Aynı evrende yaşamamalı cellatlar ve çocuklar. Ya ölmeli yok olmalı cellatlar ya da hiç doğmamalı çocuklar" der Ernesto Che Guevara…
İnsanlığın tarihsel gelişim sürecinde her türlü sömürüye karşı verilen mücadeleler, akıl bilim ve insani değerlerle çocuk haklarının açıklanmasına yol açmış ve zorunlu kılmıştır. Başımızı çevirip baktığımızda her yıl açlıktan, yoksulluktan, tıbbi yardım olmadığı için önlenebilir hastalıklardan ölen çocuklar…
Emperyalist çıkarlar uğruna, Ortadoğu’da İsrall’in ABD güdümünde Filistin çocuklarına yarattığı cehennem, insanlıktan çıkmış İsrail askerlerinin katlettiği on binlerce Filistinli çocuk…
Ortaçağ karanlığı içinde yaratılan Taliban, Afganistan’da eğitim hakkı elinden alınan, çocuk yaşta erkeklere köle yapılan kız çocukları.Yaşanılası güzelim cennet vatanımızda, Ortaçağ karanlığından kurtulamayıp altı yaşında evlendirilebilir fetvası verilen kız çocukları... Okula gidecek, oyun oynayacak, gelecek hayali kuracak olan; çocukluğu,gençliği elinden alınan, çocuk yaşta gelin yapılan o masum kız çocukları…
Okula gitmesi gereken, oyun oynayacak yaşta olan ancak çalışmak zorunda kalan, iş cinayetlerine kurban giden işçi çocuklar…
Karaman, Aladağ tarikat, cemaat yurtlarında yıllarca tecavüze uğrayan, intihar eden, katledilen o güzelim çocuklar...
Yoksulluk içinde evde tek başlarına bırakılan, hurda toplamak zorunda kalan ailenin o yanarak can veren beş küçük çocuk, beş kardeş, bizim çocuklar…
Leyla'nın, Narin'in, Ceylan'ın, Uğur'un güzel gözlerindeki o umutları yok olan çocuklar...
Yoksulluk içinde, kırsalda zor şartlarda eğitim görmeye, okumaya çalışan köy çocukları…
Hayata henüz gözlerini açmadan yaşam hakkı elinden alınmış, para hırsı uğruna yoğun bakımlarda ölüme terkedilmiş, çetenin elinde can vermiş o masum, güzel çocuklar.Bir ülkedeki kadınların, çocukların, yaşlıların yaşadıkları, toplum içindeki konumları, özgürlük ve mutlulukları o toplumun gelişmişliğinin ölçütüdür...
Bu evrende çocuk olmak kolay değil. Çocuklara çocuk olduklarını hissettirmek ve eşit, parasız, bilimsel, çağdaş ve laik bir eğitime kavuşturmak, sokaklarda özgürce güvenle koşabildikleri sevgi dolu bir dünyada, yatağa aç girmedikleri bir hayatı hep birlikte yaratmak ve yaşatmak en büyük değer olmalıdır çocuklar için.
Nazım’ın da dediği gibi;
“Güzel günler göreceğiz çocuklar
Güneşli günler göreceğiz
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar
Işıklı maviliklere süreceğiz…”
Yüreğinizden umudun eksik olmadığı
Güzel günlerin özlemiyle
Umut dolu yarınlar sizlerin olsun...
YORUMLAR