ÖLÜ SEVİCİ

Şiirsen ve yazılmamışsan henüz,
Bu okurun suçu değil, şairin hiç olamaz.
Gazelsen ve okunmamışsan henüz hiç,
Bu şairin suçu değil, okurun umurunda bile olmaz zaten hiç.

Hatırlar mısın Ağustos Böceklerini Ağustoslarda,
Ateş Böcekleriyle karıştırdığımız o eski günleri sevgili?
Aslında ne Ağustos, ne de böcekleri umurumuzdaydı.
Her mevsim ateşti bize, Ağustostu, bir sevgiyi büyütürken filiz filiz, hepsi hatırımda..,

Günlerden Ağustossa, mevsimlerden Cezayir Menekşesi
Ufkunda buğulanmış bir hayal gibi geçiyorsa güneş sarı sıcağı bayrak gibi dalgalandırırken,
Sesler bir hayal gibi uykuyla uyanıklığın tatlı gevşekliğinde mırıldanıyorsa aklında
Bil ki; sarnıçlardan kova kova çekiliyordur kaynar sular gibi dökülmek için üstümüzden.

Ne işi var ki Cezayir Menekşesinin, Akşehir'li bıyıklarını titreterek gülen
Bir Akşehirli'nin cumbalı penceresinde ki konağında?
Üstelik aşkın felsefesi mi olurmuş hiç, bir çiçeğin coğrafyası mı?
Hadi canım kim uydurmuş bunları, kim tüm bu olanlara karar vermiş?

Ağzımda ıslattığın yalancı dudaklarınla, hasretine alışmaya gönlü olmayan
Buğulu gözbebebeklerimin içine baka baka nasıl yalan söyledin söyle,
Lirik ve kırık sevda sözlerini yüzüme yüzüme?
Utanmadın mı geride faili meçhul tahammüden bir gurbet bırakmaya?

Katilin olay mahallinden ayrılamaması gibi gezdin durdun aklımın kıvrımlarında,
Neden? Neden bu alaycı küstahlığı ellerinin, saçlarımda akan pınarlar gibi serin?
Mevsimsiz sürülmüş bir tohum gibi gömdün aklımın bozkırına fikrini,
Anladım sevgili, imzanı atıyorsun zehirli sarmaşık öpüşlerinle;

İşleyeceğin cinayetleri. 
Bir Ağustos, bir Uç Uç Böceği, bir Cezayir Menekşesi.
Artık yoksalar, hatırlanmıyorlarsa bile, unutulmuş gidişleri.
Bu senin suçun değil. Gazelin değil, şiirin değil, şairin değil.
İntiharıdır bir ölü sevicinin her Ağustos anılsın diye sevgili..