze geçmiş ve tabu halini almış konuları din diye yaşar hale gelmişiz.Buda Hz. Ömer'in;' İnandığınız gibi yaşamazsanız, yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız.' sözünün içinde kendimizi buluveriyoruz.  Ehl-i kitap olsun, başkaca milletlerden  Kültürel akımlar nedeniyle yozlaşmış  şekilde hurafeler ve bidatların içerisinde boğulup gidiyoruz.Politize oluyoruz.  Gerçek anlamda İslamın penceresinden bakarak yaşamıyoruz. Rabbimiz diyor ki;"Andolsun biz her ümmete, 'Allah'a kulluk edin tağuttan kaçının' diye Peygamber gönderdik.Allah onlardan kimini doğru yola iletti, onlardan kimine de(kendi iradeleri sebebiyle) sapıklık hak oldu.Şimdi yeryüzünde dolaşında peygamberleri yalanlayanların sonunun ne olduğunu görün."(Nahl 36)Ayeti kerimesi  bizlere açıkça ifade etmektedir.Geçmişteki ümmetlerin hatalarını tekerrür etmeyip ibret alarak yaşamamız gerektiğini vazetmektedir. Yoksa hem bu dünyadaki nimetler hem de ahirette elde edeceğimiz nimetler bir bir elimizden kayıp gidebileceğini unutmayalım.Müslüman başına gelen her sıkıntıdan ibret alarak yaşamalıdır. Musibetlere karşı dünya imtihanı olarak görmeli sabır ve metanetli olmalıdır. Dürüstlükten, doğruluktan, Kur'an ve Sünnet yolundan asla ayrılmamalıdır. Dikenli yollar gibi zorda olsa bu yolun sonunda cennet olacağını unutmamalıdır.
 Bir musibet bin nasihatten iyidir. Nasihatın öğretemediğini musibet öğretir.
  Geçmişten ibret alarak geleceğini ona göre yön verenlerden olmak dileğiyle
 

YORUMLAR

  • 1 Yorum