SEVİL KÖSE

SEVİL KÖSE

ZEYTİN KELİMELER
[email protected]

BEN KADINIM…

03 Şubat 2025 - 00:01

Tarlada, çadır da ,fabrikada, evde, dağda, ovada, okul da ben kadınım
Sırtından sopayı, karnından sopayı eksik etmeyin dediğiniz
Aklı uzun saçı kısa dediğiniz
Elinin hamuru ile erkek işine karışma dediğiniz
Karı gibi gülme diye yediğiniz
Sen kadınsın otur oturduğun yerde dediğiniz
Bir kadın baba evinden gelinlikle çıkar, kefen ile girer dediğiniz
Kadının bir aklı, erkeğin bin aklı vardır dediğiniz…
Bizler feminist Türk kadını değil , Yörük Kadınlarıyız. Saçımızda uzun aklımızda uzun. Elimizin hamuru da var, gerektiğinde demiri de var. Karı gibi gülme diyenlere sesleniyorum..
Gülümsemeyi becerebiliyorsan sen de erkek gibi gül, zira gülümsemek insan ömrünü uzatıyor. Kadın niye otursun oturduğu yerde biz kadınlar her yerdeyiz, hem de her yerde omuz omuza..
Gelinlikle çıktığımız eve neden kefenle geri çıkalım. Orası bizim evimiz, ana ocağımız ,baba ocağımız. İstediğimiz zaman o ocağa sağ salim, başımız dik dönebiliriz. 
Kadın bedenen erkekten zayıf kas gücü olabilir, bu kadının doğasında var ama zeka olarak kadının , ya da erkeğin bütün insanların zeka konusunda bir farkı yok birbirinden. Dünyada her şey kadının eseridir. Kadınlarımız  milletin  anasıdır..
Modern çağın kadını olmak, biz Yörük kadınlarının kültüründen hiçbir şey eksiltmemiştir. Aile ocağında aldığımız kültürümüzü bozmadan devam ettiriyoruz. Bizler çadırda, tarlada, okulda, fabrikada, bankada, köyde, kent de  her yerdeyiz..
Modern çağın bize teknoloji aletlerinden başka hiçbir kazanımı yoktur. Çadır kültüründe yaşayan Yörük kadınlarımız, erkeği ile omuz omuza verip çalışırlar. Köyde kadın  bostanı eker, sulamasını kadın yapar. Ata öğretili bir aile yapısından her ne kadar eleştiri konusu ediliyorsa da aile büyükleriyle bir arada yaşamanın bir tadı ve öğretisi vardır. Koyunu otlatmaya evin erkeği gider, kadında gider. Çadır da kadın sağılan sütleri pişirir, peynir yoğurt yapar. Onlar boşanma nedir bilmediklerinden akıllarına bile gelmez ayrılmak. Küçük büyüğünü sayar, büyük küçüğünü sever. Aile temelleri sağlam zemin üzerine kuruludur.
 Peki nasıl oldu da modern çağın bize dayattıkları ile aile dağıldı. Modern çağın insanı, ya da metropol insanı bu kadar mutsuz hale geldi. Şehir hayatının getirdiği ekonomik zorluklar kadını da erkeği de sabah evden çıkıp, akşam eve dönen bireyler yaptı. Akşam eve toplanan ev ahalisinin tek tek ayrı ayrı odası var. Herkes kendi odasına çekilip günün yorgunluğunu gidermeye çalışıyor. 

Bir gaz lambası ışığında, aile bireylerinin toplanıp, masallar anlattığı, hedik yediği, mısır patlattığı, çay içtiği günler ne kadar geride kaldı. Modern çağ ilk önce aileyi parçaladı, sonra  akrabalık ilişkilerini daha sonra komşuluk ilişkilerini. Biz Yörük kadınları örf ve adetlerimizden asla taviz vermeyen kadınlarız. Ailemizden kazanmış olduğumuz yaşam tarzı bizlerde kaybolup gitmez. Burada bize düşen görev çocuklarımıza kendi kültürümüzü öğretmek ve kaybolup gitmesini önüne geçmektir.
 Bir Yörük kadını gerektiğinde hamurunu yoğurup, ekmeğini yapar. Bir Yörük kadını gerektiğin de  siyaset de, sporda, eğitimde, iş hayatında hakkıyla yerini alır. Zira onun donanımında ve kişisel kazanımlarında bu eğitim temelinde vardır.
Bizim dinimiz hiçbir vakit kadınların erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir. Allah’ın emrettiği şeyi kadın ve erkek beraber olarak ilim ve kültür edinmeleridir. Kadın ve erkek, bu ilim ve kültürü aramak ve nerede olursa oraya gitmek ve onunla dolu olma zorundadır…..Mustafa Kemal ATATÜRK
 Bizler Yörük kadınları Mecliste yerimizi, toplumda sözümüzü biliriz.

YORUMLAR

  • 0 Yorum