“Kul hakkı büyük günahtır” dedikten sonra, tanıdığı X milletvekilini, X bakanını arayıp “Benim oğlanı şuraya yerleştirelim/ Benim kızın tayinini şuraya çıkaralım” diyorsan, kusura bak (!) ama sen ikiyüzlü, güvenilmez bir insansın… Vicdanını ve Allah’ a olan inancını tekrar sorgulamalısın.
Torpille bir yere gelmek sadece hak edilmemiş bir konumu işgal etmek değil, aynı zamanda o konumu hak eden kişinin hakkını gasp etmektir. Bal gibi de kul hakkına girmektir yani…
Bu mesele bu kadar açık ve net iken, torpille işe giren kişinin aldığı maaşın haram olup olmadığı konusunun tartışılıyor olması gerçekten çok tuhaf…
Etkin ve yetkin kişilerin bu konuyla ilgili söylemlerini hatırlarsınız sanırım. O etkin ve yetkin kişiler, torpille işe girmenin hoş olmadığı, kul hakkı ve vebal içerdiğini belirttikten sonra bu gerçekle çelişen düşüncelerini şöyle ifade etmişlerdi; torpille işe giren birinin işe girdikten sonra emeğiyle çalışarak kazandığı maaş helaldir.
Birinin bahçesine girip çilek çaldığınızı, sonra da o çileklerle reçel yaptığınızı varsayalım. Çilekleri toplayıp, yıkayıp, kaynattığınız yani emek verdiğiniz için o reçel helal mi oluyor yani? Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır?
İnsana, insanlığa, hakka, adalete saygı duyan, akıl ve vicdan sahibi olan her insan, torpille işe girmenin kul hakkına girmek olduğunun da, o işten elde edilen gelirin helal olmadığının da bilincindedir.
Torpil konusunda sadece bireysel alandaki ahlaki çöküntüden bahsetmek yanlış olur. Toplumsal ve kurumsal boyutuna da değinmek gerekir.
Ahbap çavuş ilişkileriyle, mülakatlardaki öznel değerlendirmelerle önemli pozisyonları işgal eden yetersiz ve ehil olmayan kişilerin verdiği zarar, toplumun her kesimine, yaşamın her kesitine yansıyor maalesef.
İşgal edilen mevki ve birimlerde işler sekteye uğruyor, üretkenlik azalıyor, verim düşüyor ve kurumsal yapı bozuluyor… İnsanlar emeklerinin karşılığını alamadıklarını düşündükçe motivasyonlarını yitiriyor, beyin göçü yaşanıyor.
En kötüsü de; “Üniversiteyi kazanıp okusam ne olacak?”, “Atanabilecek miyim?”, “Torpilim yok ki nasıl iş bulacağım?” kaygılarını taşıyan, ne kadar çalışırlarsa çalışsınlar hak ettikleri yere gelemeyeceklerini düşünen bir gençliğin umutsuzluk sebebi olunuyor…
Kısa vadede kurumsal yapıya, uzun vadede devlete verdiğiniz/vereceğiniz zararı, kul hakkına girmeyi önemsemiyor ya da göze alabiliyorsanız, kayırmacılığın sıradanlaştığı bu düzene kayıtsız kalmaya, torpil yapmaya, torpil yaptırmaya, devam edebilirsiniz. Komşunun bahçesindeki çilekler sizi bekliyor…
YORUMLAR