Tarihimizin büyük utançlarından birisi olan, yüreğimizde derin acılar bırakan ve hala kanamaya devam eden bir acının,vahşetin adıdır Maraş katliamı...
19-26 Aralık 1978'de Maraş'ta meydana gelen olay bir Alevi katliamıdır.Resmi rakamlara göre 111 kişi katledilmiş,559 ev yakılmış,290 iş yeri tahrip edilmiş, binlerce insan yaralanmış, yüzbinlerce Alevi yurttaş doğduğu yaşadığı topraklardan göç ettirilmiştir....
Maraş'ta çocuk, genç, kadın demeden katledilen aslında insanlıktı. Yaşanan bu katliam basit bir Alevi Sünni çatışması değildi elbette. Unutulmaz ve unutulmayacak bir vahşetin, zulmün ve karanlıklar gölgesinde işlenen cinayetlerin yaşandığı bir katliam olarak geçmiştir tarihe. 12 Eylül'e giden karanlık yollara adım adım zemin hazırlanmış ve seyirci kalınmıştır yaşanan vahşete...
Kocasına "Beni sen öldür, onların eline bırakma" diyen Ümmühan Doğan'ın, parçalara ayrılan cesedi kazanlarda kaynatılan Ali Tıraş'ın, karnındaki 8 aylık bebeği ile katledilip, karnı deşilen ve doğmamış çocuğuna dahi işkence edilen Esma Suna'nın, kendi düğününde öldürülen Mehmet Ali'nin ve daha nicelerinin yaşamlarının elinden alındığı şehrin adıdır Maraş....
Elbette ki Maraş katliamı Aleviler açısından ilk değildi. Son da olmadı. Tarih boyunca birçok katliamlara uğramış, kapıları işaretlenmiş, sözde yalanlarla iftiralara maruz kalmış bir toplum olan Aleviler; Sivas, Maraş, Çorum, Gazi, Hekimhan, Malatya, Kırıkhan, Elbistan, Ortaca, Ümraniye ve Okmeydanı gibi birçok katliamları yaşamışlardır...
Maraş katliamı da yaşanılan bu katliamlardan birisidir. Hem de öyle böyle bir katliam değil; IŞİD, Siyonist İsrail'in katliamları gibi. Hamile kadınların karınlarının deşildiği, çocukların hunharca öldürüldüğü, yaşlı-genç demeden alçakça ve vahşice insanların katledildiği bir katliam yerinin adıdır Maraş....
Oysa ki Alevilik, insanı merkezine alan, doğayı ve canlıyı kutsayan, tekili bütüne bağlayan, varı var eden, kadını erkekle eşitleyen, ikiliği kaldırıp her dilde, her renkte, 73 milleti eşitleyen bir inançtır. Büyüğünü de küçüğünü de ulu gören, cemal'e niyaz olan, bağlama ile teldeki sese, dildeki söze can veren, mazlumdan yana olup ser verip sır vermeyen, Hakk'ı halkı savunan, emeği kutsayan, barışı, kardeşliği, eşitliği, özgürlüğü değer bilen, sınıfsız sömürüsüz bir dünyanın özlemiyle yaşayan bir inancın adıdır Alevilik... Alevilik tek bir milletin, tek bir coğrafyanın, tek bir bölgenin içine sığmayacak kadar da büyük ve evrenseldir....
46 yıl önce Maraş'ta yaşamını yitirenlerin şahsında, acısı ve utancı silinmeyen katliamlarda can veren herbir yurttaşımızı saygıyla anıyor ve bu acıların artık son bulmasını umut ediyorum....
Yüreğinizden umudun eksik olmadığı güzel günlerin özlemi ile...
Umut dolu yarınlar sizlerin olsun....
YORUMLAR