Kürşad TUNCALI

Kürşad TUNCALI

[email protected]

Aynıya Gelir (Zerdalinin İçine Hapsolunmuş Çekirdek)

14 Mart 2022 - 00:06

2020 başı ile hepimiz için ortak bir kader amiyane deyimi ile ağlarını örmeye başlamıştı hatırlarsınız zihin haritanızı bir kontrol edin. Zaten o kadar da uzak bir geçmiş değil ve dalgaları hala kıyılarımızı dövüyorken. Pandemi süreci ile başlayan akabinde ise tüm dünyayı örümcek ağı gibi saran korku, panik, endişe ve dramlar ile öreseleyen bir süreç uzun süre alışkanlıklarımızı, yaşam biçiminizi ve ihtiyaçlarımızı kökten değiştirecek temeller atarak bir parçamız oldu. Hoş benim ve ailem içinse daha 2019 sonunda başlamıştı talihsizlikler, acı, ızdırap, gözyaşı ve travmalar. Ardı sıra sevdiklerimizi kaybediyorduk, önce annem sonra abimi kaybetmiştik elim bir kaza sonucu. Neyse o başka öykünün başlığı olabilir belki çünkü anlatımı ile konunun önüne geçecek kadar büyük travmalar bunlar. Sonrasına gelen ekonomik krizler, enflasyon vs. 

Dünyanın sonuna biz mi denk geldik diyorduk bir çoğumuz. Salgın ile acı kayıplar yaşadık, krizlerle ard arda buhranlar gördük. Evlerimize kapandık. Zorunluluklar sıra dışı alışılmadık ittifaklar doğurur. Evlere kapanık izole olduk, bir çoğumuz uykusuzluklarla tanıştık, bir çoğumuz da uykuyla. Kabuslar ve rüyalar. 

Bu süreçler sisler ve bulutlar dağılırken yeniden başlamak için bazılarımızda şüpheler uyandırmaya başladı. Acaba yeniden başlayabilecek miyiz? Herşey eskisi gibi olabilecek mi? O duyguyu hep ensemde hissettim, iyi biliyorum. Başladığım her işte hissettim bunu acaba yapabilir miyim? Kendimi yazarken de sorguladım hep ben yazabilir miyim? Yetkin miyim? Okunabilir bir şeyler sunabilir miyim insanlara? Yeterli olur mu? Sonra karar verdim, neden olmasın. Belki de beni bu şüpheler besliyor ve yazmak için doğru kişi miyime cevaben iç sesime kulak verip dinliyorum. Şüphelerimizin olması bile uygunluğumuz konusunda yeterli kanıt olmalı. 

Yayalım şimdi genele. Siz de içinizi bir kontrol edin bakalım. Şüphe duyup sorguladığınız neyiniz varsa. Deneyimlerime göre şüphelerini hiç dile getirmeyenler şarlatanlardır. Bence kendinizi arayışınız zayıflık değil, bir güç göstergesidir. Ezberleri bozmaya devam edelim mi? Şüphelerle yüzleşmek cesarete atılan ilk adımdır. Düşünün; en büyük korkunuz nedir? Benim ki başarısızlık! Felç edici bir duygu. Peki iç güdülerinize güveniyor musunuz? Cevap veriyorum; evet, sanırım. Sizde mi?

Öyleyse bir gün gelecek ve harekete geçme iç güdünüz başarısızlık korkumuzun mutlaka önüne geçecektir ve o'nu dinlerseniz bu aynı zamanda hepimizi hayatta tutacak ve başarılı olmamızı sağlayacak yegane şey. 

Haydi, biraz cesaret. Cesaret konuşmalardan, edilen sözler ve vaatlerden gelmiyor. İnancından ve yeteneklerinden geliyor. Ve yine benim deneyimlerime göre bu enderdir. Pekala, artık karar ve ve kararlarının arkasında durmaya hazır ol. Zamanı geldiğinde de hem bu şüpheni, hem de bu cüretini hep hatırla. Ne diyordu J. François Lyotard; "İnsana yapılacak en büyük kötülük; onu bir umudun içine hapsetmektir."  Peki ya umutsuz bırakmak? Kalır yanı var mıdır? 

Zerdalinin içine hapsolmuş çekirdeği Zerdali için geleceği, tohumudur evet ama içinden çıkardığında başka bir şeye de dönüşebilir. Ayrı bir besin de olabilir. Başka bir öyküde başlangıç, bambaşka bir hikaye ile her iki şeye de evrilebilir. Böylesi daha işlevsel, eylemsel ve umut verici. Sonucu başarı da olsa başarısızlıkta. Umutta ya da umutsuzlukta. Durma. Harekete geç ve kararının arkasında durmaya hazır ol. Her şeyin sonunda hem şüpheni hem de cüretini hatırlayacaksın. Sonuç; bir orman belki ya da çöl. Kimbilir. Aynıya gelir...

YORUMLAR

  • 0 Yorum