DETSELİ MEHMET CEVİZ HOCA

DETSELİ MEHMET CEVİZ HOCA

[email protected]

Yaz Kursları ve Camilerimiz

29 Temmuz 2024 - 00:00

      Her yıl Temmuz ve Ağustos aylarında, camilerimiz de, Kur’an Kurslarımız da ve özel eğitim kurumlarında yaz kursları olmakta, bu yılda olağan hızıyla devam etmektedir. Camilerimiz, çocuk bahçesi gibi cıvıl cıvıl. Bir çok din görevlisi ve eğitimci kardeşlerimiz, kadirşinas milletimizin ve geleceğimizin büyükleri olacak yavrularımıza; İslam’ın güzelliklerini, bilgilerini adabı muaşereti, kul hakkını, Vatan ve bayrak sevgisini öğrete bilmek ve hafızalarında yer edinebilmek, kalplerine ve ruhlarına dokunabilmek, camiden soğutmamak ve ehli sünnet ışığında eğitimlerini alarak. İslâm dışı sapkın fikirlere karşı korunmaları, Sadece Kur’an ve sünnet ışığında hayatlarını tatbik etmeleri gibi bir çok konuda, eğitim ve öğretimleri için çok büyük gayret içinde olduklarını görmek çok güzel. Hediyeler, ikramlar, bol bol dağıtılıyor Bu ikramlarla hem çocuklar, hem hocalar hem de hayırseverler memnun.

Hayırseverler;’Kur’an ve İslami bilgiler eğitimi alan çocukların sevincinden  çok mutlu olduklarını, yeter ki ! Vatanına milletine faydalı olmaları ve İslama hizmet erbabı olsunlar düşüncesinden başka bir emellerinin olmadığını’ ifade etmektedirler.Elbette her kurum da olduğu gibi, önemsemeyen, idrak edemeyen şuursuz görevliler veya eğitimciler de vardır. Ancak çok büyük kısmı, ihlaslı, hevesli ve  gayret içerisindeler. Sahabe efendilerimizden olan ve Hz. Peygamberimiz, hicretten önce Medine’lileri İslam konusunda aydınlatması için gönderdiği ve İslam’ın ilk  öğretmeni olarak bildiğimiz Mus’ab bin Umeyr gibi işine aşık, bulunduğu civarı dost meclislerine, İslam’ın manevi havasını yayma çabasında olan din görevlisi meslektaşlarımıza teşekkür edip kutlamak gerekiyor.

Her kurumda olduğu gibi bu cenahta da hakiki hizmet eden insanları, aklı başında, dinini ve vatanını seven Müslümanlara, büyük görev düşmektedir. Görevi bu yapacak! demeden morallerini bozmadan teşvik edici sözler ve davranışlar sergilemek gerekiyor. Hayırlı hizmetleri takdir etmek gerekiyor. Bunu 30 yılı aşkın bir süre bu kulvarda hizmet etmiş tecrübe edinmiş bir imam kardeşiniz olarak söylüyorum. Ayrıca yöneticilerinde çabalayıp gayretli çalışmaları olan  din görevlilerini görmeli ve takdir etmelidir. Çünkü bu Kurumun hizmetlerini layıkıyla yapan bu güzide insanlar sayesinde, toplum tarafından el üstünde tutulmaktadır Şu da bir gerçek ki, yöneticilerin etrafında örülmüş surları yıkarak bu hizmet erbabı insanları  görmelerini, örneğin Diyanetin imkanı olan umre ziyareti gibi hasletlerden faydalanmaları sağlamalıdır. ’Sen, ben bizim oğlan’ yerine, hak eden gerçek hizmet edenlere bu ikramlar yapılmalı ve bu insanları darıltmamalıdırlar. Hizmet edenlerin gayretini Rabbimiz artırsın.

     Yetişkin bir çok insan şunu söylemektedir: ’Ben dinimi ve İslami bilgilerimi küçükken mahalle camisinde öğrendim. Almış olduğum o bilgilerle dinimi yaşıyorum.’ dediklerine şahit oluyoruz. Bu nedenle yaz kursları ve özellikle camilerde yapılması çok önemli. Camiyi tanımaları, cami ruhunu teneffüs etmeleri, gelecek nesiller için çok önemli. Her yıl 2-3 milyon yavrumuz ülke genelinde camilerimizde Kur’anı Kerim ve dini bilgiler öğrenmektedirler. Toplum olarak buna çok değer vermeliyiz. Bununla birlikte camilerimizde yapılan yaz kurslarında aşırıya gitmeden, camilerimizi de panayıra çevirmeden dengeli bir seviyede eğitim verilmelidir. Cami cemaati ile öğrencileri uyum içerisinde ve barışık olarak  eğitim verilmelidir. Öğrencilere de tatlı bir dille anlatarak, abartmadan, şımartmadan, dengeli ve tatlı bir disiplinle, sevgiyle eğitim ve öğretim vermek ve yönetmek gerekiyor.Cami  Cemaatini de bıktırmadan, ‘öf’ dedirtmeden aşırılıklardan kaçınılarak  o Müslümanları da camilerden  soğutmamak gerekir. Yani ‘kaş yapayım derken göz çıkarmayalım’

Şunu da ifade etmem gerekir ki,  madalyanın diğer yüzüne baktığımız da,yıllar önce okuyan öğrencilere hediye falan verilmeden bu eğitimi alma zorunluluğu hissederek camilere okumaya geliyorlardı. İstatistiklere göre Cuma namazı da dahil beş vakit namaz kılanların oranı günümüzden çok çok yüksekti. Bu kadar eğitim öğretim verilmesine rağmen maalesef sadece Cuma namazını kılanların oranı dahi yüzde 30 ların altına düşmüş durumda. Buda gösteriyor ki, siz ne verirseniz verin ne öğretirsen öğretin ve eğitin. Öğretmeninden tutunda eğitileninde samimi, şuurlu ve ihlaslı olması gerekir. Bunun yanında özellikle anne babanın dini ve ahlaki yaşantısı ve örnekliği ile çevre faktörü çok büyük etki yapmaktadır. Diğer halde! öğretilenler, sosyal medya ve kendini hoca zanneden sahtekarların yayınları ile eriyip gitmektedir.

