Cenaze namazının farzları kıyam ve 4 tekbirdir.şartı ise niyettir. Niyet şöyle yapılır. Allah rızası için namaza Allah Resulü için salavata şu meyyit veya er kişi (erkek) Sabi erkek çocuğu veya meyyite veya hatun kişi(kadın), veya sabi kız çocuğu İçin duaya uydum hazır olan imama diyerek tekbir ile namaza durulur. Subhaneke vecelle senaük ile birlikte okunur.İkinci tekbir alınır eller kaldırılmaz.(burda Şafi mezhebine bağlı kardeşlerimiz elleri kaldırır.) Tekbirler mutlaka içinden söylenmelidir. İkinci tekbirden sonra Salli ve Barik duaları okunur.Sonra üçüncü tekbir alınır. Cenaze duası okunur.(Burda zamirler müzekker (erkek) ve müennes (bayan) cenazenin bayan veya erkek durumuna göre okunmalıdır.Cenaze duasını bilmeyenler Rabbena duasını, Kunut dualarını veya Fatiha suresini dua niyetiyle okuyabilirler. 4.tekbir alınarak önce sağa sonra sola selam verilir. Hürmeten sola selam verdikten sonra ellerin salınması daha uygundur.(Şafi mezhebine tabi olan kardeşlerimiz sola selam verince namaz biter) Daha sonra Bismillahi ve ala milleti Resulullah duası veya Cenazeye uygun dualar okunarak gömüleceği mezara doğru götürülür. Cenaze ile gidenler önce sağ ön sonra sağ arka sonra sol ön daha sonra sol arka taraflarından saldan tutarak götürmeleri müstehap olarak bildirilmiştir.
Mezara varınca kıble tarafında bulunan sapma bölümüne doğru yüzü kıbleye gelecek şekilde sağ kolunun üzerine yatırılır. Şayet daha önce defnedilmiş insan kemikleri mevcut ise cenazenin ayak ucuna toplu bir şekilde bırakılır.Cenazenin yanına kıymetli veya kıymetsiz hiçbir şey konmaz. Sapmanın üzeri taş tahta veya başka bir cisimle kapatılır. Daha sonra cenazenin kıble kısmi ayak ucuna yakın bir yerde durularak Kur’an’dan sureler okunur. Örneğin Fatiha, Bakara ilk 5.ayet, Hüvalla hüllezi yani Haşr suresi son 3 âyeti. İhlâs, Nas Felak sureleri ile veya başka sürelerden de okunabilir. Arkasından Cenazeye ve ümmeti Muhammede bağışlaması adına dua edilir. Daha sonra telkin dediğimiz hatırlatma da dediğimiz telkin sesli bir şekilde cenazenin yüzüne doğru okuruz.Ancak telkinin asıl amacı hayatta olan ve yaşayan müslümanlar içindir. Buraya bizimde geleceğimizi bu sorulara muhatap olacağımızı hatırlatmak içindir.Diğer halde vefat edene Allah isterse duyurur. istemezse duyurmaz. Cenazenin yerini okuma işlemi örfi bir adettir.Kur’an’ı Kerimi okumak sünnet dinlemek farz olduğu için mezarlara okunurken insanların dinlemedikleri için günaha da girmelerini önlemek için taziye mekanlarına gitmeleri sağlanarak orada okumaları daha uygundur. Cenaze merasimine dünyalık konuşulmaması gerekir. Sessiz bir şekilde defnedip tefekkür etmek gerekir. Cenazenin iyi halleri anlatılır. Günahları için.taksiratının affı için dua edilir. Kadınlarda cenaze namazı kılabilirler, ancak cenazeyi takip edip cenaze defnedilirken erkeklerin arasında bulunmaları hiç uygun değildir.Defnedildikten sonra gündüz olmak şartıyla kadınlar mezarın başına gidip dua edebilirler.Taziye ilk üç gün yapılmalı ve cenaze evi yemek veya içecek ikramı yapmamaları gerekir mekruhtur.Ancak komşular ve akrabalar ikramlarda bulunurlar. Akraba ve komşuları ikram etmesinde bir sakınca olmadığı gibi güzel hasletlerdendir. Önceleri komşuların kültürümüzde olan yemekler yapıp cenaze evine götürme adeti vardı. Şimdiler de bu adet maalesef yok olmaya doğru gitmektedir.Mezar içerisinde bir şey ikram etmek doğru değildir. Mezar dışında yapılabilir. Daha sonra Kur’an hatmi yapıp dua edilerek Cenazeye bağışlanabilir. Cenaze yakınları Vefat eden için mirasından veya yakın akrabaları kendi ceplerinden,belki tutamamış olduğu oruçlar veya yerine getiremediği adak veya söz verdiği yeminler için bol bol yoksullara hayır vermeleri ve arkasından bol bol dua etmeleri Allah’tan merhamet dinlemeleri gerekir.
Mezar şatafatlı yapılması dinen caiz değildir. Sünnet olan baş ucuna künyesi yazılı,yani cenazeyi tanıtan bir taş, mermer veya benzer nitelikte bir şey dikmek yeterlidir. Mazeret ve ya adli bir mesele olmadığı sürece mezarı açmak mekruh görülmüş ve yasaklanmıştır. Cenazeyi kıble değilde tersine yatırıldı ise toprak atılmadan öğrenilirse yönü değiştirilmesi gerekir. Toprakla üzeri kapatıldıktan sonra tekrar toprak açılması mekruh görülmüş caiz olmadığı ifade edilmiştir. Şayet cenaze namazı kılınmış veya namazı bozucu bir olay vuku bulmuş ise cenaze gömüldükten sonra öğrenilirse, mezarın başında tekrardan kılınması gerekmektedir. Cenaze musallaya ters konmuş ve namazı kılınmış ise derhal düzeltilir yeniden kılınmalıdır. Sonradan öğrenildi ise mezar başında tekrardan cenaze namazı kılınması uygun olacaktır. Gıyabi cenaze namazı Hanefi ve Maliki mezheplerine göre kılınması caiz değildir. Şafi ve Hanbeli mezhebine göre ise kılmak caizdir. Çünkü, Habeşistan Kralı Necaşi vefat ettiğinde, Ebû Hüreyre’nin rivayetine göre Hz. Peygamber büyük bir kalabalık cemaat ile Necaşi’nin cenaze namazını gıyabi olarak kıldırdığı söylemiştir.Kalabalık cenaze olduğunda sırasına göre kıldırmak şöyledir. Önce Yetişkin erkek cenazeler,sonra akıl baliğ olmamış erkek çocukları, sonra yetişkin kadın cenazeleri ve en son akıl baliğ olmamış kız çocukları kıldırılır. Deprem, sel, bulaşıcı hastalık veya savaş ortamı ile birlikte başka mazeretler dahilinde toplu olarak erkekler veya kadınlar için ayrı ayrı cenaze namazı kılınabilir.imkan, zaman, yer, ve buna benzer mazeretler yoğun yaşandığı zamanlarda erkek, kadın çocuk toplu olarak da kılınabilir.Bununla birlikte cenaze namazı kıldırırken imama göre yerlerinin sırası takip edilmelidir.
Böylece vefat eden bir Müslüman için yapılması gereken sırasıyla;gasil, tekfin, teşyi ve defin işlemleri gerçekleşmiş olur.Namazı kılana bir Uhud dağı kadar sevap defin işlemlerine de katılırsa iki Uhud dağı sevabı sevap defterine yazdırmış olur.
Allah akıbetimizi hayreylesin.
Selam ve Dua ile Kalın…
YORUMLAR