Buradan tarihe not düşmek istiyorum!!O sahtekarları, Devlet dolayısıyla Hükümet vasıtasıyla Diyanet,sosyal medya otoritesini kurmalı onlara ceza vermeli, yayınları, açıklamalarına bir son vermelidirler .Hükümet ve Diyanet bu konuda vebali büyüktür. Çünkü Bu soytarılar zihinleri, asılsız bilgilerle çok hızlı bir şekilde yozlaştırmaktadırlar. Deizm, ateizm sünnetsiz İslam ve ne idüğü belirsiz kendilerine mealciler denilen yolunu şaşıranlar gibi  sapkın fikirler almış başını gidiyor. Demem odur ki, ana okullarını ve kreşleri camilerin yanı başına yapılmalıdır. vatan evlatları hem dini hem milli olarak geçmişlerinden  güç almalı, manevi ortamlarda yetişmelidirler. millet olarak geleceğimiz için daha güçlü, islamı ve tarihi  sahih kaynaklardan öğrenen dimağlar yetişsin.

Ufak yaşta İslamı öğrenmelerine  karşı gelen insanlar bu memlekette maalesef  bulunmaktadır. Söylemek isterim ki,kültürüne bayıldığınız  Avrupa da;2006-7 yıllarında Almanya'da  din görevlisi olarak bulunduğum zamanda   müşahede ettim. Her kilisenin yanında çocuk bahçeleri adında kreşler ve anaokulları mevcut. Almanların oralara çocuklarını verip okutabilmek için sıraya girdiklerini öğrendim. Hatta bir papaz ile konuşmamızda ‘biz gençlerimizi kiliselere getiremiyoruz. Siz bari gençlerinizi camide tutun’ demişti. O fikirde ki insanlara diyoruz ki, korkmayın! İslam’ı sahih bilgilerle yetişen  insan milletine ve toplumuna sımsıkı sarılır. Hatta sizin içinde bir hizmettir. Yaşlandığınızda huzur evlerinde değilde, evladınızın yanında huzur içinde yaşamanız için verilen bir eğitim. İslamı gerçek manada öğrenen sahih bilgilerle donatılan  bir insan, kul hakkı yemez, anne-baba hürmette kusur etmez. Büyüklere saygı küçüklere sevgide hata yapmaz. Vatan ve milleti için canını verir. Bu vatanı bize emanet eden ecdadımıza bir bakın. Çevrenizdeki şehit ailelerine ve gazilerimize bir bakınız hepsi İslamla yoğrulmuş vatan âşığı birer kıymetli değerlerdir. Küçük yaşta din eğitimine karşı gelenler, geçmişinden kopuk, işine gelince merhametli, insan hakları savunucusu, Vatansever,işine gelmediği zaman bu değerlere karşı oldukça cimridirler. Yada  dini siyasete alet ederek karşı gelmektedirler. Bu da kendinden korkan  aciz insanların piskopatlığından başka bir şey değildir. milletin temel eğitim hakkını erozyona  uğratma çabasından  başka bir şey değildir. Milletine kötülük yapmaktadırlar.

     Eskiden veliler, çocuklarını kurslara ve okullara verirken ’Eti de senin kemiği de senin’ derdi. Daha sonra ‘Eti senin kemiği benim’ derdi. Şimdilerde ise ‘Eti de benim, kemiğinde benim’e döndü. En ufak bir azarlama  veya basit yönlü konularda bile, hastanelerde, okullarda veya yaz kurslarında, Öğrencinin yakınları ellerinde sopalarla  camiyi, okulu veya kurslara baskın yapar gibi hocalara  saldırmaları ne acı! Sadece zorbalık. Bu nedenle eğitimde ona göre olmakta ve yeterince bilgi aktarımı tam yapılmamaktadır. Gençlik bomboş yetişiyor. Çünkü eğiten insanlar tedirgin. ’Ne yapsak yaranamıyoruz’ diyerek haklı olarak serzenişte bulunmaktadırlar. Her Anne baba evladını sever. Ancak araştırmadan böyle yapılan davranışlar hiç hoş değil! ne insani, ne de vicdani. Kanunlarda maalesef yetersiz. Böyle yapınca evladınıza verdiğiniz emekler de boşa gider. Öğreten ve eğiten insanlarında bu işe canla başla sarılmasını engellenmiş olursunuz. Bu da çok büyük vebaldir. Milletin çocuklarına kötülüktür. Dolayısı ile eğitim. Öğretmen, öğrenci ve anne baba ile uyum içerisinde  ele alarak yapılması  kaçınılmazdır.

     Gelecekte; keşke dememek için Her konunun baş tacı olan sevgiyle insanları, eğitelim ve öğretelim. Anneler ve Babalar lütfen!! çocuklarınızı şımartmadan hayatı ve dinini öğretiniz. Selam ve Dua ile Kalın










 

YORUMLAR

  • 0 Yorum